B1-Başka.

1.4K 41 7
                                    

Keyifli okumalar herkese

Yeni bir hikayeye başlıyoruz. Dilerim beğenirsiniz.

Bingöl'ün görkemli dağlarına sabah güneşi yavaş yavaş vurmaya başlarken, yirmi yaşında ki Saffet arabanın hızını biraz daha arttırıp Van topraklarına girişini biraz daha hızlandırdı.

Gülümseyerek radyonun sesini biraz daha yükseltti. Adını bilmediği ama kimin okuduğunu çok iyi bildiği bir türkü çalıyordu. Telefonunun çalmasıyla derin bir nefes alıp müziği biraz kıstı. Arayan Rozalin'di.

Sevgilisi, aşkı, sevdası.

Henüz 12 yaşında bir çocukken babasıyla gittiği bir aşiretin düğününde görmüştü onu. 10 yaşında ki Roza abisi Yusuf'un dibinden ayrılmazken arada utanarak Saffet'e bakıp kıkırdıyordu. Saffet ise onun kocaman çekik açık yeşil gözlerinde kaybolmuştu sanki. O kadar güzellerdi ki..Esmer teni ve koyu siyah saçlarına tezat cam gibi olan gözleri sanki delip geçmişti o çocuk yaşında.

Bir sonra ki görüşmeleri ise Rozalin'in 2 yaşında ki kardeşi Ali'nin sünnetinde olmuştu. Bu kez daha da güzeldi. On beşini bitirmek üzereydi Rozalin. Siyah saçları belini bile geçiyordu. Önden bir iki tutamını örmüş,bembeyaz bir boydan giymişti. Simli kaftanı ile o kadar güzeldi ki. Saffet onu beş yıl sonra görmenin heyecanıyla donup kalmıştı. Düğün boyunca gözlerini alamamıştı kızdan. Kuzeni Zinar arada uyarmasa belki de hiç gözlerini çekmeyecekti ondan.

Rozalin de Saffet gibi güçlü bir ağanın kızıydı. On dört yaşına girmesiyle talipleri de artmaya başlamıştı. Gerçi babası pek evlendirme meraklısı değildi kızını. Fakat ona başka seçenek sunmamışlardı ya, neyse. Hiç değilse on yedi on sekiz yaşına gelmesini bekleyecekti. Kızını istemediği biriyle evlendirme taraftarı değildi. Yine de uygun bir kısmet çıkarsa kızının babasının sözünü çiğnemeyeceğinden emindi.

O düğün sonrası Saffet kafaya takmıştı artık kızı. Bırakamazdı onu. Aylarca peşinde koştu. Aylarca Bingöl ve Van arasında mekik dokudu. Sadece bir ay boyunca onu evin kadınlarıyla su kenarına giderken görebilmek için arabada yatarak geçirdi. Koskoca 1 ay!

Rozalin kucağında Ali ile gülerek ablası Zeyno ile konuşurken uzaktan bir çift kara gözün onu izlediğini fark etti. Etraf fazlaca kalabalıktı. Korkarak bakışlarını tekrar ablasına çevirdi. Yanakları cayır cayır yanıyordu. Ablası geceler boyu dinlediği kara gözlü çocuğu görmek için baktı. Güldü sonra. Ali'yi kucağına aldı. Annesi ve evin kadınları dere kenarına çoktan inmişlerdi. Çamaşır yıkayacaklardı.

"Konuşmak istiyor musun onunla?"

Rozalin cevap vermedi. Tekrar Saffet'e baktı. Saffet beklentiyle ona bakıyordu. Gözlerinden heyecan fışkırıyordu. Saklandığı ağacın arkasına biraz daha sindi.

"Evet ama...Korkuyorum."

"Neden?" Dedi Zeyno. Yorularak Ali'yi kucağından indirdi. Ali koşarak annesinin yanına gitti.

"Ya...Ya benimle evlenmezse?"

Zeyno kahkaha attı.

"Kız evlenmese çocuk 2 sene peşinden koşar mı? Deli kız! Çocuk resmen peşinde köle oldu. Daha da naz yapma. Söyle gelsin istesinler seni. Daha ne? Hadi ben annemleri oyalayayım. Çabuk git gel!" Deyip Saffet'e uyarıcı bir bakış attı. Ve oradan uzaklaştı.

Rozalin derin bir nefes alıp tenha olan ormana bakıp hızlıca Saffet'in yanına gitti.

İkisi de bir süre konuşmadan birbirlerin yüzüne baktılar. Rozalin ilk defa utanmadan uzun uzun hafızasına kazımak istercesine uzaktan uzağa aşık olduğu adamın yüzünü belleğine kaydetti. Kara kaşlarını, gözlerini..Burnunun kenarında ki o beni..siyah dik saçlarını, hafif sakallı yanaklarını, teninden gelen parfüm kokusunu. Heyecandan titreyen soluklarını, kalbinin gümbürtüsünü..

Kalbimin DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin