Bir hışımla arkama döndüm, çünkü çok sinirliydim...
~
"Ya siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz!?" Dedim boğazım yırtılırcasına.
"Çok açık bir şekilde belli değil mi ne yaptığım. Seni istiyorum kızım!" İğrenerek baktım yüzüne ;
"Ama ben seni istemiyorum!"
"Isteyeceksin!"
"Senden nefret ediyorum biliyormusun?" Dedim yüzüne biraz daha yaklaşarak...
"Ve böyle bir şey asla olmayacak!" Diye ekledim, yanından tam geçip giderken;
"Görkem!" Dedi ve durdu...
"O piç kurusunu seviyorsun değilmi?!" Görkemin adını duyduğum an Kendimi tutamadım ve sağ gözümden yanağıma doğru bir yaş süzüldü..."Ne diyorsun sen!?"
"Ne anladıysan o!"
"Şimdi" dedi ve bana doğru biraz daha yaklaştı.
"En yakın zamanda, en kısa sürede, bu konuyu düşün tamam mı, yoksa seni bir daha uyarmayacağım, müstakbel sevgili karıcığım" piç gibi sırıtarak ayrıldı yanımdan.
Ne yapacaktım ben şimdi, Görkeme ne diyecektim, Görkemle kurduğumuz hayaller' e ne olacaktı, Faruk bizi nereden biliyordu, daha çoğu kimse bilmiyorken... aklımda milyonlarca düşünce vardı...
Görkeme söylemelimiydim acaba, yoksa söylememelimiydim.Başım ağrıyor, midem bulanıyordu ve en kötüsü kalbimde bir sızı hissediyordum...
Dik durmalıydım her şeye rağmen, herkese rağmen. Başımı dik tutmalıydım... Elimle gözümdeki yaşları sildim ve kendimden emin adımlarla eve doğru ilerledim. Eve girdiğimde, şam şeytanları çoktan gitmişlerdi, herkez merakla bana ve benim iki dudağımın arasından çıkan şeylere merakla bekliyordu. Yüzümde mutluluk maskesi vardı."Noldi kizum da anlat!"; annem
"Bir şey yaptı mı kızım sana?" Diye sordu endişeyle babam
Herkes bir şeyler söylüyordu;"Bırak baba gidelim basalım şunların evini" diyordu Azad Abim
"Yeter!" Diyerek çıkıştım; sesimi yükselterek
"Hiç bir şey olmadı, sadece konuştuk!"
"Ne konuştunuz?!"diye sordu amcam
Bir şeyler sezmiş gibiydi..."Çok yoruldum uyuyacağım, herkese iyi geceler" diye geçiştirdim bütün soruları,
sonra merdivene yöneldim, merdivenlerden çıkarken Tuğçe arkamdan söylene söylene geliyordu..."Zümrüt noluyor?!"
"Gel odama anlatayım çabuk!" Sesim titriyordu
Hızlıca dediğimi yaptı ve odanın ortasında soru soran gözlerle bakıyordu, odamdaki balkonun kapısını açtım ve yatağımın yanındaki komidinin üzerinde duran Tabakayla zippomu aldım, ve balkona doğru ilerledim, Tuğçe çoktan oturmuştu, bende kendimi siyah karpuz takımı koltuğa attım ve sigaramı yaktım...
"Zümrüt anlat artık noluyor?!"
Bacak bacak üstüne atıp sigaramdan derin bir duman çektim, balkonumun manzarası tam şehir ışıklarına bakıyordu kendimi bildim bileli şehrin ışıklarını binaları, kalabalık yerlerdeki telaşı izlemeyi çok severdim, huzurlu hissettirirdi şuan gördüğüm milyon kadar evde, binalarda ,cafelerde restorantlarda, nasıl bir yaşam vardı?nasıl bir hayat vardı?, nasıl bir sohbet vardı?n e konuşuluyordu? mutlularmı yoksa kötülermi diye düşünmeden edemiyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜTÜANKA
Ficción GeneralBir kez görmek yeter, Aşkta bir bakış, ömürlere bedel... Bu bir aşk hikayesimiydi, belkide daha fazlasıydı... Aşk neydi? Günümüz aşklarının ötesinde bir aşk Görkem ile Zümrütün aşkı. Bir yanda Zümrüte senelerdir aşık Görkem, diğer yanda aşkın kendi...