Evet bugün nikah günümdü. Düğünde olacaktı ama bugün nikah günümüzdü. Makyajım ve saçım yapıldıktan sonra elbiseyi giymiştim kızların yardımıyla.
"Oha oha oha çok güzel oldu Mısraa!" Bunu diyen kişi Azra'ydı. Gülümsedim. "Ay evett"
"Kızım o altın sarı saçlarınla mükemmel görünüyorsun!" Bunu diyende tabikide İpek'di.
"Ya kızlar şımartmayın beni yerim sizi" dedim utanarak.
Kapı tıklatıldığında gel dedim. İçeri; Caner, Ferhat, Utku, Melik, Sinan ve Talha girmişti.
"Mükemmel görünüyorsun yenge" dedi Caner.
"Gerçekten çok güzel olmuşsun yenge, hayırlı olsun" Bunu diyen Sinan'dı.
"Teşekkür ederim kuzgun timi" dedim. Diğerleride tebrik ettiklerinde "Asker!" Diye bir ses geldi. Onlar izin alıp çıktıklarında kızlarda gitmişlerdi. İçeri smokin takımıyla giren Murathan çok yakışıklı olmuştu.
"Sevgilimm" dedim cilve yaparak.
"Yavrum" dedi ve ekledi. "Çok güzel olmuşsun, peri kızları gibi"
"Sende öylesin kocacım"
Kolunu uzattı. "Gidelim mi karıcım?" Kafamı sallayıp koluna girdim. Beraber ilerleyip nikah masasına oturduk.
Nikah memuru konuşmaya başladı. "Adınız? Soyadınız?" Murathan'a sormuştu önce. "Murathan Yılmaz"
Nikah memuru devam etti. "Anne adınız? Baba adınız?" Düz bir şekilde cevapladı. Onlar aslında sadece kimlikte yazan isimlerdi. Alttan elini tutup okşadım. "Ayşe Yılmaz, Mehmet yılmaz"
Sıra bana geldi. "Adınız? soyadınız?"
"Mısra Taner"
"Anne adınız? Baba adınız?" Bende aynı Murathan gibi düz bir şekilde cevap verdim. O da bu sefer benim elimi okşamıştı.
"Tuğba Taner, Okay Taner"
Nikah şahitlerine gelmişti sıra. "Adınız? soyadınız?"
"Utku Öztürk"
"Adınız? soyadınız?"
"Azra Çaplı"
"Sayın Murathan Yılmaz, iyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta; hiç kimsenin etkisi altında kalmadan kendi hür iradenizle, Okay Taner kızı Sayın Mısra Taner'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
"Evet!" Diye gür sesiyle onayladı.
"Sayın Mısra Taner, iyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta; hiç kimsenin etkisi altında kalmadan kendi hür iradenizle, Mehmet Yılmaz oğlu Sayın Murathan Yılmaz'ı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
"Evet, evet, evet"
"Sayın şahitler bu evliliği onaylıyor musunuz?"
"Evet!"
"Evet"
İmzaları attıktan sonra belediye memuru devam etti.
"O zaman Hakkari Belediyesi'nin bana verdiği yetkiyle sizleri karı koca ilan ediyorum, gelini öpebilirsiniz"
Kızlardan gelen 'ayağına bas!'nidalarıyla önce ayağına bastım. Sonra beraber ayağa kalktık. Murathan anlıma öpücük kondurduğunda alkış kopmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mısra
Ficción GeneralHayallerini 25 yıl sonra yaşayan bir kız ve hayattan tüm ümitleri kesmiş ruhsuz bir adam. Bu kötü hayatların birbirine bağlanıp güzel bir hayat olmasını okuyun. ___ "Neden canım bu kadar acıyor. Sen vurulmuşken neden ben vurulmuşum gibi hissediyorum...