War Is Over

377 44 184
                                    

İyi okumalar...

___________________________________________

Chuuya'dan

Çok huzurlu, refaha ermiş hissediyordum. Çünkü sonunda her şey son bulmuştu.

Dışımdan bir rahatlama nefesi verdim.
Şimdi nerede miydim? Güzel soru.

Dazai ve diğerleriyle birlikte birlikte okula dönmüş, profesörlerin ve diğer büyücülerin bize güzel haberle gelmelerini bekliyorduk.

Diğer öğrencilerin durumdan haberi olması gerektiğini düşünüp onlara olanları üstten anlatmıştık. Sonuçta bilmeye en çok hakları olanlar onlardı.

"Dizilin!" Kouyou'nun yükselen sesiyle Dazai, Jouno ve Fyodor önünde dizilmişti.

Ee tabii Tecchou da onun yanındaydı. O üçünün bizim gaddarlar tarafından sıra dayağına çekilecek olma hissi ne kadar güzel olsa da içten içe acıyordum da.

İlk sırada Fyodor duruyordu, yani ilk kurban o olacaktı. Bizim ikili de karşılarında kuralları çiğnemiş öğrenciler duruyor gibiydi. Şimdi birisi cetvel çıkarsa şaşırmazdım o derece.

Fyodor dayak yiyeceğini anlamış, sanki bağışlanmak ister gibi Niko'ya bakıyordu. Oysaki Nikolai onlardan daha acımasızdı da haberi yoktu...

En sonunda kimseden ümit gelmeyeceğini anlayınca da Dazai'e bir bakış atmış ve onu da kendisiyle gelmesini sağlayarak bahçede koşuşturmaya başlamıştı.

Arkada kalan Jouno ve bizde sadece bu hallerine gülüyorduk.

"Kaçmayın lan! Şimdi olmasa başka zaman olucak, kaçışınız yok!"

Kouyou arkalarından çığırırken Tecchou çoktan onları kovalamaya başlamıştı bile.

"Bu hallerine bile razı olacak bir duruma geldiğime inanamıyorum." Dışımdan sarfettiğim cümleyle Nikolai de gülümseyerek kafa sallamıştı bana.

Kolunu omzuma atıp onları izlemeye devam edince ben de aynısını yapmıştım. Ve işler daha da ilginçleşiyor gibiydi. Şimdi de Kouyou gitmiş, ikisi bir yandan sıkıştırmışlardı bizimkileri.

Sonucu ise tahmin etmişsinizdir, Dazai ve Fyodor ağır bir dayak yedi.

Yerlerde sürünürken ise Dazai'in ağzından sadece "Jouno niye dayak yemedi de biz yedik. Onun farkı ne?!" Diye sızlanıyordu. Yanındaki fare ise daha fazla perişan olmamaları için onu susturmaya çalışıyordu.

"Onun farklılığı Jouno olması. Malesef ki siz değilsiniz, şimdi siktirin gidin gözümün önünden yoksa bir daha dalarım size." Tecchou sinirle onları kovmuş ve Jouno'yu kolundan tutup götürmüştü.

Diğerleri de dağıldığında sadece Niko, ben ve yerde yatan iki zibidi kalmıştı.
Nikolai hemen "sevgilisinin?" Yanına koşmuş ve asasıyla yaralarını iyileştirmişti.

Benim bildiğim Nikolai artık yoktu anlaşılan. Ya da vardı fakat karşısındakine karşı böyleydi kim bilir? Aşk insanı gerçekten de değiştiriyor.

"Biz de içeri giriyoruz, Chuu. Hava soğuk siz de fazla durmayın." Niko son olarak beni uyardıktan sonra okula girmişti.

"Chibi, sen de beni iyileştirmeyecek misin?"

"Mızlama koca bebek. Geldim." Yanına gidip onu omzundan tutup kaldırmış sonra da yaralarını iyileştirmiştim.

"Ne kadar da düşünceli bir sevgili..."

"Bir sus da içeri gir artık. Hava gerçekten de çok soğuk."

"Sen yanımda olduğunda nedense hiç üşümüyorum, biliyor musun? Yoksa sıcak kalbin mi ısıtıyor bu soğuk, ölü bedeni?"
Bunları söylerken bir andan da benim elimi tutmuş, kendi kalbinin üzerine koymultu. Bu da benim zaten soğuktan hafif kızarmış olan yüzümü daha da beter etmişti.

Hogwarts //soukoku//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin