Hellööö, nabersiniz ayy. Bölüm uzun aşağıda görüşürüz diyeyim. İyi okumalar yanışım varsa sorryy.
Bölüm şarkısı bir epic müzik; The Great Beyond - Hypersonic Music & Max Cameron. İyi dinlemeler.
༒
Gergin bir ortamdan öte herkes alışılmışı oynuyordu. Seokjin bir uçta, Jimin bir diğer uçtaydı, omega liderin yüzünden düşen bin parça ikinci liderin dudaklarından dökülen kıkırtılar altında eziliyordu. Jeongguk ile elleri birleşik, gözleri bitişik şekilde cilveleşiyorlardı. Sooyun'un tüm tim ahalisinin toplanmasını bekleyen ancak sabırsız hali birkaç kişinin de merakını uyandırmaktaydı. Taehyung Yoongi ile yan yana, Namjoon sanki her şeye rağmen omega liderin yanındayken beklenen son kişi de içeriye ağır adımlar ile giriş yapmıştı.
Seung'ta katılacaktı bu toplantıya, oğullarının uğraşlarını görmek için sabırsızdı, her ne kadar o revirde bir kavga belki de kopan ipler olsa da burada bambaşka bir hedefin ipleri örülmekteydi. Gong'un desteği sayesinde girmişti içeriye, herkes ani bir şekilde ayaklanırken masanın başındaki sandalye onun için açılmıştı. Seung bunu fark edince başını iki yana salladı. "Liderlerin yerinde işim yok, Seokjin lütfen otur sandalyene, sadece köşede duracağım." demişti. yaşlı ve huysuz bir amca gibi yavaşça yürüdü ve gerçekten de masadan bağımsız bir yerde onun için çekilen sandalyeye oturdu.
Kimse bunun doğru olduğunu düşünmüyordu ancak itiraz ederek bu boğucu gerginliği sürdürmek istemiyorlardı. Gözler yaralı alfadan gerginlikten ellerini ovuşturan Sooyun'a kaydığında kız gülümsemek adına tüm yüz kaslarını zorladı adeta. Bunu kendini motive etmek için yapmış olsa da başaramadı, çok anlık bir şekilde güldü ve geçti çünkü elindeki bilgiler onu sadece ağlamaya itiyordu.
"P-pekala." dedi öncelikle, sesinin titremesi hoş olmadı. "Buraya toplandık çünkü ani bir gelişme oldu. O yüzden bugünden itibaren ilk önce timin eğitiminin başlayacağını ve üç ay değil sadece bir aylık bir eğitimin ardından Soylu kentlerine gideceğinizin haberini vererek oturuma başlıyorum." genç kızın bu cümlesinden sonra anlamsız bir uğultu masanın bir ucundan diğer ucuna gitti ve geri döndü. "Sessiz olun." ancak Sooyun daha önemli olan şeyi, neden bir aya indiğini söylememişti.
"Neden bu kadar hızlı gidiyoruz?" diye soran Wonho'ydu.
"Seul Soylu Meclisi'nde bir yasa tasarısı onaylandı. Ancak öyle bir yasa ki sadece omegaların değil artık şehirlerden, imkanlardan uzak azınlıklar için bile ağır bir yıkıma sebep olacak." kız telaşla masanın üzerindeki kumandaya uzandı ve projeksiyonu açtı. Toplantı odasının ışıklarını aynı kumandadan kısarken kenara çekilip herkesin gelen görüntüleri izlemesini sağladı. Cızırtılı bir ses çıktı odanın dört köşesindeki hoparlörden, ardından kalın bir erkek sesi seçilir oldu.
"Boka sarıyor her şey!" kükremişti ses adeta. Odadaki herkes kulak kabartmış bu sese odaklanmıştı.
"Bu politika senin fikrindi gerizekalı!" bir kadının sesiydi bu sefer, telaş vardı ikisinde de. "İşe yaramaz döllerin bir sonuca ulaştırmadı bizi, atıyordun yüksekten!"
"Kes lan sesini! Günde kaç omega becerdim senin haberin var mı?" dönen oyunu anlayamıyordu kimse, kafalarda oturmayan çok şey vardı. Sooyun anlayacakları raddeye kadar bekleme kararı aldı, sessizce bekliyordu ancak gözleri hızlıca dolanmaktaydı herkes üzerinde. Çatık kaşların altındaki keskin gözlerin boş bir siyah perdeye odaklanışını izlemek dikkatlerini ölçmeye yetiyordu.
"Bir sike yaramamış anlaşılan!"
"Bu işin böyle gitmeyeceği belliydi." iki telşalı sesten sonra yabancı bir ses duyuldu, yine bir kadındı. "Eski düzende ne kadar çok genotip oluşuyordu, çeşitlilik vardı. Şimdi dünyadaki tüm tarlaya domates ekip biber beklemeye başlamanızdaki akılsızlığınıza çözüm bulamazsınız." bir süre sessizlik olduğunda Sooyun elindeki kumandanın bir tuşuna bastı ve ışıkları hafiften açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAMBLE
FanfictionSavaş kötüydü; ölümler, acılar ve kimsesiz geçecek yılların başlangıcı gibiydi. Omegalar ve alfaların arasındaki düşmanlığı durdurmak adına son on yılın en iyi timi kurulmuştu. Herkesin bir görevi ve sorumluluğu vardı, yapılan tek bir yanlış birçok...