Soykan Hasan'ı alıp gideli bir ay olmuştu. Kendimi toparlamış ayağa kalkmıştım çok iyi bir avukatta bulmuştum ama Soykan'a gücüm yetmiyordu. Ne yaptıysam olmamıştım aramalarıma cevap vermiyor bırak Hasan'ı görmeyi aramama bile müsaade etmiyordu.
Hasan'ı o kadar özlemiştim ki artık dayanma gücüm bile kalmamıştı. Kendimi ne işe verebiliyordum nede başka bir şey yapıyordum. Doktorum Metin ne kadar stresten uzak durmamı istese de yapamıyordum.
"Hanzade, beni dinlemekte kararlı mısın?"
"Evet, Metin bebeğimden vazgeçmeye hiç niyetim yok"
"Hiçbir gelişme yok Hanzade bir sabah kalbi duracak sağlıklı değil gebeliğin"
"Bunu en yüz kere söyledin biliyorum ama yapamam anlamıyor musun hayata onun sayesinde tutunuyorum" dedim ağlayarak.
Metin'le iyi bir arkadaş olmuştuk ona her şeyi anlatmıştım bebeğimin neden böyle olduğunu. Soykan'ın Hasan'ı benden alıp gitmesini, Metin halime baya üzülmüş bebeği yaşata bilmek için elinden gelini yapıyordu ama işi çok zordu.
Tufan'ın beni izlettiğini biliyordum belki bunu Soykan, Yalçın pisliğiyle görüşüp görüşmediğimi merak ediyor olabilirdi ama onu hiç görmedim karşımada çıkmamıştı. Soykan'dan benim üzerimden intikamını almıştı işi bitince de sırra kadem basmıştı.
Uzun amandır iş almıyordum ne yaparsa yapayım odaklanamıyordum. Her kes etrafımda pervaneydi ama sanki ruhum çekilmiş gibi hissediyordum. Soykan'dan nefret etmek istiyordum ama yapamıyordum onu hayla deli gibi seviyordum ondan bana tek kalan şey karnımdaki parçasıydı. Elbet bir gün hatasını anlayacaktı oğlumu da alıp bana döneceği günü bekliyordum artık. Kapım çaldığında içene düştüğüm düşüncelerden sıyrıldım.
"Hoş geldiniz" dedim gelen Esma ve Özkan'a
"Hoş bulduk yenge habersiz geldim kusura bakma" dedi kol değneklerinden destek almaya çalışırken.
"Ne kusuru Özkan hadi geçin içeri"
Özkan'a o günden sonra sadece bir kere telefonda konuşmuştuk. Soykan onu vurduğunda bacağındaki kemiği parçalamış ameliyat olmak zorunda kalmıştı uzun süre ayağının üstüne basamadığı için gelememiş, bende evden çıkmadığım için ziyaretine gidememiştim.
"Nasılsın Özkan ameliyat iyi geçti mi"?
"Evet, yenge beni merak etme sen nasılsın abimin sana yaptığı büyük haksızlık"
"Gördüğün gibiyim Özkan beni hiç dinlemeden gitti senin o öküz abin. Oğlumu da bana göstermiyor" dedim bende ağlamam için kendimi zor tutuyordu.
"Ah yenge ne olur üzülme abim bu yaptıklarına pişman olacak emin ol. Senin onu aldatmayacağını her kes biliyor. Ama benim anlamadığım o adam bu eve nasıl girdi biz hep senin yanındaydık" dedi Özkan düşünceyle.
"Bende bilmiyorum ama hatırlıyor musun bir ara eve geldiğimde pencere açıktı eve biri girmiş mi diye güvenliğe bakmıştık o zaman girdi kesin, fotoğrafları da o gün ben duşa girdiğimde çekmiş olmalı çünkü o günde camım açıktı" dedim.
"Olabilir yenge ama biz o gün kameralara baktırdık bir şey yoktu"
"O güvenlik görevlisi işten çıkmış kesin onun adamıydı aslında o adamı bulursak Soykan'a her şeyi kanıtlarız"
"Abim benimle konuşmuyor yenge ne yaptıysam olmadı Tufan abiye gözüme görünmesin demiş, emanetimi koruyamadın diye sıktı zaten bana kurşun yarası değil ama öyle düşünmesi beni kahretti."
"Senin hiçbir suçun yok ki o egosundan bizi dinleme gereğinde bile bulunmadı"
"Hanzade Hanım üzmeyin kedinizi iki aydır mahvoldunuz zaten" dedi Esma geldiğinden beri ilk defa konuşmuştu sadece bizi dinliyordu. Onun hakkını ödeyemezdim bütün işlerle tek başına ilgileniyor bir de Özkan'a bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karam +18
Teen FictionKimseye eyvallah etmeyen başaralı mimar Hanzede Çelik. Yeraltı ve iş dünyasının korkulu rüyası Soykan Karahan namı diğer Kara panter. Kader ikisini bir araya getirdiğinde aşktan kaça bilecekler mi yoksa bu uğurda herkesi karşılarına alıp birlikte mi...