Hogwarts //soukoku//

I'll kill you

Geçen bölüm ekleyemeyince içimde kaldı 😍
___________________________________________

Haftasonu Hogwarts'ta kalan herkes uyanmış; bazıları bahçede oyun oynuyor, bazıları odasında arkadaşlarıyla konuşuyor, bazılarıysa ders çalışıyordu. Chuuyalar'ın odasında ise büyük bir katliam yaşanıyordu:

"Dazai! Bu sefer öldün! Bu sefer gerçekten öldün! Hele bi bulayım seni elimden kurtulamayacaksın!"

Robert ve Joseph anlamaz bakışlarla Chuuya'ya bakıyorlardı. Chuuya ikisinin bakışlarını farkedince, sinirle onlara dönüp "ne var!?" Diye bağırmış ve ikisinin de susup, köpek yavrusu gibi önlerine dönmelerini sağlamıştı. O ikisi, ilk defa Chuuya'yı böyle gördüğü için şaşkındı. Oysa ki Hogwarts'ta ki herkes Chuuya'nın aslında genel halinin bu olduğunu bilirlerdi.

"Başıma bir şey gelmeyecekse eğer..."
Joseph başını Chuuya'ya çevirip konuştu.

"Ne olduğunu sorabilir miyim?" Sorusunu sorduktan sonraysa başını eğmişti.

"Soramazsın."

Chuuya'nın açık ve net cevabıyla ikisi de önüne dönmüştü.

Chuuya ise bir hafta boyunca çalıştığı ve sonunda bitirdiği ama Dazai'in 'yanlışlıkla' mahfettiği projesine bakıp, içinden bir kez daha "sen bittin" diye geçirdi ve odasından dışarı çıkıp Dazai'i aramaya koyuldu.

Dazai ise:

Fyodor'un bahçede kitap okuduğunu düşünmüş ve yanına gitmişti. Tahmini de  doğru çıkmıştı. Fyodor'un olduğu yere doğru koşarak:

"Fyoo! Yardım et!" Sonunda yanına geldiğinde yorulmuş ve ellerini dizine koymuştu. Nefes nefese Fyodor'a bakarken Fyodor kitabını sakince kapatıp konuştu:

"Yine ne yaptın?"

Dazai ellerini önünde sallayıp:

"Ne yaptığım önemli değil! Sadece beni saklaman lazım." Dedi.

Fyodor nedenini bilmese de Chuuya'dan sakladığını anlaması zor olmamıştı. Zaten kendisi de sıkılıyordu. Bu yüzden de ayağa kalkarak:

"Okulda durmaya gerek yok. Gel muggle dünyasına gidelim. Oradaki bazı şeyler ilgi çekici."

Dazai, Fyodor'un ilk defa istediği bir şey karşısında 'üşeniyorum' demek yerine bir fikir sunduğuna ne kadar şaşırsa da "işte benim Fyodor'um!" Dedi ve Jouno'yu arayıp, gelince de yola çıktılar.

"Chuuya-san! Neden burada olduğunu düşündünüz ki? Ayrıca kapıyı neden kırdınız!" Atsushi, "orada olduğunu biliyorum bayat uskumru!" Diye bağırarak kapıyı kıran Chuuya ile şaşırıp yerinden sıçramış ve konuşmuştu.

"Ne bileyim ben Atsu! Akutagawa burada kalıyor ya belki o da buraya gelmiştir diye düşündüm. Fyodor'un ve Jouno'nun odasında da yoktu-'

Chuuya kendi lafını bitirmeden aydınlanmış gibi parmaklarını şuklattı ve:

"O ikisi de odasında değildi! Bu piçin onlarla gittiğine eminim!"
Chuuya bunu anlamıştı ama maalesef ki bu hiçbir şeyi değiştirmezdi. O üçünün nereye gidebileceği hakkında hiçbir fikri yoktu.

Akutagawa'nın bir fikri olabileceğini düşünüp, ona döndü:

"Bizim üç kafadar ayılar nereye gitmiş olabilir? Sen biliyorsundur."

Akutagawa iki elini bilmem anlamında kaldırarak:

"Malesef Chuuya-san. Onlarla belki bir, belki de iki kere çıkmışımdır dışarı. Hiçbir fikrim yok."