{♧}
En yakın arkadaşına bile güvenme. Sırtından bıçaklaralar seni...
Deniz'in ortasında, bir gemide bulduk kendimizi.
Ne olduğunu anlayamamıştık. Nereye dönsen etrafta deniz orta kısımda da bir ormanlık alan. Gözlerimi açınca herkes baygın bir şekilde yatıyordu.
"Kızlar gözlerinizi açın."
Herkes uyandı ama nil uyanmadı. Selen uyanınca panikle"nerdeyiz biz ne oluyor?" Diye sordu.
"bilmiyorum kızlar hiçbir şey bilmiyorum dün ne oldu da bilmiyorum hatırlamıyorum."
Ben, selen ve kumsal uyanınca, bir tek nil uyanmamıştı. Ben ayağa kalkıp nil'in yanına gittim ve uyandırmaya çalıştım ama uyanmadı elimi kalbine getirip nabzı atıyormu diye baktım ama kalp atışı da
yoktu.
"Kızlar sanırım kötü bir haberim var"
"Ne oldu?"
"Nil'in kalbi atmıyor.."Herkes şaşkınlıkla 'ne' diye bağırdı ben başka bir yere gittim ve gözümdeki yaş yavaş yavaş akmaya başladı. Elim ayağım titriyordu,ellerime bir soğukluk gelmişti sağ gözümden akan yaşı silerken sol gözümden yaş akıyordu.
Kumsal beni çağırdı.
"Ömür gelsene"
"Ne oldu?"
Gittim yanına ve nil'in böbrek kısmında bıçak izi vardı. Herkes bir tarafta düşündü, ne yapalım buradan nasıl çıkacağız diye ben gemiyi kim sürüyor diye merdivenlerden indim ve baktığımda hiçkimse sürmüyordu.
Bir telefon buldum orada, telefonu elime aldım ve açtım neyseki kilidi yoktu. Yeni numara ekle kısmından 112 olan acil yardım numarasını ekledim,kaydettikten sonra aradım.
- acil ambulans mı?
-evet buyrun
-biz bi gemideyiz bir arkadaşımız bıçaklanmış lütfen hemen gelin
- tamam nerede olduğunuzun konumunu atarmısınız denizci arkadaşımız bizi size getirecek
-hemen gönderiyorum ama acil lütfen gelin
Telefonu kapattıktan sonra konum attım.
Hemen seleni çağırdım. Daha önce denizcilik ile ilgili bazı tecrübeleri vardı, ama hala aklında kalmış mı bilmiyorum.
Konumu açıp evimizin yolunun nereye gideceği için konumun gösterdiği yerden gittik. Heryer heryere benzediği için nasıl döneceğini bilmiyorduk. Selen sürücü koltuğuna oturdu. Konum'un gideceği
yönden gitti.
Kumsal nil'in yanında duruyordu. Ben de Selen'in yanında nereden
gideceği için yönlendiriyordum.Zor olduğu kadarı ile karışık da. Saate baktım ve saat 1.40. Zaman nasıl geçti diye hiç bilmiyorum. 2 Saat sonra sonunda acil ambulans
geldi.Küçük bir gemiye binen 4-5 kişi bizim olduğumuz yere kadar gemiyi
sürdüler. Bizim olduğumuz gemiye bindiler. Gelen bir adam Kaptan koltuğuna bindi ve gemiyi en hız derecesine kadar sürdü, acil ambulans'ın olduğu yere kadar sürdüler. Ben nil'in yanına gittim doktor nil'e kalp masajı yapıyordu.Hayata geri gelip, hayata tutunması,için ama bu mümkün mü bilmiyorduk hiçbirimiz. Anca bu nil'in elinde olan bişeydi. Hayata tutunup hayatla hala mücahadelesi var mı acaba? Hayata karşı her şeyden önce insanlardan alacak intikâmı,hepsi hayata tutunması ve o açılan yaraların sarabilmesi 24 saat içinde belli olacak.2 saat sonra
Gözlerimden akan yaşlar ile selen,kumsal ile hastaneye ulaştığımızda,hasta taşıma yatağı ile nil'i hastaneye götürüyordu. Hemşireler doktora
"nil yalcı 20 yaşında 2002 doğumlu böbreğinden bıçaklanmış"
"peki acil amelyata alıyoruz "
Dedi doktor. Nil'i acil amelyata aldılar. Herkes çok korkmuş telaş içinde kalmıştık.
Elim ayağım titriyordu ve soğuyordu. Kumsal pek üzülmemiş gibi duruyordu.Selen bir sağ bir sol yürüyordu. Korkudan ne düşüneceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bir taraftan nil'i kim bıçakladı diye düşünürken, diğer taraftan dün gece ne oldu da biz sabah adada gözümüzü açtık diye düşünmeye devam, aklım nilde kaldı.
Bu 24 saatte uyanması mümkün mü diye merakla ve korku ile
bekliyorduk.
Bir an önce bu hastaneden çıkıp,önce nil'i kim bıçakladığı hakkında
araştırma yapmam lazımdı.
Saat 2.30 geçe iken herkes gözlerini yummuş ve nil'in amelyattan çıkmasını bekliyordu.
2 saat sonra
Saat 4 Nedense nil hala amelyattan çıkmamıştı. Bayağı bekledik.
Amelyattan çıkan doktor
"nil yalcının yakınları diye seslenirken ben hemen doktorun yanına gittim"
"ben en yakın arkadaşıyım nil nasıl kendine geldi mi?"
"nil hanım kendine geldi, bıçak izi böbreğinden girdi ama hayatını kötüleştirecek herhangi bir olay yok sadece uyanınca bıçaklanan tarafın bacak kısmı felç kalabilir. Nil hanım'ı 182.odaya alacağız isterseniz orada bekleyebilirsiniz."
"peki hayati tehlikesi geçti mi?"
"nil hanım'ın herhangi bir hayati tehlikesi yok geçmiş olsun."
"sağolun" bunu duymayı hiç tahmin edemezken doktorun ağızından böyle bir cümlenin çıkması değişikti aslında.
Selen yanıma geldi sevinerek bana sarıldı. Kumsal'a bakınca pek mutlu olmamış gibi duruyordu.
"kumsal,sen mutlu olmadın mı ya?"
"ya yok ya hani şoka girdim mutlu haberi alınca bi değiştim ama sorun yok. Geçmiş olsun" dedi ama ben pek inanmadım. Çünkü kumsal normal olarak şoka girince çığlık atar,ya da birisine sarılır ama bu sefer öyle olmadı.
Selen;
"Neyse ya ne uzattınız kız şaşırdı işte biz odaya geçelim." Dedi ben "Tamam o zaman" diyip 182 numaralı odaya geçtik.
Odaya geçince
"kızlar!" dedi nil.
"Nil geçmiş olsun" dedim.
Selen ise "çok korkuttun bizi nil. Geçmiş olsun."dedi
"sağ olun ya kızlar bende korktum." Diye yanıtlayan nil kümsal'a baktı
"Kim seni bıçakladı biliyormusun? yani gördün mü?"
Diye sorarken nil cevap vermeden önce kumsal'a baktı kumsal da
sevinmemiş bir yüz ifadesi ile ona bakıyordu.
"Bilmiyorum göremedim yüzünde bir maske vardı kim olduğunu görmedim" "peki kıyafet falan görmedin mi?"
"Simsiyah giyinmişti"
"yani o kim yaptıysa nil'i kim bıçakladıysa en ince ayrıntısına kadar düşünmüş olmalı."-Evet..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMİZDEN BİRİ
Hành độngHiç daha önce sevilmediğinizi hissettiniz mi? Hiç insanlardan uzak kalma isteği içinde bulundunuz mu? Hiç "başarabilirim" dediğiniz cümlelere inanmadınız mı? Hiç savaş ortasında kalacağınızı bildiğiniz halde savaştınız mı? Hiç içindekileri söyleyem...