༒ ░ 1̴6̴ ░ ༒

162 15 68
                                    

Ldl den önce bunu tamamladım atayım dedim bekletmeden, hatta diğer bölümde hazır gibi bir şey bilemedim gambleı yazdıkça yazdım. Ldl kuzum zorluyor beni ama onunda finaline az kaldı gibi hissediyorum bakalım artık. O da kısa zamanda gelir haberiniz olsun deyim. İyi okumalar, bolca yorum bekliyorum.

İki hafta sonra;

Zaman çabuk geçiyordu, güneşi takip edemeseler de duvarlardaki saatlerde sanki o hızlı yelkovanı kovalayan yavaş akrep hırs yapmıştı da bunu bir yarışa çevirmiş gibiydi. Öylece akıp giden zamanda gece oldu mu sadece odalarına çekilmek için can atan yorgun bedenler kalıyordu geride. Ancak boşa değildi bunca zaman, böyle hızlıca bir tane daha geçirdiler mi ertesi güne soylu kentlerindelerdi.

Oradaki yeni hayatlarına alışmaya başladıkları on beş günün sonunda artık çok daha farklı görünüyorlardı. Jeongguk ve Jimin gerçek bir züppe gibilerdi, sonradan görme değil de yedi ceddin zenginliğini şimdiden üzerlerinde taşıyorlardı sanki. Aldıkları diksiyon dersleri sebebiyle tek bir imla hatası yapmadan, resmiyetle konuşuyorlardı. Birbirlerine bile çoğu zaman aynı üslubu takınıyorlardı. Jeongguk normalde bir göz hastalığına sahip değildi ancak sırf görünüş için gözlük takmaya alışmıştı. Jimin topuklularla geziyordu üssün içinde, mini elbiselerle oturup kalkıyordu, mini geceliklerle yaşıyordu. Saçlarını her gün yapıyor, makyajsız odadan çıkmıyordu. Yoğun bir cilt bakım rutini vardı ve birini bile aksatmıyordu.

Seojoon'un haber verdiğine göre Seul'e gelecekleri haberi basılmıştı, herkes onların Amerika'dan geleceği günü bekliyordu. Ülkenin ekonomisi daha da artacaktı, bu harika düzenin kurucusunun yeğeni olan Park Jimin, tüm şatafatı ile gidecekti oraya ve işte gayrimenkul sektörünün genç yıldızı Jeon Jeongguk, o jilet gibi takımları ile bütün olmuş, on parmağında on marifete kavuşmuştu. Aptal veya vasızfıs değildi alfa, ekonomi zor olabilirdi ama anlamıştı. İki haftasını feda ettiği bir eğitim süreci olsa da Seojoon'un her gün telefonuna gönderdiği güncel haberleri okurken oraya gittiğinde kime, neye yatırım yapacağını bile biliyordu.

Son hafta bir plan yapılacak ve öyle yola çıkılacaktı, Seojoon'un üstü kapalı bahsettiği bir plan vardı ve tüm tim merak etse de bekleyeceklerdi. Şunun şurasında ne kalmıştı ki zaten. Yine bir sabah alarm ile başlamıştı, Jimin asla geciktirmeden kalkmıştı yataktan, Jeongguk o kadar da ince bir rutine sahip değildi bu yüzden alarmın sesine buruşan yüzü Jimin'in hızlıca kapatması ile son bulmuş ve bir saat daha fazladan uyuma şansına nail olmuştu.

Jimin hızla çıktı yataktan. Peluş terliklerini giydi ve kısa geceliğini aşağı çekiştrerek yürümeye başladı. İç çamaşırları eskisi kadar rahat olmasa da alışmıştı tangalarına. Gerçekten Yoongi'nin hayalini yaşıyordu genç omega. Hızlıca banyoya gitti, kısa bir duşun ardından uyanmış şekilde banyodaki aynanın karşısına geçti ve gözlerine kuruluk olmaması için gözyaşı damlasını damlatma ile başladı ilk işe. Hemen ardından dilini temizledi ve dişini fırçalayıp gargarasını yaptı. Banyodan çıktığında üzerinde kısa bornuzu vardı. Belindeki kuşağını sıkıca bağladı ve yatakta oturmuş telefonuna gelen haberlere bakan sevgilisine kısaca bakıp makyaj masasına oturdu. Sağ alt tarafındaki küçük bakım malzemesi buzdolabını açıp ilk önce toniklerini sıraladı masasına, sonrasına serumlarını ve nemlendiricilerini koydu.

15'e yakın şekilli ve rengarenk şişeler vardı. Jeongguk kısaca omegaya baktı ve kıkırdadı. Jimin toniğin birini yüzüne yedirirken duyduğu kıkırtı ile ona döndü. "Ne oldu?" diye sorduğunda Jeongguk derin bir nefesle haberlere ara verip telefonu kapattı ve yataktan çıktı. Altındaki ince saten lacivert pijaması ile oldukça rahat ve konforlu olan alfa yerinde gerindi ve omuzlarını silkerek omegaya adımladı.

GAMBLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin