23.Bölüm

9 3 1
                                    

Kim Minseok Jihyo'nun söylediklerini yabana atmamıştı. Olayın üzerine gidilmişti. Ve Jihyo haklı çıkmıştı. Sana'nın ölüm sebebi bileklerinin kesilmesi değildi. Sana öldürülmüştü ve muhtemelen Mina'yla katili aynı kişiydi.

"Sizce Sana gerçekten Mina'yı öldürdü mü yoksa biri suçu üzerine atmaya mı çalışıyor?"

Jihyo'nun bu sorusunu odada bulunan herkes uzun uzun düşündü ama kimse cevap vermedi. Sessizlik Jihyo'nun canını sıkıyordu. Kyungsoo ve Chanyeol'e bakarak yeni bir şey sordu. "Junmyeon'dan haberiniz var mı?"

"Bizim eve getirdik, Jongin ve Baekhyun yanında." Kyungsoo bu şekilde yanıtlamıştı Jihyo'yu. Jihyo onaylar anlamda başını salladı.

"Sen Momo veya Dahyun'la konuştun mu Jihyo?"

Jeongyeon'un sorusunu yanıtladı Jihyo. "Momo'yu aradım. Onlar birlikteymiş buraya gelin dedim ama gelmediler. Tzuyu'yi de aradım açmadı. Sehun'u aradım. Tzuyu odaya kapatmış kendini konuşmak istemiyormuş," dedikten sonra kalktı. "Odama gidiyorum ben biraz uzanacağım."

Dördü de onaylayınca Jihyo odasına gitti. Kalan arkadaşlarını sessizlikte bırakmıştı.

Biraz sonra Kyungsoo yavaşça söyledi. "Yixing gitmiş. Duydunuz mu?"

Üçünden de ret cevabı alınca devam etti. "Mektupta yazanı öğrenince okulla iletişime geçmiş. Doğruymuş yazan gerçekten kabul mektubu göndermişler. O da hemen toparlanıp gitmiş."

"Defolsun gitsin." Nayeon bütün nefretini kusarcasına söylemişti. O iğrenç günden sonra Yixing'le ilgili her şeyden nefret etmişti. Ne adını duymak ne de yüzünü görmek istiyordu. Bu isteği Yixing'in gidişiyle gerçekleşecek gibi görünüyordu. Sonrasında kedi gibi Kyungsoo'ya sokuldu. "Sarıl bana." diye kendisinin bile zor duyacağı bir sesle mırıldandı. Kyungsoo duymuştu ve sımsıkı sardı Nayeon'u. Kyungsoo'nun Nayeon'un acılarını hafifletmek gibi bir özelliği vardı.

Kapısı tıklanınca Tzuyu ölü gibi bir sesle konuştu. "Sehun lütfen..."

Kapı açıldığında Tzuyu kapıya döndü. Gelen Sehun değildi. Chaeyoung sandalyesini sürerek iyice yanına yaklaştı. "İyi misin?"

"Seni bulacağım manzarayı az çok tahmin ediyordum ve ölü olmadığını biliyordum. Evin içinde ölü insan arayıp bulmak bana çok ağır geldi." Tzuyu dolu gözlerini iyice sıktı ve yaşları akıttı.

Chaeyoung usul usul Tzuyu'nin saçlarını okşamaya başladı. Tzuyu ağladı. Tam her şey düzeliyor derken yepyeni bir şey olmuştu. Kalbi kaldırmıyordu artık.

"Benim sürekli kalbim sıkışıyor." diye mırıldandı gözyaşları arasında.

Bu lafı Chaeyoung'u endişelendirmişti. "Sehun gelince seni hastaneye götürsün o zaman."

"Yok istemiyorum." dedi ve ağlamayı bıraktı. "Sehun nerede ki?"

"Junmyeon bayağı kötü olmuş onu merak etti, oraya gitti."

"Sen buraya nasıl geldin?" Tzuyu'nin saf saf sorduğu soruya Chaeyoung önce şaşırdı ve duraksadı sonra imayla söyledi "Tekerlekli sandalye var ya altımda."

Tzuyu saf saf bakmaya devam edince Chaeyoung açıklama gereksinimi duydu. "Sen odadan çıkmadığın için bir şeye ihtiyacım olursa diye Sehun gitmeden beni sandalyeme oturttu."

"Anladım." diye mırıldandı Tzuyu. Gözlerini Chaeyoung'un yüzünden çekip boşluğa dikti. Gördüğü manzarayı unutamıyordu.

Chaeyoung Tzuyu'nin haline oldukça üzülmüştü. Üst üste zor şeyler yaşamıştı. Kendi durumu neyse ama evini paylaştığı insanlardan birinin ölüsünü bulmak zor bir şey olmalıydı.

Secret Story of the Black Swan | TwiceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin