" Bizi gerçekten sevenler, bizi asla terk etmezler. "
JK.RowlingÇiçeklerle bezenmiş bir hayatım olmadı. Olmayacaktı da eğer ben o hayatı tırnaklarımla kazıyıp almasaydım. Gücü artık içimde hissediyorum. Yıkıldığım her an için tekrardan savaşmaya devam ettim. Çünkü başka seçeneğim yoktu. Sevmek ve sevilmek bu duyguların beni iyileştireceğini sanmıştım ama aksine kalbimi daha fazla kanattı. Hazar... Ben ona ihanet ettim. Ben, ondan vazgeçtim. Vazgeçmek zorunda kaldım ama o, bunu affetmezdi. Sevdiğim halde ona bu kadar yakınken nasıl ondan uzak kalabilirdim? Nasıl onsuz yaşayabilirdim ? Benden vazgeçmesin, sevsin beni. Ben ona ihanet etmiş olsam bile. Ben, gücü seçmek zorunda kaldım. Onsuzluğu seçtim.
Feryadımı tüm dünya duysun. Tüm dünya benimle birlikte yas tutsun. Bugün, bu akşam küçük mavi gözlü kızın sevdiğini kaybettiği gün oldu. Tarih, bu akşam benim ihanetimi yazdı.
Ben, sevdiğim adamın kuzeniyle evlenecek kadar aşağılık bir insanım.
Gözlerimi açtığımda oradaydım. Ecelimin, kıyametimin başladığı
" Güçlü Konağındaydım. "Rüzgar'ın odasında, yatakta yatıyordum. Etraf kalabalıktı. Doktorlar, hemşireler oradaydı. Sanki çok önemli bir şey olmuştu. Sadece bayılmıştım. Yine abartmaya bayılıyorlardı. Rüzgar hemen baş ucumdaydı. Bana korkulu gözlerle bakıyordu. Beni gerçekten seviyor muydu ? Sevgi, içten gelmeliydi, sevgi, incitmemeliydi. Karşılıksız bir sevgi onunki. Çünkü ben kalbimde başka biri varken ona aşık olamazdım.
Rüzgar'ın hemen arkasında Feride Güçlü ve Adnan Güçlü vardı. Bana tiksintiyle bakıyorlardı. Beni asla kabul etmemişlerdi. Benden nefret bile ediyor olabilirdi ama oğullarını karşılarına almak istemişlerdi. Bana, benim sevip sevmediğimi bile sormamışlardı. Beni bir mal olarak görmüşlerdi. Zamanı geldiğinde onlardan intikamımı alacağım. Hatta çok acı bir şekilde. Feride Güçlü, senin tahtını ben devireceğim. Keşke diyeceksin, oğlumu engelleseydim de bu kızla evlenmeseydi.
" Gözlerini açtı. " Deva'nın sesi kulaklarımı doldurdu. Sarı saçlı, yeşil gözlü çok güzel bir kızdı. Pamuk gibi bir teni vardı.
Rüzgar'ın gözleri gözlerimi bulduğunda minik tebessüm belirdi yüzünde.
" Beni çok korktun, karıcığım. " Bu kelimeye alışmak da zor olacaktı.
" İyiyim. Beni, biraz rahat bırakabilir misiniz? " Hiçbirini görmek istemiyordum. Kendimi onlarla savaşacak kadar iyi hissetmiyordum. Onlara da bunu göstermek istemiyordum.
Feride Güçlü, tabii ki laf sokmadan duramazdı. Beyazlamaya yüz tutmuş saçlarıyla ve o yeşil gözleriyle korkunç derecede rahatsız edici gözüküyordu. " Rahat, bırakalım da dikkat et, bu seferde burada bayılma. Bir de bununla uğraşamayız. Zaten telefonlar susmuyor. Biraz daha dayanamadın değil mi? "
" Kusura bakmayın, Feride Hanım bayılacağımın saatini, dakikasını size veremedim. Bir dahakine haber veririm ama merak etmeyin! "
Konuşmadı ama yüzünden sinir krizi geçirdiğini görmek mümkündü. Arkasını dönüp odadan çıktı. Kapıyı da arkasından arkasından sert bir şekilde kapattı. Bu kadar sinirleme, Feride Hanım. Daha yeni başlıyoruz. Sana yapacaklarımı aklının ucuna bile gelmeyecek. Arkasından herkes çıktı. Sadece ben ve Rüzgar kalmıştık.
Onu sevmediğimi bile bile benimle evlenmişti.
" Neden yaptın ? "
" Neyi neden yaptım ? " Hâlâ anlamıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/358188510-288-k694963.jpg)