Bir tarafta çocukluk aşkları Saffet ve Rozalin..
Diğer tarafta birbirleri için günleri sayan Berivan ve Yakup..
Peki hayat neden Saffet ve Berivan'ı bir araya getirmişti?
Neden hayat dördünü de yakıp yok etmişti..
Peki küllerinden geri doğabilecekle...
Berivan kocasına daha fazla bakmadan gözünden damlayan yaşları kolunun kenarıyla sildi.
Üst kata odasına çıktı. Yatağın kenarına çöktüğünde boğazına oturan yumrudan kurtulamıyordu. Gözleri boşluğa kayarken aynada ki yansımasıyla göz göze geldi. Saffet'in ağlayan yüzü aklına gelirken dudakları titredi birden. Ona acıyordu. Kendine acıyordu. Bu evliliğin temelinde ki çatlakları, sarsıntıları gördükçe içi daha da kararıyordu.
İkisi de başkalarını seviyorlardı.
"Yakup.." diye fısıldarken buldu kendini. Yakup'un bakışları geldi aklına, sıcak elleri. O ellerin saçlarını okşayışını hatırları. Boğulacak gibi olurken ayağa kalkıp cama gitti. Pencereyi açıp serin havanın ona iyi gelmesini bekledi.
Hayır, gelmiyordu. Dudakları ağlamamak için titrerken, gözlerine yaşlar dolmuşken hiçbir işe yaramıyordu.
Yalvarırım bırakma beni!
Yalvarmıştı Berivan'a değil mi? Onu hiç ağlarken görmemişti Berivan. Duymamıştı. Yakup'un çaresiz çırpınışlarını hatırladıkça ağzından bir hıçkırığın kaçmasına mani olamadı.
Askerde mi terk etmeyi bekledin beni? Bu muydu bana reva gördüğün? Hiç mi sevmedin lan beni!
Çok sevdim! Çok seviyorum seni diye haykırmak istemişti ağlarken. Ama tek yapabildiği eliyle ağzını kapatıp onu dinlemek olmuştu.
"Kurtar beni Yakup...Kurtar beni burdan.."diye fısıldarken buldu kendini. Gökyüzüne baktı. Tek bir yıldız yoktu.
Gözlerini yumdu.
Acaba onunla aynı gökyüzünü mi bakıyorlardı? Eskiden olduğu gibi. Çimlere uzanıp gelip geçen bulutların şekillerinden anlamlar çıkarırken kahkahalara boğulurlardı. Şimdi de zamanın geçmesini beklerken gökyüzünü izliyor muydu Yakup?
Yoksa acı mı veriyordu?
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
3 ay sonra.
Şırnak.
Yakup dümdüz bir ifadeyle karşıya bakıyordu. Buz gibi hava ona işlemiyordu sanki. Dimdik dururken, kiprikleri bile buz tutmak üzereydi. Ama içinin yangını öyle fazlaydı ki..Bu soğuk işlemiyordu ona.
Nöbeti devrederken derin bir nefes alıp elini telefonuna götürdü. Pes etmedi. Yine ve yine çaldırdı Berivan'ın numarasını. Ve yine telefonu kapalıydı.
İçi sıkılırken bir bardak çay aldı. Sigara yakarken telefonu cebinde titremeye başladı. Arayan Dilara'ydı. Berivan'ın kuzeni. Ağzında yakmadığı sigarayı telaşla bıraktı. Telefonu açıp çeken kısma doğru nerdeyse koşarak gitti.