Minho davarı

153 13 4
                                    

sabaha karşı ödevini bitirmiş, göz altları mosmor olmuş, eli ayağı artık yorgunluktan tutmayan genç masasından kalktığı gibi kendini yatağına attı. telefonunu açıp baktığında saatin 6.23 olduğunu gördü ve 1 buçuk saat kadar yatabileceğini düşünerek alarm kurdu ve kafasını yastığa yerleştirdi.

gürültülü alarm sesi ile yerinden sıçramıştı. alçak olan yatağından düşmesiyle kafasını tutup alarmı bir sinirle kapattı. kafasını gerçekten sert vurmuştu ki canı fazlasıyla acıyordu.

hızla hazırlanıp odasından çıktı. "günaydın!!"
o neşeli sese karşılık yüzüne bakmadan arkasını döndü ve kısık sesle "günaydın.." dedi kardeşine. "ya!! dur! Hyunjin! bir şey mi yaptım?" kardeşi, parıldayan sarı uzun saçlarını at kuyruğu yapmış ve kahkülünün yanından uzayan kısa saçlarını tel tel bırakmış, beyaz gömleğini ve siyah kravatıyla beraber siyah pileli eteğini hiç üşenmeden her gün olduğu gibi ütülemiş ve sade makyajıyla çok güzeldi.

kısacası Hyunjin'in tam tersiydi.

"efendim Hana?" kız siyah kalın topuklusuyla adım attığında Hyunjin kardeşinin yaklaştığını fark ettiği için onu durduramayacağını anladı ve yavaşça arkasını döndü. "Hyunjin? senin göz altların neden morarmış? kavga mı ettin!?? bak yine öyle bir şey yaptıysan bu sefer anneme bir bahane uyduramam. gider direkt söylerim!"

Hyunjin yavaşça kafasını iki yana salladı. "ödev yapıyordum. bitmedi gitti amcık ödev. hayır hem soruyu zor yapmış hemde bana diyor ki 'dört kere yapacaksın Hyunjin' amına koyim kolay yap bende otuz kez yapayım yani. hem kavga etsem göz altım mı moraracak Hana?" Minho'nun taklidini yaparken yüzünü buruşturup sesini ince ve alaylı bir şekilde çıkardı.

"hangi hoca- işlem dedin doğru. neydi o adamın adı... Me- yok Mi- neydi ya"

"Minho" Hyunjin sıkılmış gibi gözlerini kapatıp söyledi. "heh Minho. bizim derslerimize girmez umarım." kız söylediği şeyden sonra biraz durdu ve hafif kafasını eğdi. "şey. abi... bir şey soracağım"

"abi dediğine göre ciddi ciddi bir şey soracaksın? söyle bakalım?" Hana biraz durup abisinin yüzüne baktı ve konuştu, "okuldakiler neden benim ve senin kardeş olduğunu bilmiyor. yani neden istemiyorsun?"

"Hana. bunu sana söyledim. bu soruyu sormanı istemiyorum" Hyunjin ciddi ifadesiyle cevap verdi ve kardeşinin bir şey bile demesine izin vermeden aşağı indi. "abi! dur ya!" Hana arkasından koşup tekrar abisinin yanına gitti. "ama ben arkadaşlarımın bilmesini istiyorum. biraz olsun benim abim Hwang Hyunjin diyerek övünmek istiyorum" Hyunjin, Hana'ya döndüğünde Hana hemen sustu. "bu övülenecek bir şey değil Hana. bu korkunç bir şey. bununla övünmeyi düşünüyorsan ezik durumuna düşersin"

"ne?? hayır!! herkes senin çok havalı olduğunu düşünüyor. arkadaşlarım senin hakkında konuşurken ben konuşamıyorum. seni tanımıyormuş gibi davranıyorum. abi... lütfen"

"Hana... senin arkadaşların övüyor olabilir ama benim bahsettiğim şey bu değil" kız bir sinirle söyledi, "ne o zaman!! bana da söyle bende bileyim!!" Hyunjin de kardeşi bağırdığı için istemsizce bağırdı "canını yakarlar Hana! eğer senin canını yakarlarsa benimde canım yanar! anlamıyorsun! beni sevmeyen insanlar benim canımı yakmak için koz arıyorlar. eğer seni öğrenirlerse beni üzmek için seni kullanırlar"

Hyunjin sevgisini seni seviyorum diyerek göstermeyen bir tip. daha çok karşındaki insana davranışları ve bakışlarıyla sevdiğini belli eder. kardeşine de genelde seni seviyorum demezdi. atışıp duran kardeş tiplerindendi. ama ikiside birbirini çok seviyordu. Hyunjin ile Hana'nın ters tipler olduğunu söylemiştim. Hana, Hyunjin'e sevgisini hep seni seviyorum diyerek belli ederdi. belkide ikisinin tek ortak yönü ikisininde fazla açık sözlü olmalarıydı.

Hana, Hyunjin'e sıkıca sarılmıştı. Hyunjin de kardeşine sarılırken sarılarını öptü ve birbirlerine bakıp güldüler. "ben çıkacağım. sende benden 1 dakika sonra çık. fırına gidip poğaça alacağım. sanada alıp kasiyere her zamanki yere bırakmasını söyleyeceğim. oradan alıp okula geçersin. tamam mı?"

"kahvaltıyı hazırlayabilirdim?" Hyunjin tekrar yüzünü astı. "şu Minho davarına ödevi göstereceğim. erken gitmeliyim. gittikten beş dakika sonra seni sınıfında göremezsem seni almaya gideceğim" Hana göz devirdi "Hyun? saçmalama. arkadaşlarımı bekleyeceğim"

"dediğim gibi Hana. eğer beş dakika içinde seni sınıfında görmezsem almaya geleceğim" Hyunjin çantasını alıp evden çıkarken söyledi ve kapıyı kapattı.

fırına gidip iki poğaça aldı ve ayrı paketletip tanıdığı kasiyere, her zamanki gibi camın önüne koymasını istedi. Hyunjin kendi paketini alıp fırından çıktı. genelde bunu çok yapardı. hem kardeşine hem kendisine alır birinin üzerine HaNa yazıp yanına kalp ya da yıldız koyar ve kasiyerden cam kenarına koymasını isterdi. Hana'nın anlamadığı şey ise Hyunjin'in neden Hana yerine HaNa yazdığıydı. Hana ne kadar ısrar etsede Hyunjin söylemiyordu nedenini. aslında kendiside bilmiyor. ama kardeşinin merak etmesi ve asla öğrenememesi hoşuna gidiyordu.

^^^
uzun oldu o yüzden devamını diğer bölüme ekliyeceğim

öptümsss😻💗

12/H aptallar ve MinhocacigimizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin