_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-
Bilinmezlik her zaman kendini sürdürür.
Onu bilsen bile...Gözlerimi açtığımda etraf hala karanlıktı.
Nedense bu karanlık bana evimi hatırlatmıştı.Yataktan dikildim.
"Ufff ışık falanda yokki"Karşıdan bir ses duydum.
Korkudan aklım yerinden çıkıcaktı.
Düel'dir diye düşündüm.Şu hiss.
Sanki etrafta bizden başka biri varmış gibiydi.
Dün gece olanlar aklımdam çıkmamıştı zaten.
Şu ana kadar hislerim beni yanılıtmamıştı ama bu sefer yanılıtır umarım.İkimizin yatağının ortasında bir cam vardı cama doğru yaklaştım.
Ay ne güzel parlıyordu etrafındaki süsleme şeklinde duran yıldızarı söyleniyorum bile.2 haftam vardı ya gücüm olucaktı yada olmıcaktı.
Ya olmassa?
Sorusunu aklımdan bir türlü çıkaramadım.
Yani şu zaman kadar dünyada gücü olan insanlar dengeyi mi sağlamıştı bendemi öyle yapıcaktım.
Bu bize Tanrının bir hediyesi miydi.
Dün geceki ses neydi?
Kim dendi?Sonu gelmeyen cevalsız sorular.
'Çıtırt '
Arkamdan ses gelmesiyle arkamda Düel'den başka birinin olduğunu farkettim.
Etrafımda ona karşı kullana bilecek şeyler ararken gözüme düel'in masasının üstündeki sivri kalem gözüme çarptı.
İçimden söverken ses çıkarmadan kalemi aldım.
Arkama yavaşça döndüm.
Etraf karanlıktı bu şekilde bir şey görmem imkansızdı.O sıra odayı ful ay ışığı kapladı etrafı göre bileceğim şekilde açılmıştı.
Ama tek gördüğüm 1.90 boylarında bana bakan suratı gözükmeyen biriydi.
Vücut yapısı erkekti bu belliydi giydiği bol şeyler onu tam anlamıyla saklamamıştı.Bana doğru yaklaşmaya başlayınca geri adım attım.
-doğru söylemek gerekirse korkutucuydu sen olsan korkmaz mıydın?-Karşımdaki kişi biraz durdu benim ona baktığımı fark etti.
Kafasını yana yatırıp bana bakmaya devam etti.
Bir şey garipti.Kimdi?
Ne için burdaydı?
Niye böyle mal mal dikiliyordu?"Bu bir şakamı yada bizimi deniyorsunuz "
Bana karşı yaklaşmaya başladı.
Ama büyük bir sorunumuz var.
hareket edemiyordum bir şey engel oluyordu .
Çocuk bana yaklaştıkca daha da çok kasılıyordum.
Bir anda kolumu tuttu.
Ani bir şekilde kolunu çevirip göğsüne yumru attım.
Çocuk yere çömeldi."Ahh elin ağır olabileceğini düşünmedim"
Ayağı kalktı ama hâla suratı gözükmüyordu.
Kıkırdama sesi kulağımda yankılandı."Kimsin?! "
Sert bir şekilde sordum.Benden biraz uzaktaydı.
"Bilmem... Belkide bikmemen gereken biri"Dedi.
Ona sertçe baktım.
Kendimi koruya bileceğim tek şey olan kaleme baktım gücüm yoktu buda şu an yapa bileceğim tek şeyin ondan uzak durmak gerektiği anlamına geliyordu."Korkuyorsun... "
Dedi kısık ama güçlü bir şekilde."Herkes korka bilir"
Kafasını yana eğerek bana biraz yaklaştı.
"Korku hmmm... yani korktuğunu inkar etmiyorsun? "Bana yaklaşınca biraz geri gittim ama sırtım cana değince biraz duraksadım.
"Neden inkar edeyim ki... Tekrar soruyorum kimsin?! "Bana doğru kafasını eğmesine rağmen göre bildiğim tek şey o buz mavisi gözleriydi.
"Bazen bir sorunun cevabı olmaz değilmi? "
Sanki beni çok iyi tanıyordu.
Bu bir rüyaysa bile hemen uyanmam gerekiyordu.
Kendimi hiç güvende hissetmiyordum."Cevabı olmayan bir soru sorumudur?"
Kafasını geri kaldır dı ve bana uzunca baktı.
Kıkırdama sesi hala gitmemişti sanki söylediğim her şey onun için bir oyundan ibaretti..."Zeki olduğunu düşünüyorsun bu çok bencilce"
Her kelimesi beni dahada korkutuyordu.
Cevap vermek zordu konuşmak gereksizdi ona bakmaktan başka kim olduğunu çözmeye çalışmaktan başka hiç bir şey yapamıyordum."Korkun seni ele geçirmiş ah... Daha sonra karşılaşıcağız ama şu an seni öldüremem"
Sön sözü beynimde yankılanıyordu '
'öldüremem'
Bu ne demekti amacı neydi bilemem ama ona baktığımda gördüğüm en son şey parlayan mavi gözüydü.Ondan sonrası karanlık...
-------------------------------------------------------------
Selaaam bu bölümde bu kadardı umarım beğenmişsinizdir.
Olmasını veya düzelmesini istediğiniz bir şey varsa lütfen söyleyin her türlü yardıma varım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seçilmiş (23-40)
FantasyKendi zamanından 'Seçilmiş' olduğu söylenerek (2040) yılına götürülen bir sürü insan. Hepsi hayatlarının maceralı olmasını ister Tabi bu mümkünse... Ölmediğin sürece hiç bir zaman son değildir.