"Kerem iyi misin?" uçakta yan tarafımda oturan bedene çevirdim bakışlarımı. Yüzü kireç gibiydi. Uçak ya da yükseklik korkusu yoktu zaten sürekli bir yerlere uçuyordu. Endişeyle suratını izlemeye devam ettim.
"İyiyim canım." elini tutup öptüm.
"Ben yanındayım tamam mı? Gerilme bu kadar." gülümseyip kafasını salladı.
"Sarı korkma lan bu kadar, yemezler seni." Barış yan taraftan laf attığında Kerem elindeki boyun yastığını kafasına fırlattı.
"Barış sus sevgilim." Helin'in uyarı sirenleri veren sesi Barış'ı susturmaya yetmişti. Kerem ne kadar gerginse Helin'de o kadar gergindi. Bizim eve gelecekti ama Barış'ın onu ailesiyle tanıştırmadan bırakmayacağını biliyordu.
Barış ve Helin ikilisinden gözlerimi çekmeme sebep olan ikili Halil ve Buse oldu. Önümüzde oturuyorlardı ve neye bilmiyorum ama bir şeye acayip derecede gülüyorlardı.
"Bunlar oldu ha iyice." Kerem sessizce söylediğinde gülerek kafa salladım. Sonrasında geçen grupta konuştuğumuz muhabbet aklıma geldi.
"Kerem, Halil'in konuştuğu biri sevgilisi ne bileyim sevdiği biri falan var mı?" şaşkınca baktı bana.
"E Buse var ya işte." omuz silktim.
"Onlar için biz oldu diyoruz, onlar kendilerine arkadaş diyor. Hem yani ne bileyim şimdi Halil çıkıp arkadaşım benim falan derse, Buse'm üzülür." ağzımdan kaçırdığım potu fark edip sustum.
"Bir dakika bir dakika Buse Halil'i seviyor mu?" canım sevgilimden hiçbir şey kaçmıyordu.
"Kerem bak sakın bir şey söyleme Buse beni öldürür. Hem aşk demeyelim de hoşlantı diyelim." güldü.
"Halil bu aşk işlerine biraz ciddiyetsiz bakıyor ama Halil'i biraz tanıyorsam birkaç haftadır bir garip." merakla baktım yüzüne.
"Nasıl garip?"
"Ya işte böyle yazışırken artık kim bilmiyorum ama bence net Buse sırıtıyor sonra sırıttığını fark edip sinirleniyor. Geçen bir kar küresi görüp almaya yeltendi." heyecanla konuştum.
"Buse kar kürelerine bayılır." Kerem aydınlanma yaşar gibi büyüttü gözlerini.
"Vay ibne birde bana diyor ki Reyyan'a alacaktımda sen kırarsın götürürken ben size gelirken alayım en iyisi diyip yerine bıraktı." güldüm.
"Yani şimdi ne yapmamız gerekiyor?" Kerem durdu biraz önümüzde oturup hala hararetli bir şekilde konuşan ikiliye baktı.
"Bence bir şey yapmayalım. Halil'in bunu kendi fark edip kabullenmesi lazım, kabullensinde dilimizden kurtulamayacak göt." dediği şeye gülüp başımı omzuna yasladım o da bunu bekliyormuş gibi kafasını kafamın üzerine koydu. Kapanan gözlerime karşı direnmeyip kendimi uykunun kollarına bıraktım.
---------
"Memleketim be!" Barış'ın derin bir nefes çekerek konuşması üzerine bende etrafa bakındım. İnsan cidden özlüyordu.
"Özlemişim bende cidden."
"E hadi nasıl yapıyoruz şimdi." Halil sorduğunda Barış etrafına bakındı.
"Benim kuzen gelecekti bizi almaya. Dur arayayım ben onu bi." Barış uzaklaştığında bende bakındım.
"Bende bir abimi arayayım." elimi Kerem'in elinden alıp telefonumu aldım.
"Güzelim." tanıdık ses kulaklarıma dolduğunda hızla sesin geldiği yöne döndüm.
"Abim." sıkı sıkı sarıldığımda o da aynı şekilde karşılık verdi. Uzun zaman olmuştu ve fazlasıyla özlemiştim.