Merhabalar, erken geldim ben çünkü harika bir bölüm oldu bence baya şaşıracağınız şeyler döndü.
Aşağıda buluşalım bebekler.
༒
"Saçmalık!" alfanın ani yükselişi ve omeganın elini bırakması bir olmuştu. Jimin gözlerini onun yan simasında gezdirdi hızlıca, çatık kaçları, gerilmiş çenesi ve boynundan fırlayacak damarını seçebilmişti. Kendi kaşları da çatıldı.
"Omegaların hükümdar olduğu yerlere gidiyorsunuz, elbette ki bir omeganın boyunduruğu altına girmiş olmanız gerekiyor liderim." Sooyun kaşlarını çatmış bir şekilde bakarken alfaya anlam veremedi. "Ayrıca siz zaten sevgilisiniz, garip karşılamayacağınızı düşünmüştüm. Biraz hayal kırıklığına uğradınız ancak orada Lider Jimin'i zor duruma sokmamak adına sizi mühürlemesine izin vermek zorundasınız."
Jeongguk sıkıntılı bir nefes verdi dudaklarından, teknede yol alıyorlardı, soğuk okyanus ve gecenin kokusu onun gerginliğine iyi gelir diye düşünmüştü ancak olmuyordu. Hemen yanında, başını halat dolu çuvalların üzerine yaslamış, bir saat kadar öncesinde taşıdığı onca yüküne, yasına bir de kendisi eklendiğinde midesine zar zor soktukları birkaç lokma da terk etmişti bedenini. Jimin sanki içinde biriken irin dolu düşünceleri çıkartıyor gibi öğürürken alfanın onu sakinleştirmesine bile izin vermemişti.
Şimdi ise soğuk havanın altında, rahatsız bir yerde uyuyakalmıştı. Alfa ona dizlerini serse de Jimin öfkesinden taşta bile uyuyacağını ancak ona ihtiyacı olmadığını söylemişti. Daha yeni verilmişti sözler, dilenmişti özürler. Şimdi ise alfadan duyduğu o nefret dolu itiraz ve iğreti ifadeler yüreğini burkmuştu. Jimin düşünmek istemediği için uyumayı seçti, belki kısa süre de olsa unutum hayali ile yapsa da çatılı kaşları kabuslarından kaçamadığını belli ediyordu.
Onu saatlerdir izleyen alfa ise sıkıntıyla dizini sallıyordu. Gerginliğini atamıyordu bir türlü üstünden, döndü ufka, nereye doğru yol alacaktı kaderleri kestiremiyordu.
Sanki basitmiş gibi ona söylenen bu mühür emrin, ne yapacaklarını bilemiyordu. Jeongguk bunun asla olmayacağını söylemişti duyduğu anda, Jimin'in gözlerinden geçen kırgınlık ufukta anlık belirip kayboldu ayın sunduğu yakamozlar gibiydi. Sıkıntılı bir nefes çekti alfa, böyle bir şeyi gururuna yediremiyordu, onu mühürleyip eşi yapmak istemişti, Seokjin'e sinirlenip evlerinde sunmuştu bu teklifi ancak reddedilmişti. Şimdi onu böylesi bir konuma çekmek ve bunu emrivaki sunmak öfkelendirmişti.
Olmaz diyordu kalbi ve mantığı bunca sorumlulukta, kurtulacak gelecekte önemsiz bir detay diyordu. Kimi dinleyeceğini bilemedi alfa, Jimin'i mühürleyip eşi yapmak varken hiç de kolay değildi. Tüm duygularıyla ona bağlanmak, etkisi altında kalmak. Gerçi şimdiki durumlarına baktıklarında zaten omeganın etkisi altındaydı ancak bunu gerçek bir bağ ile yapmak onu zayıflatacaktı.
Jeongguk kontrol edilebilir olacağını bildiği için korkuyordu.
Sıkıntılı bir nefes ile doğamaya çabalayan Güneş'e baktı, Japonya'yı görebiliyordu, Kore ufuktan kaybolmak üzereydi. Saatlerdir bu tekne üstünde, adamın rahatsız edici motoruna rağmen dolu kafası hiçbir etkisi olmadığını göstermişti ona.
"Birkaç saate inmiş oluruz liderim, lider Jimin'i uyandırabilirseniz birkaç lokma yesin, sahilden indikten sonra gidecek yolumuz olacak." tekneyi kullanan alfa motorun sesini bastırmak için bağırdığında Jimin zaten çoktan uyanmıştı. Kaptanı onaylayan Jeongguk derin bir nefesle sevgilisine seslenecek gücü ararken bedeninde Jimin çoktan kirpiklerini aralamış ve üşüdüğünü daha çok hissetmiş gibi çenesi titremeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAMBLE
FanfictionSavaş kötüydü; ölümler, acılar ve kimsesiz geçecek yılların başlangıcı gibiydi. Omegalar ve alfaların arasındaki düşmanlığı durdurmak adına son on yılın en iyi timi kurulmuştu. Herkesin bir görevi ve sorumluluğu vardı, yapılan tek bir yanlış birçok...