•𝓔𝓹𝓲𝓼𝓸𝓭𝓮 /𝓑𝓻𝓸𝓴𝓮𝓷 𝓱𝓮𝓪𝓻𝓽𝓼•

112 11 23
                                    

Murat Soner gibi burs verin diye bağırmama az kaldı.

Oy veriiğğğğn oy verin, şu bölümlere oy verin
-----------------------------------------------------
"Yaşam kimine göre bir pazardır, ancak kimine göre hileli bir zar"

-----------------------------------------------------

𝐶𝑎𝑔𝑎𝑛 𝐸𝑓𝑒 𝐴𝑘 /

Berat'ın kolunu son anda tutarak yüzüme gelmesini engellediğimde karnına attığım yumruktan sonra geri çekilirken sanki bunu bekliyormuş gibi kendi etrafında dönerek çelme taktı ve daha dengemin bozulup bozulmadığını anlamadan göğsüme yediğim darbe ile arkamda ki tellere çarpıp yere düştüm
"Aslan yeğenim be!"

Haluk hocanın sevinç nidalarını duymazdan gelerek elimle ağrıyan göğsümü tutarak oturur pozisyona geçtim. Darbe yediğim bir diğer yerde göğsümdü, Berat'ı aradıktan sonra hissettiğim acı ile haberim olmuştu.
"Göğsüme vurmayacağın konusunda anlaşmıştık sanıyordum.."

Sesim hırıltılı bir biçimde çıkarken öksürdüm, ki bu daha çok canımı yaktı
"Kırılan kaburgaların yüzünden mi? Yoksa kırılan kalbinin parçaları battığı için mi?"

"İnan bir bilsem.."
Yağız yanıma gelerek elimi tutup kaldırdığında gülümsedim ve teşekkür ettim, ama kendi sesimi bile duymakta zorlanıyordum..

Biraz dinlendikten sonra üstümü değiştirdim, çıkmak için eğilip çantamı aldığım sırada kapı sertçe açıldı ve içeri Barlas girdi.. Sinirli hali bütün olanları bildiğini gösterirken çantamı tekrar yere bıraktım ve dikleştim.
"Ne yaptın lan sen! O kızın hali neydi? Neden ağlıyordu!"

Göğsümden iterek üzerime yürüdüğünde bir an bende onun üzerine yürürken canım yandığı için kontrolü kaybederek dişlerimi ortaya çıkarmış, yüzüne hırlamıştım. Kaşları korkuyla havalanırken hızla bir iki adım geri çekildi. Dişlerimi sıkarak üzerine yürümeye devam ettiğimde aramıza giren Yağız olmuştu
"Barlas, emin ol hiç sırası değil"
"O da neydi? Dişlerini gördünüz mü onun!"

"Barlas! Hadi abicim hiç sırası değil, çık dışarı sonra okulda birbirinizin ağzına mı edersiniz başka Birşey mi yaparsınız bilemem, ama şuan ölmek istemiyorsan dışarı!"
Zeynep beni tutup geri çekerken Yağız Barlas'ı alıp dışarı çıkarmıştı.

Sakinleşmek için nefes alıp verirken pençe de sadece biz olduğumuz için şanslıydım, böyle giderse birilerine zarar vericektim. Haluk hoca her zaman ki gibi konuştuğunda bende çanta mı tekrar alıp Salih hocanın yanına gitmek üzere kapıya yöneldim
"Yaralı bir hayvanı hele de vahşi bir hayvanı kışkırttığı halde hayatta kalmayı nasıl başarıyor bu salak?"

"Dayıı!"
"Ne? Sadece onun için geçerli değil hepimiz hayvan sayılıyoruz, bilmem farkında mısınız?"

***

"Kontrolü kaybetmen çok kötü olmuş, ama daha fazla kişi görmediği için şanslıyız"
Yattığım buz gibi sedye iyi gelirken bir yandan ise Salih hoca ve Mete ile konuşmaya çalışıyordum, Mete eline bizi tedavi ederken sık sık kullandığı aleti aldığında yüzümü buruşturdum..Göğsüme Baskı yaparak Salih hocanın dediği gibi kaburgalarımı tekrar kırdığında o kadar fazla bağırmıştım ki sesim kısılmıştı.. Dışarıdan birilerinin duyup duymadığından emin değildim

"Kemiklerin yanlış kaynamış..özür dilerim"
Sorun olmadığını belli etmek amacıyla başımı salladığım sırada kapının çalınması ile ayaklanmaya çalışmıştım

ᒪOᐯᗴ ᗩᑎᗪ ᗯᗩᖇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin