12/H aptallar ve Minhocacigimiz

kapatın şu ağızlarınızı en son ne yediğinizi gördüm be

teneffüs zilini duyduğu gibi herkesten önce ayaklandı ve sınıftan koşarak çıktı. arkadaşları bile ne olduğunu anlamamıştı.

Hyunjin, Hana'nın sınıfının önüne gitti ve biraz bakındı. kalabalık ve daha yeni zil çaldığı için herkes ayaklanıyordu. onun için kardeşini görmesi zorlaşmıştı. o kadar odaklanmıştı ki arkasında birinin olduğunu bile fark etmemişti.

Hana, Hyunjin'i gördüğü gibi sınıftan çıktı ve abisinin önünde dikildi. "burada durmak mantıklı mı Hyunjin? daha sabah sen söyledin birilerine belli etmeme konusunda?"

"ne yapayım giriş kapısında durdum yoktun sınıfına geldim yine yoktun. arayacaktım telefonumu Minho hoca aldı"

"a- merhaba hocam" Hana abisinin arkasındaki kişiye selam vermek amaçlı eğildi. Hyunjin arkasını döndüğünde Minho'yu gördü ve tepkisini hiç bozmadan baktı. "benden bu kadar nefret etme Hyunjin. alt üstü telefonunu aldım. zaten kutulara koyuyorsunuz. çıkışta geri alacaksın. niye bu kadar dert ettin?"

"hocam... bakın bilmediğiniz şeyler var-"

"tamam. bu dersim boş benim. sende hocana söyle Minho hocayla görüşeceğim, çağırdı diyeceksin ve odama geleceksin" Minho Hyunjin'in bir şey bile demesine izin vermeden koridorda ilerlemeye başladı. Hyunjin de umursamadı. "bu adam sinirlerimi bozmaya başladı. off neyse ne. ben seni görmek için gelmiştim. şimdi gidiyorum. arkadaşlarına bir şey belli etme. sorarlarsa sadece onlara markette bana yardım ettiğini bende şimdi sana teşekkür etmek için geldiğimi söylersin"

"tamam. görüşürüz" Hyunjin kardeşine gülümseyip gitti. arkadaşlarının yanına vardığında bakışları kendisini korkutmuştu. "hey! ne oluyor?"

"asıl sana sormalı. ne oluyor Hyunjin?" çilli olan sorarken kaşlarını çatmıştı.

"Jisung bana öyle bakma lütfen. şimdi Lixim bak ben... off dayanamayacağım. size güveniyorum biliyorsunuz... benim bir kardeşim var" dörtlü aynı anda ağzı açık Hyunjin'e bakıyordu. "ne" ilk ses gözlüklü olandan çıkmıştı. "ve bu okulda" açılan 8 göz şimdi dahada açılmış, ağızları bir mağara gibiydi. "kapatın şu ağızlarınızı en son ne yediğinizi gördüm be"

"Hyunjin... ağzına sıçayım canım arkadaşım" gözlüklü olan tekrardan konuştu ve gülümsedi.

"teşekkür ederim Seungmin. neyse biz kardeşimle evden aynı anda çıkmıyoruz anlaşılmasın diye. önce ben arkamdan o geliyor. bende okula geldiğimde onu beklerken arayacaktım. neredesin diyecektim. ama Minho bey telefonu elimden çekip aldı. bende sinirlendim olay buraya geldi"

"ee ne dedi Minho hoca?" kısa olan sandalyesine geri oturup konuştu.

"anlatamayacağım şeyler var dedim. o da bu dersim boş yanıma geleceksin dedi" zil çaldığında arkadaşları Hyunjin'e Allah kolaylık versin der gibi baktılar. dersleri Jennie hocaylaydı ve Hyunjin onun dersine giremediği için çok mutsuz duruyordu. Jennie kapıdan girecekken Hyunjin, Minho'nun onu çağırdığını söyleyip izin aldı ve Minho'nun odasının önüne geçti. kapıyı iki kez tıklatıp girdi.

"gel bakalım..."

"hocam beni boşuna çağırdınız. anlatacak bir şeyim yok derse gidebilir miyim?"

"hayır. otur şuraya. benim bilmediğim şeyleri anlat bakalım"

"hocam. özel hayat diye bir şey var. bilir misiniz bilmem"

"ben sorayım o zaman... 10/D sınıfındaki Hana senin sevgilin mi?"

"ne! hocam saçmalamayın lütfen"

"neden bu kadar yakınsınız o zaman?"

"pardon da size ne hocam. lütfen beni yanlış anlamayın. diğer hocalarım gibi olmasada sizi de seviyorum ve gerçekten saygı duyuyorum beni asla yanlış anlamanızı istemem. sadece sizi neden ilgilendiriyor onu anlamadım" Minho oturduğu yerden kalktı ve Hyunjin'in karşısındaki tekli koltuğa oturdu.

"Hyunjin diyelim ki senin sevdiğin birisi var. ve o kişi başka biriyle flörtleşiyor. ne yaparsın?"

"konu buraya nasıl geldi bilmiyorum ama o kişinin flörtleştiği kişiyle arasındaki yakınlığa ve temasına bakarım. eğer çok yakınlarsa ve sürekli temas halindelerse vazgeçerim"

"peki. seni seven biri varsa ve sen başka biriyle yakınsan? seni seven kişi nasıl hisseder?"

"kötü? beni seven kişinin bana yakın davranması daha mantıklı geliyor bana. yoksa ben nereden anlayayım onun beni sevdiğini"

"anladım" Hyunjin tuhaf bir şekilde Minho'ya baktı. "neden bunları soruyorsunuz?" Minho'nun kalbi çok hızlı atıyordu ve ne yaptığının farkında bile değildi. Hyunjin de anlamamıştı neden böyle bir şey yaptığını. hızlıca çıkmıştı odadan.

^^^
a-

öptümsss😻💗