Alican elindeki telefona bakıyordu. Hala yattığı yerden kalkmamış, aksine daha da rahat bir pozisyonda uyuklamaya devam ediyordu.
Kalkması lazımdı, duş alması lazım ve sonrasında ise işe gitmek için hazırlanması... o kadar büyüyordu ki gözünde bunlar düşündükçe.
Barbaros'tan dünden beri haber almıyordu. Daha ne olduğunu anlayamadan kavga etmişlerdi. Alican farkında değildi, Barbaros ile seviştiğinin, onun vücudu ile bir bütün haline geldiğinin farkında değildi.
Hevesleri vardı onun da, uzun süre önce içine attığını düşündüğü, ihtiyacının olduğunun farkında olmadığı şeyler.
İlgiye ihtiyacı vardı, sevilmeye, dürüstlüğe, güvene, samimiyete ihtiyacı vardı. Koruyup kollanmaya ihtiyacı vardı ancak birinin onu koruyup kollamasına izin vermeyecek kadar da büyük bir inadı ve gururu vardı.
Hayat gerçekten kimseden yardım istemeden, her şeyi tek başına halletmeye çalışırken çok ama çok zordu.
Yardım istemenin kötü bir şey olmadığını biliyordu, aksine herkese yardımcı olmaya çalışıyordu ancak kendisine gelince bu iş tam olarak böyle ilerlemiyordu. Bu biraz -baya- yoruyordu onu.
Parası yoktu, borç isteyebilirdi -borç isteyeceği insanlar vardı etrafında- ancak o daha da kötü bir şey yaparak hırsızlık yapardı ve bu onun için sorun olmazdı. Kendi derdini kendisi halletmiş olurdu çünkü, bu ise onun için etik ve ahlaki değerlerden çok daha kıymetliydi.
Barbaros'a aşık değildi ancak onun tek gecelik bir şey olmadığını da o kapıdan çıktığı an anlamıştı. Daha önce çok kötü hakaretlere uğramış, ithamlarda bulunulmuş biri olarak ilk defa birinin dediği şeye bu derece tepki vermişti.
İlki haricinde ilk defa biriyle sevişirken bu derece heyecanlanmıştı, tamamiyle kendisini ona bırakamazdı ve bunu istemiyordu da zaten ama onu net bir şekilde diğerlerinden ayırabiliyordu.
Kafasındaki düşünceleri atamadan duş aldı, hazırlandı ve iş için evden çıktı.
Barbaros hala ona yazmamıştı, kırmış mıydı onu acaba?
Ona sende diğerleri gibisin derken gerçekten bunu mu kastediyordu? Çünkü genelde düşündüğü şeyleri hem açıkça söyleyen, hem de söylemeyen biriydi Alican.
Telefonuna gelen mesaj ile kendisini utandıran bir hızda kırık olan ekranı açtı.
Cemre: Selam, nasılsın kaçak?
Alican yazan kişinin en yakın arkadaşı olduğunu gördüğünde gözle görülür bir hayal kırıklığına uğradı.
"Bir adam sana yazmıyor diye salak salak üzülmek ne oğlum?"
Kendisine karşı olumsuz anlamda kafasını salladı ve Cemre'nin mesajına cevap verdi.
Alican: İyidir yavrum, senden naber?
Cemre: İyiyim ya ne olsun.. Sana bir şey söylemek için yazdım
Alican: Ne yaptın yine söyle bakalım
Cemre: Ne yapacağım oğlum, yapmadım bir şey
Cemre: Benim iş sebebiyle 3-4 ay şehir dışına çıkmam gerekiyor, ülke dışı da olabilir pek emin değilim
Alican: YUH
Alican: 3-4 ay ne oğlum? Ne işi bu kadar?
Cemre: Biraz karışık, bende tam anlamadım ama baş patronun özel emri.
Alican gözlerini devirmeden edemedi, Cemre'nin işini bilmiyordu ancak temiz bir iş olmadığına adı kadar emindi.
Alican: Senin o patronunun amına koyayım ben
![](https://img.wattpad.com/cover/355682275-288-k265870.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delibal | Alican & Barbaros
Hayran KurguTehlikeli bir aşktı onların aşkları, fazlası zehirdi. Fazlası Delibal'dı. - Kafama göre yazıyorum, karakterlerin gerçek ile alakası yoktur. Kötü yorum yapacaklar gelmesin.