Secret Story of the Black Swan | Twice

30.Bölüm

"Öyle rahat edemezsiniz arkana koymak için yastık getirmemi ister misin?" Tzuyu ilgiyle Jeongyeon'a sorduğunda Jeongyeon bezgin bir sesle yanıtladı. "Gerek yok boşver." Sonra zorla kendisini omzuna yaslayan Chanyeol'e baktı. "Sal beni gerçekten iyiyim."

"Sus ve yaslan." demişti Chanyeol sadece. Jeongyeon göz devirdi ama herkesin içinde uzatmanın anlamı olmayacağından dolayı daha rahat bir şekilde yaslandı ve başını da Chanyeol'ün başına yasladı. O sırada Jihyo Baekhyun'a Jongin ve Junmyeon'u sorduğu için konu çoktan dağılmıştı zaten.

"Jongin pert," dedi Baekhyun iç çekerek. "Odasından çıkaramıyoruz dava gününden beri. Aslında ben gelmeyecektim ama yalnız kalmak istediğini söyleyince geldim. Junmyeon da kaldırabilmiş değil okulu mokulu dondurdu ailesinin evine döndü."

"Hadi ya," dedi Jihyo. "Haberim yoktu. Üzüldüm." Hepsi küçük mırıltılarla onaylamıştı onu. Mırıltılar kesildiğinde Jihyo yeni bir soru ortaya attı. "Dahyun? Ondan haberi olan var mı? Ben defalarca kez aradım ama hiçbirini açmadı."

Tzuyu önce Baekhyun'un bir şeyler söylemesini bekledi. Hep birlikte oraya geliyoruz diye aradıklarında Tzuyu Dahyun'u görmeyi de beklemişti ama Dahyun yoktu. Baekhyun'dan ses çıkmayınca konuştu. "Ben ona mesaj atıyorum 15 saat sonra falan dönüyor. En son yazdığıma cevap vermedi." Telefonuna uzanırken "Bakayım ne zaman yazmışım?" mırıldanırcasına söyledi. "1 günü geçmiş yazalı. Baekhyun sen konuşmuyor musun?"

"Ayrıldık biz." Baekhyun kırık bir sesle söylemişti.

"Niye?"

"Niyesi mi var sizce? Sevgili mi kalsaydım?" diye çıkışınca Tzuyu başını öne eğdi ve içecek hazırlamayı bahane edip odadan çıktı.

"Pot kırdın." Chaeyoung Tzuyu çıktıktan sonra ters ters söylemişti. Baekhyun sonradan fark etmişti ağzından çıkanı. "Evet ya biraz öyle oldu." dedi yavaşça.

"Bence ayrılmanı gerektirmiyordu." diyen Jeongyeon'la Baekhyun pür dikkat ona baktı. İkisi birbirlerinin sözlerine her zaman önem vermişlerdi. "Ne bileyim." dedi omuz silkerek. "Chaeyoung'un olayına karışmasına kızmıyorum da öbürü beni yıktı geçti."

Jeongyeon karnının üstüne doğru eğildi. "Belki yıkmamıştır da ağır hasar vermiştir olamaz mı?"

"Ne? O ne demek be?" Nayeon şaşkınca söylemişti. Baekhyun da aynı şaşkınlıktaydı. Nayeon'un şaşkın sorusunu boşvererek konuştu. "Onun sonu da yıkılmak değil mi?

"Evet ama sonrasında daha sağlam bir ilişki oluşturmak şu an senin elinde Baekhyun."

Chanyeol Jeongyeon'u yarasına baskı yapmaması için kendine çekerken konuştu. "Biz tecrübe ettik bak. Ben bizi yıktım ama sonrasında çok çabaladım yaşananların da etkisiyle şu an birbirimizin kıymetini daha iyi anlamış durumdayız."

"Hayat çok kısa şu odanın içinde bile iki tane ölümden dönmüş insan var. Eğer Dahyun'u seviyorsan ona bir şans daha ver. Biliyorsun zaten Dahyun yaptığı hatayı yenileyecek bir insan değil."

"Bu arada ben üçünüze teşekkür ederim Mina'ya bizim eve girme işinde tavır koyduğunuz için." Bu konu Chaeyoung'u sıkmıştı. Araya daldı.

Nayeon atıldı. "Benim haberim bile yoktu yalnız."

"İyi ki de yokmuş Nayeon. O zaman sen bana teşekkür et bak sayemde bir sürü kişinin gerçek yüzünü gördün sonra da sürekli elleyebilecek bir sevgili buldun." Son cümlesiyle Nayeon hızlıca Kyungsoo'nun saçındaki elini çekti.

Küçük bir iki gülüşmenin ardından Jihyo üzgün bir sesle konuştu "Aslında bizim anlamamız gerekiyordu. Yanımızda konuşulan şeyi anlamamış olmamız bana çok saçma geliyor. Kendime çok kızıyorum. Olayı duyduktan sonra şüphelendim gerçi ama beni gelin diye Sana aradı, biz Jeongyeon'la gittiğimizde Dahyun yoktu diğerleri vardı. O sonradan geldi. Öyle olduğu için ihtimal vermek istemedim. Görüşmüş gibi değillerdi. Tzuyu haber vermek için aradığında bozuntuya vermediler. Ya da verdiler ama ben anlamak istemedim, arkadaşlarıma kondurmak istemedim. Biz anlamadığımız için susmak zorunda kaldın kendi adıma senden özür dilerim Chaeyoung."