(7)

218 36 4
                                    

Hi!

Yeni telefona geçtim,şimdi yaza bildim.
Yazım yanlışı ola bilir.
İyi okumalar.
_______

Aradan 1 hafta geçmişti.
Ben o arada Chan'la sohbetler etmiş, filmler izlemiş, yemekler yapmıştım. Ama hepsi kısa süreliğine çünkü bu aralar Chan evde bulunmuyordu.

Ben bu aktiviteleri Felix ile bile yapmamıştım. Chan bana iyi geliyordu. Bu lanet hayatımda bana o kadar iyi geliyordu. Ama korkuyordum işte. Yine kullanılmaktan korkuyordum.

Ya yine kullanılırsam? Ya yine bırakılıp gidersem? Chan'ında böyle yapmasından deli gibi korkuyordum. Bu yüzden onunla ilgili aşk konusunda düşünemiyorum.

Ben bunları düşünürken aradan neredeyse bir saat geçmiş,Chan eve gelmişti.

"Merhaba."

" Hoşgeldin."

" Hoşbuldum."

"Duşa giriyorum."

Diyerek odasına çıkmıştı Chan. Bir süre sonra ben de ayağa kalkmış, mutfağa ilerlemiştim sofra kurmak adına ama Chan gelmişti hemen.

"İstersen bu gün bir şeyler yapma dışarıdan sipariş edelim."

"Peki."

Chan dışarıdan bir şeyler söylemiş,bana dönerek "Günün nasıl geçti?"diye sormuştu.

E tabii tüm gün sadece seni düşündüm diyemezdim.

"Geçti işte."

"Hmm."

Daha sonra salondaki üçlü koltuğa oturmuştu."Ne izlesek?"
Omuz silkmiştim.

"Ya da bu gün bir şeyler izlemeyelim, soru soralım."
Kafamı sallamıştım yavaşça.

"Şöyle ki, bir sen bir ben soru soracağız kendimizle ilgili ve bir birimizi daha iyi tanıyacağız.

Yine kafamı sallamıştım.
Bana biraz daha yakın oturmuştu.

"İlk sen başla."demişti.
Ne sora bilirdim ki diye düşünürken salladım işte.

"Vazgeçemediğin bir şey var mı?"

"Var."

Seninle zaman geçirmek ve ya seninle uyumak demek isterdi Chan ama bu sefer sustu.

"Sigara var."demişti Chan dalgınlıkla.

"Her neyse,ben sorayım."
"Seni bu denli,her gün her gün,her saat,her dakika üzen şey ve ya kişi kim?"

Seungmin bu soruyla duraklamıştı çünkü kolay bir soru bekliyordu. Bu soruya ne cevabı vereceğini de bilmiyordu. Anında da zaten gözleri dolmuştu. Bu kadar hassas olmasını o da sevmiyordu ama elinde değildi. Şuan deli gibi ağlamak istiyordu.

Chan bunu farketmiş, Seungmin'in kollarını tutup kendine çekmişti. Çünkü gerçekten de Seungmin ağır şeyler yaşamıştı. Ve Chan şuan kendini aptal gibi hissediyordu çünkü ondan baya baya ne yaşadığını anlatmasını istemişti.

Üzgünce ona bakmış sessizce
"Özür dilerim..."diyerek Seungmin'i kendine çekerek sıkıca sarılmıştı.

Seungmin kendini tutamayıp "Ağlaya bilir miyim hyung?" demişti sessizce. Chan ise sadece onun sırtını sıvazlamakla yetinmişti.

İşte Seungmin o an fark etmişti, birisine sarılıp ağlamaya ihtiyacı olduğunu.
Gerçekten de o gün deliler gibi hıçkırarak ağlamıştı içli içli...

Chan Seungmin omzunda uyurken çocuğa hala sıkıca sarılı durmuştu.
Hatta fırsattan istifade kafasını boynuna koyup kokusunu içine çekmişti uzun süre boyunca.

Chan onu uyandırmak istemediği için sadece sağ tarafını koltuğa yaslamış, öylece beklemişti uzun süre.

Onun bu denli ağlamasını hem merak ediyor, hem onun böyle ağlamasına sebep olan kişiyi ve ya kişileri öldürmek istiyor, hem de onun iyi olmasını istiyordu.

Seungmin onun için ne ifade ediyordu? Neden o ağladığında o da fazlasıyla üzülmüştü? Neden onu koruma ve sahiplenme isteği vardı?

Pek anlayamasa da farkettiği şeylerden biri ondan hoşlanıyor olmasıydı.

Bir süre sonra Seungmin uyanmıştı. Ama gerçekten de Chan'ın kollarında uyumak onu güvende hissettirmişti.

Gözleri gerçekten de şişmişti. Chan ona bakmak için kafasını geriye çektiğinde dağılmış olan Seungmin'i görür görmez sorularını kendisine sağlamıştı.

Onu biraz daha üzmek istemiyor, artık sadece mutlu olmasını istiyordu ama pek yaptığı söylenemezdi.

"Seungmin,en azından biraz iyi oldun mu?"

Seungmin konuşmak yerine kafasını salladı sadece.

"Uyumak ister misin?"diye sormuştu.

Gözlerini açık tutmaya zorlanan çocuk gözlerini bu soruyla kapatmış, kafasını yeniden Chan'ın omzuna yaslamıştı. Ama farkında değildi Chan'ın onu gülerek ve dalgınca izlediğini.

Chan rahat uyusun diye Seungmin'i kucağına almış, odasına götürmüştü. Yatağa yatırıp üstüne örtücekken Chan'ın kolunu tutmuştu Seungmin.

"Burada uyuyamaz mısın hyung?"bu soruyu o kadar masumca sormuştu ki, Chan gitmeyi aklından bile geçirmedi.

Chan onun elini tutmuş, üstümü değiştirip hemen geleceğim, sen uyu, geliyorum."
Seungmin zorla da olsa elini bırakmış, Chan ise odasına koşmuştu.

Üstüne bir şeyler geçirmiş, aynadan kendine bakmıştı. Hazır olduğunda odaya ilerlemişti.

Yatağın diğer tarafına uzanmıştı. Yüzü ona dönük olan çocuğa bakmıştı dikkatle. Son günlerde sadece onu düşündüğünü farketmişti ki duyduğu kısık sesle oraya tam dönmüştü.

"Hyung,sarıla bilir miyim?"
Chan bunu reddetmedi bile. Ona yaklaşmış, bir kolunu beline sarmış, kendine çekmişti çocuğu.

Seungmin ise kafasını onun boynuna koyarak uyumuştu hemen. Chan da kafasını çocuğun saçlarını gömmüştü, çünkü şampuanı çok güzeldi..

Seungmin farketmeden Chan'ın kokusuna aşık olmuştu. Ama Chan'ın da aynı durumda olduğunu bilmiyordu...

________

Bu arada Chan'ın evi biraz merkeze uzak olduğu için sipariş biraz geç geliyor.O sürede de Seungmin uyudu falan.Yani siz kurye kapıya bıraktı diye düşünün shshudhf.

Önceki bölümde son kısım da Seungmin'in yaşadıklarıyla ilgili yazmıştım.Onu mutlaka okuyunuz.

Hoşçakalın...

I Am Always With You •Chanmin°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin