Bölüm hakkındaki düşünceleriniz benim için çok önemli lütfen yorumlarda belirtirseniz sevinirim :)
"Oğlunuz kızımı düğünden kaçırdı" diye çıkıştı babam
"N-ne!"
~
Hani bazı anlar olur ya biraz korku, biraz stres, birazda karşı tarafın vereceği tepkiyi kestirememek gibi... benzer olaylar. İşte o anlarda midenize bir ağrı girer, sanki üzerine taş oturmuş gibi. İşte o anda soğuk soğuk terlersiniz, bayılmak istersiniz, titremeye başlarsınız. Bunun sağlık bilimindeki adı nedir bilmem ama, benim için KORKU'ydu. Korkunun somutlaşmış bir haliydi. İşte o anlardan bir tanesini yaşıyordum. Bunu yaşadığım günede yaşatanlarada, yaşatan olaylarada, hep lanet etmişimdir. Şuan öyle bir andaydımki iki tarafın vereceği tepki benim, bizim için çok önemliydi. Bazen çok düşünürdük Görkemle Çınar ağacının altında, ailelerimiz bu durumu kabul eder yada etmez diye, bazen anlatmıştık ama gelip gecişi bir heves olduğunu söylerlerdi, kimse ciddi düşünmemişti lâkin bizden başka.
2 seçenek, tek bir yol, mutlu yada mutsuz hayata yol açıyor. Belkide hayatlarımız seçeneklerden ibaretti...
Kendimi düşüncelerden uzaklaştırdığım sırada Görkemin annesinin şu konuşmalarına şahit oldum;
"Oğlum, ne kaçırması, ne diyor bunlar, kim bu kız!" Duyduğum bu cümle kalbimde bir çatlağa daha neden oldu. -KİM BU KIZ-
Kimdim ben, ben gerçekten kimdim? Her insanın kendine sorması gereken en önemli soruydu bu, "kimim ben" cevabı bulunmaz bir soruydu..."Ben Görkemin ilkokul, ortaokul, Lise aşkıyım!" Diye dile getirdim
"Ama çoğunuz bunu hatırlamıyorsunuz!"Sessizlik...
"Size defalarca anlattık, ama siz, bunun gençlik hevesi olduğunu söylediniz. Ama bizimkisi öyle değil bizimkisi aşk, sonsuz heves"
Görkem bana hayranlıkla bakıyordu, Görkemin babası Alparslan amca ise hiçbir şey demeden bana bakıyordu sadece... Ondan bir ışık görmek istiyordum Görkemin arabada anlattığı şeyden sonra; ve bu umut ışığı bana yıldızlar gibi patladı o an...
"Z-Zümrüt, kızım" diye seslendi Alparslan amca bir şeyler hatırlamak ister gibi bilmiyorum belkide haturlamisti O an
Mutluluk, sevinç, O an ne kadar pozitif duygu varsa yaşadım.
Annemde benim dediklerinden sonra kafası dank etmiş olacakki babama doğru seslendi;
"Vedat! Kızımızın meşhur Görkemi bu, Oğlan!" Dedi
Yıldızlar bir kuzey ışığı gibi bize parlayıp, kayıyorlardı... Sevmek güzel bir duyguydu belkide...
Uyuşmuş bedenimde hissettiğim tek sıcaklık Görkemin elimi tutmuş eliydi, ve devam etti;
"Herkez duysun, görsün, bilsin ben ilkokul, ortaokul, Lisede deliler gibi Zümrütüme aşıktım, ve hâlada öyle" derken herkezi karşısına alıp bana bakıyordu. Bir şey söyleme gereği duyarak;
"Biz birbirimizi çok seviyoruz, Görkem haklı"dedim
O sırada babam araya girerek, "madem birbirinizi seviyorsunuz bunca senedir,herşey uslünce olsun, törelerimize uygun olsun yangindan mal kaçırır gibi ne bu acele ki gün sonra gelin kızım Zümrütü istemeye"
"N-ne nasıl yani?"
"Düğünden kaçırmaya cesaretin olduysa elbet, istemeyede olur delikanlı"
O anki mutluluk gözyaşları ile babama sırıtarak
"Babaa" diye çıkıştım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜTÜANKA
Ficción GeneralBir kez görmek yeter, Aşkta bir bakış, ömürlere bedel... Bu bir aşk hikayesimiydi, belkide daha fazlasıydı... Aşk neydi? Günümüz aşklarının ötesinde bir aşk Görkem ile Zümrütün aşkı. Bir yanda Zümrüte senelerdir aşık Görkem, diğer yanda aşkın kendi...