Cüzdan

723 69 376
                                    

Alican üstündekine baktı, pek hazırlanmamıştı sadece siyah bir gömlek ve aynı renkte bir pantolon gitmişti.

Nereye gideceklerini bilmiyordu, araştırdığına göre bu Barbaros denilen adam pek sağlam kazık değildi ama Alican bunları takarak yaşayan biri olmamıştı hiç.

Saçlarını düzeltti ve deri ceketini üstüne atarak derin nefes aldı.

İyi görünüyordu, kendisine sırıttı ve parfümünü sıktı.

Yeterliydi, fazla hevesli gözükmeye gerek yoktu.

Barbaros geleli tam on beş dakika olmuştu ama Alican bilerek onu bekletiyordu, sonuçta her istediğini anında verirse ne heyecanı kalırdı bu işin değil mi?

Zaten büyük ihtimalle bir kaç gece takılacaklardı, sonrasında ise Alican kendi hayatına geri dönecekti. Bu adam ona bir kaç beden büyük gelirdi.

Duyduğu ses ile kaşlarını çatarak cama doğru ilerledi ve perdenin arasından baktı, bir taksi geçemediği için kornaya basıp duruyordu.

Arabasından inen Barbaros'u izledi Alican.

Barbaros taksicinin camına doğru ilerledi ve cama bir kaç kere vurdu, adam camı açtı ve ikili konuşmaya başladılar.

Alican duramıyordu ama mimiklerine bakacak olursak pek şirin bir konuşma yapmıyorlardı.

Barbaros zaten bekletilmeyi sevmezken bir de taksicinin ona ayarlanmasını gördüğü için sinir kat sayısı artmıştı.

Camına eğildiği adama baktı.

"Bir daha o kornaya basarsan, seni o direksiyonla beraber dışarı alırım."

Cama sertçe vurdu.

"Anladın mı beni?"

Taksici adamın elinin sopayı kavradığını görünce Barbaros onun gözlerinin içine baktı ve ceketini hafifçe açarak ona belindekini gösterdi.

"Ya o sopayı bırak, ya ben onu başka türlü bir şekilde yok ederim."

Adam korkup kafasını salladı ve camı acele ile kapatarak arabayı geriye doğru çekti.

Barbaros kafasını yukarı kaldırdı ve derin nefes verdi.

"Oy Allahım, bugün birini öldürmeyeyim ya lütfen. Üstümdeki özel dikim ya, kan bulaşmasın."

Barbaros arabanın kaputuna oturarak Alican'ı beklemeye devam etti.

Alican izlediği şeylerden dolayı ne hissetmesi gerektiğini bilememişti.

Kendi kendine konuştu ve kapıya ilerledi.

"Ne işlere bulaştın oğlum Alican?"

Botlarını giyerken hala söyleniyordu, Alican açıkçası söylenmeyi seven bir insandı.

"Adam tehlikeli, baksana sopayı taksicinin götüne sokacaktı. Sen ne yapıyorsun? Bu adamla randevuya çıkıyorsun."

Botlarını giydi ve merdivenlerden inmeye başladı.

"En azından her şey bedava."

Alican bu düşünce ile yanına tek bir kuruş dahi almamıştı, eğer alman usulüne geçerlerse büyük ihtimalle o hesabı çıkarabilmek için bulaşık yıkardı tüm akşam.

Barbaros apartmanın kapısının açılma sesini duyunca baktığı kaldırım taşından gözlerini ayırdı ve gelen Alican'a baktı.

Tam tamına yirmi beş dakika onu beklemişti ama değmişti beklemesine. Alican o kadar güzel görünüyordu ki, Barbaros bırak yarım saati onu o an bir hafta bile beklerdi.

Delibal | Alican & Barbaros Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin