Yarın hayatımın en kötü ve unutamayacağım bir günü olacaktı...
~
O gün bu gündü. Tüm gece hiç uyuyamamıştım. Korkuyordum.
Sabahın erken saatlerinde babamdan eve kuaför çağırmasını rica ettim. Gitmek istemiyordum çünki. Kafam allak bullaktı herkez bana bir şeyler söylüyor ama ben hiçbirini duymuyordum. Şuan odamdaki makyaj masasında oturmuş karşıdaki aynadan kendime bakıyordum. Çökmüş omuzlarıma, göz altı morluklarıma, dünden beri ağzıma bir lokma sürmeyen kurumuş dudaklarıma ve durmadan ağlayan kırmızı gözlerime...
Saçlarıma biri fön çekiyordu, yanaklarıma ise allık. Çok abartılı bir şey istememiştim. Hatta pijamayla bile gitmeyi düşündüm nikaha. Üzerimde boğazlı ince body bir elbise vardı hafif vücudumu sarıyordu. Kısa bir süre sonra saçlarımda bittiğinde at kuyruğunun altından Örgü vardı. Altınada ince topuklu ayakkabı giymiştim. Çok özen vermedim.
Annem ve halam hâlâ vazgeçmem için yalvarıyorlardı. Ama artık çok geçti. Furkan havaya ateş açmak için düğünü açık alanda istemişti. Bende kabul ettim en fazla ne olabilirdiki...
Saat yavaş yavaş yaklaşırken, Tuğçe yanıma gelip;"Görkemle konuştunmu?" Diye sordu
"Hayır Tuğçe. ne diyeyim ben evleniyorum, sende gel mi diyeyim, dünden beri konuşmadık, mesaj atıp ariyo ama ne baktım ne de geri döndüm, zaten moralim bozuk üstüme gelme!" Diye bağırdım
"Sakın ve sakın, kesinlikle Furkana ve Görkeme filan söylemiyorsun. Duydunmu beni!" Diye tersledim.
Ama cevap gelmedi.
"Tuğçe!"
"Tamam!"
Azad abimin seslenmesiyle aşağı indik ve inmez olaydım. Kuzgunlar gelmişti. İsmet Kuzgun, Nurgül Kuzgun, Zeyno Kuzgun ve Faruk piçi. Hepsi jilet gibiydi. Bu işi önemsedikleri belliydi her hallerinden. Ismet'in babama olan bakışları üstünlük taslayıcıydı. Nurgül'ün bu işten pek heves aldığı söylenemezdi benim gibi. Memnuniyetsizdi. Her kayınvalide gibi Ona gelin olmak nasıl bir şey gösterecektim. Çekecekleri vardı benden. Hemde çok. Zeyno'nun keyfi yerindeydi gözlerini Fatih Abimden ayırmıyordu, ama Fatih abim farkında değildi. Bu gözümden kaçmamıştı. Faruk ise gene her zamanki olduğu gibi. Pişkindi...
"Vays, çok güzel olmuşsun prenses!"
"Kes sesini!" Diye tersledim
Bu sözüme herkes şaşırmış olacakki sudan çıkmış balık gibi bakıyorlardı bana. Ortam aynı zamanda çok gericiydi, çakmak atsak ortalık hemen alev alırdı.
"Artık gidelim" dedi İsmet
Ve herkez onaylayınca arabalara bindik ve düğün alanına doğru yol aldık.
Mecburi Faruk ile aynı arabaya bindim. Biner binmez camı sonuna kadar açtım ve dışarı izledim.
Şuan normal bir kadın olarak çok şey hissetmem gerekirdi ama ben hiçbir şey hissetmiyordum. Hemde hiç bir şey. Koca bir Hiç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜTÜANKA
Genel KurguBir kez görmek yeter, Aşkta bir bakış, ömürlere bedel... Bu bir aşk hikayesimiydi, belkide daha fazlasıydı... Aşk neydi? Günümüz aşklarının ötesinde bir aşk Görkem ile Zümrütün aşkı. Bir yanda Zümrüte senelerdir aşık Görkem, diğer yanda aşkın kendi...