Lavinia

155 7 2
                                    

" Halbuki en çok okuduğum bir kitabın, en çok okuduğum bir satırı bile bana bazen başka şeyler söyleyebilir... "

Sabahattin Ali

Ölümü ne zaman hissettiniz? Ruhunuzda, bedenizde tüm hücrelerinizde... Ben bugün hissettim. Yaşadıklarım beni buraya getirdi. Büyüttü ve geliştirdi ama en çok da acı çektirdi. Küçücük bir kızken 18 yaşıma geldiğimde babası tarafından zengin bir soyad için abim yaşımdaki adama parayla satıldım. Kimse beni anlamadı. Kimse bana acımadı. Peki ben şimdi neden onlara acıyayım? Herkes kendi kaderini izler ama ben onlardan olmayacağım. Kendimi var edeceğim ve kaderimi baştan yazacağım. Çünkü buna mecburum. Çünkü başka şansım yok. Aynanın karşındaydım. Bembeyaz bir gelinlikle, denizi andıran mavi gözlerimle, siyah saçlarımla bir gelin olmuştum. Hiç istemediğim halde bugün o herkesin bakmaya doyamadığı köşkün hanımı olacaktım.

Kapının kapısı aralandığında arkamı dönmeme bile gerek yoktu. Çünkü kimin geldiğini biliyordum. Zümrüt Deniz... Yine çok güzeldi, her şeye rağmen. Kızının cenazesinin çıkacağı düğüne tüm ihtişamıyla gelmişti. Aksi tahmin dahi edilmezdi. Kırmızı tonlarında derin bir yırtmaç, ve sapsarı saçlarıyla benden bile genç gözüküyordu. Gülümsedim. Kendisi ise sadece bana baktı. Gözlerine yaşlar ulaştığında ise;

" Sakın, yanımda ağlama! Git, o timsah gözyaşlarını dışardakilerine göster. Ve şunu da unutma; Seni hayatım boyunca affetmeyeceğim. Çünkü yapabilirdin, babamı durdurabilirdin ama yapmadın. Çünkü işine geldi. O köşk seninde gözlerini büyüledi. Para için siz kızınızı sattınız. Sırf kendinizi kurtarmak için... Babamın kumar borçlarını benim gençliğim ödüyor. " Gözlerime yaşlar ulaştığında ise;

" Defol, git buradan. Senin gibi bir annem yok benim. "

Annem bana doğru yaklaşmaya çalıştı ama onu durdurdum. Annem gülümseyerek:

" Beni anlamayacaksın, benden nefret edeceksin. Bu en iyisi duydun mu, beni? Düşünsene hayatın, geleceğin her şey ayaklarının altına serilecek. Sen ' Güçlülerin ' gelini olacaksın. O evin tek hanımı. Gücü avuçlarının içinde hissettiğin o gün her şey bambaşka olacak. İşte o zaman gerçekten bana teşekkür edeceksin. Kendini ona sunup onun dediklerini yaptığın süre boyunca elde edemeyeceğin hiçbir şey olmayacak. Bir de bir evlat verdin mi, işte o zaman yerin sonsuza dek sağlamlaşmış olacak. " Parmağındaki yakut renginde yüzüğü çıkarıp avuçlarımın içine bıraktı.

Avcumdaki yüzüğe baktığımda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Bu aile yadigarıydı. Bu ölüm çiçeği uğruna yapılmış yüzüktü. Bu benim cehennemin kapısını aralayan o kapıydı.

" Anne, yapma! Ben istemiyorum. Ben, o adamın kuklası olmak istemiyorum. İnsan kızının yok olacağını bile bile onu kor ateşe atar mı? "

Sessizlik. Uzun bir sessizlik. Ne ben konuşabildim, ne de o bana yardım edeceğini söyledi. Anlamıştım. O benden çoktan vazgeçmişti. Ağlamayacaktım. Eğer ağlarsam güçsüz gözükürdüm. Acı, beni besleyecekti ve ben beslediğim acıyı bir gün zehriyle birlikte etrafımdaki herkese salacaktım. O zaman benim intikamım başlayacaktı. Beni bu yola süren herkesten tek tek intikam alacaktım.

Ellerime baktım, bu eller saftı. Bu eller temizdi ama şimdi bu eller temiz kalamazdı. Acı olan her şeyi yapmaya hazırdım. Gelin mi olacaktım, en güzel gelin olacaktım. Hanım mı olacaktım, kusursuz bir hanım olacaktım ama asla o adamın bir kuklası olmayacaktım. Ona bu hayatı cehenneme çevirecektim.

Zümrüt Deniz'in verdiği yüzüğü sol elimdeki, parmağıma koydum. Kristal, ışıltılı o yüzüğün hayatımı çizeceğini ne ben biliyordum ne de kader.

Lavinia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin