3.Bölüm-İhanetin Soğuk Yüzü

1.3K 268 85
                                    

Herkese merhaba!

Yeni bölümle karşınızdayım. Bir sonraki bölüm Huricihan'dan devam edecek. Siz ne kadar çok yorum yaparsanız motivasyonum o derece artacak ve bölümü daha hızlı yazmış olacağım. Okuyan herkesten en az 5 satır içi yorum bekliyorum.

Bu bölüm 250 oy ve 150 yorum görmeyi temenni ediyorum❤️

OY VER, HİKAYENE CAN VAR! YORUM YAP KURGUYA KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ BIRAK!

Bana ulaşmak için;

insta: elifkaplan3watty, elifkaplan.ek

twitter: elifkaplan3waty ayrıca #tekinsizyamaçlar etiketi ile yorumlarınızı paylaşabilirsiniz.

BURAYA BAŞLANGIÇ SAATİNİZİ BELLİ ETMEK İÇİN BİR EMOJİ BIRAKIN!

KEYİFLİ OKUMALAR!

Sadece adım atmaya odaklandım. Beynimi boşaltmaya çalıştım, hiçbir görev öncesi bu kadar yılgın olmamıştım. Hayat seçimlerden ibaretti. Seçimimin bedeli de buydu. Huricihan'ı o adamla tekrar görmeye dayanabilir misin? Bu sorunun cevabı belliydi. Kocaman bir hayırdı. Şu an odaklanmam gerekirken ben neler düşünüyordum. Buradaki hayatımı bir kenara atıp yokmuş gibi davranmam gerekirken ona aykırı bir şekilde canımı acıtıp duruyordum. Bırak artık Tuğtekin! Sorumluluğunu alacağın gencecik çocuklar olacak. Onları düşün.

Şehitliğin girişinde durdum. Burada silah arkadaşlarım yatıyordu. Birlikte savaştığımız, hayatını mesleğine adayan ve o uğurda canını veren arkadaşlarım, komutanlarım...

Eğer bir gün nasip olursa ben de burada yatacaktım onlarla birlikte. O his tekrardan belirdi, bu yakın zamanda da olabilirdi. Tuhaftı, kabullenmiştim ama bir yanım ailemi düşünüyordu. Can yakan tek kısım buydu, benim hayallerim, geleceğe dair planlarım yoktu. Ben görev adamıydım üstlerim bana ne derse onu yapardım. Önceden... Evet hayallerim vardı ama ilk görevime çıktıktan sonra her şey yok oldu.

Kısıtlı vaktim olduğunu kendime hatırlattım. Yavaş adımlarla taşlı yoldan yürüdüm. Komutanımı ziyaret etmeden gitmek içimden gelmemişti. Mezara yaklaşırken iki kişinin daha olduğunu gördüm. İkizler... Onlar da buradaydı. Unutmamışlardı komutanlarını.

Beni gördüklerinde duruşlarını düzelttiler ve selam verdiler.

"Rahat olun çocuklar," dedim ve dua okumaya başladım. Komutanım bana bir mesaj vermişti. O mesajı uygulayacaktım. O gece bir şey olacaktı. Kimseye güvenmememi tetikte olmamı istiyordu. Keşke o da bizimle beraber olsaydı. Onun ölümünü kabullenmekte zorlanmıştım. Görevini layıkıyla yapan, saygı duyulan adamların gidişini kolayca sindiremiyordunuz.

Mezarlıktan ayrılmadan önce üçümüz birlikte selam verdik ve yavaş adımlarla yürümeye başladık.

Saldıray ve Yıldıray Çetiner emekli Astsubay olan SAT komandosu babalarının izinden giderek asker olmuşlardı. Babaları onlara cumhuriyetimizin ilk denizaltılarının ismini vermişti. Benim üç alt devremdendiler. Birbirlerine tıpatıp benziyorlardı. Uzun boylu ve fit bir bedene sahiptiler. Onları önceden ses tınılarından ayırt ediyorduk. Kış baskınında Saldıray'ın yanağına şarapnel parçası saplanmış yanağında gamze gibi bir göçük oluşmuştu. Artık buradan kolayca ayırt ediyorduk. Operasyonlarda ikisi birbirine benzediği için hainleri şaşırtıp afallamalarını sağlıyorlardı ama onun haricinde çok yeteneklilerdi. Saldıray bıçak kullanmakta ve yakın dövüşte ustaydı. Silahsız da her türlü kendini savunabilirdi. Yıldıray ise komple bir keskin nişancıydı bugüne kadar atıp da vuramadığını görmemiştim. Bu adamlarla birlikte mahşer yerinden çıkmıştık, aynı hisleri paylaşmıştık.

TEKİNSİZ YAMAÇLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin