Hellöö çiçeklerim. Kapak hazırlamaya bile üşendim, son düzeltmeleri yapıp hızlıca attım. Aşağıda görüşürüz deyip iyi okumalar dileyim.
༒
Jeongguk elindeki poşetlerin ağırlığı ile ofladı ve indiği merdiven ile hızlıca zemine bıraktı. Avuç içleri poşetler yüzünden resmen bembeyaz kesilmişti ve kabarmıştı. İki seferde de getirebilirdi aslında, neden acele ettiğini bilmeyerek salaklığına yakındı genç lider.
Birkaç bir şey almıştı pazardan, üste kalan omegaların ihtiyacı olabilecek bir takım eşyalar ve tıbbi malzemeler. Jimin'e göstermeden onlara veremezlerdi, keza zaten sevgilisinden başkası da dağıtamazdı bunları. Ve işte Jimin için de birkaç rahat kıyafet hemen önündeki poşetin içindeydi, her ne kadar rollerine hazırlansalar da Jeongguk onun bugün kendi gömleği içinde nasıl da rahat ettiğini hatırladı ve giyeceği daha salaş, dökümlü kıyafetlerden aldı.
Bir an önce odasına gidip sevgilisi ile yeniden huzurlu bir uyku çekmek istiyordu, akşama planladığı geceden önce biraz dinlenmeliydi. Bu yüzden derin bir nefesle tekrardan tutundu poşetlere ve o anda bir ses duydu koridorun sonunda. "Liderim?"
Wonho seslendiği gibi doğrulan adam ile lider olduğunu anladı, uzağı çok net seçemeyen gözleri ve uzun koridorun yeterli aydınlatmaya sahip olamayışı görüntüyü çelişkili bırakıyordu. Ancak anlamıştı, lider doğrulup ona seslendiğinde adımladını hızlandırdı. "Koş Wonho, yardım et bana." alfa asker bir hızla tempolu koşusuyla liderin yanına vardı ve yerdeki çokça poşete göz attı. "Hadi bölüşelim bunları, bizim odaya götüreceğiz." Wonho sessizce onaylamış ve lider daha poşetlere uzanamadan hepsini almıştı ellerine. "Ağır olmasın sana?" diye şaşkınlıkla sordu lider ancak Wonho sadece gülümsemişti.
Bazı zamanlar onu çok hafife aldıklarını düşünüyordu, alfanın hala nefesini toparlayamadığını fark etmişti ve şimdi kendi kondisyonu ile yarışabileceklerini sanıyorlardı. Lider olduğu için egoist davranmadan kıkrdadı Wonho. "Bu benim günlük antrenman ağırlığımın üçte biri liderim." demiş ve ağırlık çalışır gibi poşetleri birkaç kere kaldırıp indirmişti.
Jeongguk'ta kıkırdadı bunun üzerine, askerin kasları gerçek bir güç gösterisiydi ve bükemediği eli öpecekti. "İyi bakalım, öyle olsun."
Ardından sessizce koridorda yürüdüler ve ortak alanı geçip liderlerin odası önünde durdurlar. "İçeri bırakmamı ister misiniz liderim?"
"Yok hayır, gerisini ben hallederim Wonho teşekkür ederim senin için küçük benim için büyük olan yardımına." Jeongguk ılıman bir şekilde konuştuğudna Wonho kıkırdamış ve eğildikten sonra tekrardan işine dönmek adına ortak alandan çıkmıştı. Jeongguk iç çekti ve odasının kapısını yavaş bir şekilde açtı. Ses yapıp sevgilisini uyandırmak istemese de Jimin seke seke kapıya adımlarken umduğu çoktan başına gelmişti.
"Hoş geldin evrenin en mükemmel sevgilisi!" diye şakıdığında kıkırdamıştı Jeongguk.
"Hoşbuldum bebeğim, günaydınlar olsun bakalım ne bu neşe?" diyerek odanın içine adımladığında Jimin minik adımlarla aştığı yolu sevgilisinin kollarına atlayarak bitirdi. Kolları boynuna, bacakları ceketi üzerinden beline dolandığında alfa da çok geçmeden omegayı sarıp sarmalamıştı. Poşetler kapıda, kapı ardına kadar açık şekilde öylece odanın içine adımlarken Jimin'in tatlı anlatışını dinlemeye başladı büyük olan.
"Harika bir gece geçirdim, daha doğrusu sabahım da harikaydı. Şu anda açlığım dışında hiçbir sorunum yok. Daha nasıl neşelenmeyim ki?"
Jimin gerçekten de çok mutlu hissediyordu, alfasının kızılcık kokusuna boğulmuşken, ona tatlı tatlı nazlanıyorken daha da mutlu olamazdı zaten. Alfa yavaşça koltuklara ilerledi ve kendi evindeki koltukların iki katı genişliğe sahip köşe koltuğa yavaşça oturdu. Yatağa kadar gidecek takati kalmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAMBLE
FanfictionSavaş kötüydü; ölümler, acılar ve kimsesiz geçecek yılların başlangıcı gibiydi. Omegalar ve alfaların arasındaki düşmanlığı durdurmak adına son on yılın en iyi timi kurulmuştu. Herkesin bir görevi ve sorumluluğu vardı, yapılan tek bir yanlış birçok...