0.8

31 3 26
                                    

Gazel hakkında ne düşünüyorsunuz?




Açelya: Derste misin?
14.00

Gazel: Evet?

Açelya: Dersin bittikten sonra okulun yanındaki parka gel.

Açelya: Bu defa unutma.

Whatsapp'tan çıktığımda müzik dinlemek için Spotify'ı açtım, sık dinlediğim listeden rastgele bir müziği açtığıma telefonu kapattım. Ayağımın desteğiyle salıncak yavaşça bir ileri-geri gidiyor müziğin tınısı kulaklarıma doluyordu.

Onun gibi izlememiştim ben onu. Onu bahçede gördüğümde izlemiştim mesela, ya da onu hiç göremediğim zamanlarda bölümünün önüne gelmiş onu beklemiştim. Kapıdan çıktığında birkaç saniyeliğine yüzünü gördüğüm için şükretmiş, sonrasında eve dönmüştüm.

İnstagram fake hesabımdan mesaj atmak istesemde bunu hiçbir zaman yapmamıştım. Bu sadece, kendimi ve onu kandırmak olurdu. Ama o, o daha fazlasını yapmış ve beni karanlık düşüncelerime bırakmıştı. Bu konularda ne kadar hassas olduğunu biliyordu.

Üzerime bir gölge düştüğünde kokusunu duydum. Üzerinden kaç yıl geçse de, kendisi çok değişsede o koku hiçbir zaman gitmemişti.

Başımı yavaşça kaldırdığımda onunla göz göze geldim. Uzun zaman sonra bu kadar yakındık ve birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk.

Sahi, en son kaç sene öncede kalmıştık biz? 2020,2021? Hayır, 2017 yılında kalmıştık. 5 sene olmuştu. 5 sene olmuştu ve biz birbirimize çok uzak kalmıştık.

Yanımdaki salıncağa oturduğunda benim gibi ayağından destek alarak yavaşça ileri-geri sallanmaya başladı. Yutkundum. Uzun zaman sonra onunla bu kada yan yana olmak kötü hissettiriyordu.

Yannımda o salıncakta sallandık. Kaç dakika, kaç saniye sürdü bilmiyorum ama bana kısa gelmişti o saniyeler, zaten onunla geçen her saniyeler bana kısa geliyordu, yetmiyordu bana. O, hiçbir zaman onunla geçirmek istediğim zamanın değerini bilememişti.

"Nasıl unutabildin Gazel?" Direkt konuya girmiştim. Bu benim en az yara almam için en iyi çözümdü. Onun yanında ne kadar uzun süre kalırsam, bana o kadar acı veriyordu varlığı.

Bana döndüğünde gözlerine baktım. Mavi, masmavi gökyüzü arındıran o gözler. Gözleri açık maviydi, eğer aranızda uzun mesafeler yoksa o gözlerin mavi olduğunu anlamanız uzun sürmezdi. Şayet, ben onu lisede hiç yakından görmeseydim o gözlerin mavi olduğunu bilmezdim.

"Senin o gün onu unutman değil, görünmeyen mesafeler bizi yaktı Gazel. Ben senin hep yanından geçtim ama sen bir kez olsun bakmadın." burukça gülümsedim. "Sıradan bir cümleye neden bu kadar çok üzülüyorum biliyor musun?" yutkundum. "Üç günde bile o cehennemden aldın beni Gazel, seninle o üç günde bir cennet yaşadım." mavi gözleri yerdeki kuma odaklanmıştı, bana bakmaya gücü yoktu. Sinirle ayağa kalktım. "Sen beni kullandın Gazel! Sen beni kullandın! Artık kardeşin Gaye ile mutlusunuzdur, özellikle o. O hâlâ gurursuz, zorba bir kız mı?"

Gazel ayağa kalktı. "Gaye'ye istediğini de, bağır çağır ama ona gurursuz deme Açelya." Bana doğru yaklaştığında salıncağın üzerinde ayağımın desteğiyle geri çekildim. "Bak dinle beni. Sizin sınıftan Yağmurla dalga geçerken Yağmur bir anda 'Senin dalga geçtiğin kız, abinin sevgilisi' demiş. Bizimki de sinirlenmiş ve plan kurmuş aklınca. Bizi ayırmaya çalışmış o gü-"

"Yeter Gazel" salıncaktan kalktım ve ona doğru yaklaştım, ona doğru yaklaştığımda aramızda çok kısa bir mesafe kalmasıyla irkilerek biraz geri çekildim. "Senin bahanelerini dinlemek istemiyorum, yeterince dinledim seni-"

"Lütfen bi dinler misin? Bak sözünü bölüyorum ama lütfen dinle. Sonra konuş, bağır, ne yapıyorsan yap. Lütfen dinle"

Bir defa daha ona inandım. Kollarımı göğsümde birleştirdim ve onu dinlemeye başladım. "Biz ayırmaya çalışmış o gün. Bunu biliyordum ben, o yüzden çağırdım seni lavaboya. Tek kamera olmayan güvenli yerdi." yutkunduğunu hissettim.

Bunları konuşurken zorlanıyorsa, ben yaşarken ne halde olduğumu hiç mi görmedi?

"Sana ayrılık konuşması yapacaktım çünkü Gaye bizi o gün kapı aralığından dinliyordu. Biz lavaboya girerken arkamızdan geldiğini gördüm." işte bunu bilmediğim için kaşlarım çatıldı. "Benim planımda ise ayrılık konuşması vardı sonra.." derin bir nefes alıp verdi, ellerini kumral saçlarına götürdü ve onları biraz karıştırdı. "Sonra unuttum Açelya. Ben o okul çıkışı yanıma gel demeyi unuttum. Yemin ediyorum Gayenin suçu yok, hepsi benim ha-"

Öfkeyle ona döndüm. Gözlerimdeki ateş o kadar büyüktü ki ona baktığım anda kaşları çatılmıştı ama sert yüzü gevşemişti. Üstüne yürüdüm "Sen hala kız kardeşini mi savunuyorsun bana? Senin kız kardeşin bana o kantinde neler yaptı biliyor musun?" sinirle güldüm. "Biliyorsun Gazel. Sen her şeyi biliyordun ve sustun. Bende her şeyi biliyordum, her şeye rağmen seni sevdim. Eğer üç gün beni kullanıp atacağını bilseydim.." bakışlarının değiştiğini hissettim.

Geriye bir adım attım. "Ya da boşver Gazel, keşke sen benim aptal bir lise aşkım olarak kalsaydın. O gün sen değilde, ben unutsaymışım sana sevdiğimi söylemeyi."

Eğer gözlerine baksaydım -ki bakmayacaktım- gözlerine baktığımda bu cesaretimin kırılacağını bildiğim için gözlerine bakamadım.

Gözlerimi gözlerine çıkardığımda gözlerinde bir şeylerin yok olduğunu, bir yerlerin alev aldığını hissettim. Sanki hevesle kurduğu o dünya onun için yıkılmıştı ve Gazel o betonların altında eziliyordu.

Hevesle dikilen ağaç, umutla dikilen tohumlar.
Ve birkaç saniyede yıkılan o ağaç.
O gün Gazel, ağacın yıkılmasına değil, tohumu umutla diktiği için yıkılmıştı.

Bugün olayların daha iyi anlaşılması adına yarım saat sonra bir bölüm daha atmak istiyorum. Bu bir sonraki bölüm gününü etkilemeyecek.

KIŞ ÇİÇEĞİ 'AÇELYA' - YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin