Bölüm=2 GERÇEKLER

39 3 1
                                    

{♧}

O günden önce 1 gün
Gerçekler her zaman acıdır. Yanlış yapma... Küçük bir yanlışlığın olursa,acımazlar..

Hayatın kötülüğü, insanı her zaman kötü yolu açar.
Gerçekten birisine bir kötülük yaptın mı? Yaptıysan da asla olmaması gereken bir kötülük yaptın.
Gerçekler her zaman acıdır. Yanlış yapma...
Küçük bir yanlışlığın olursa, acımazlar...
Sürekli hata yapmak olmaz. Doğruyu da tatmalısın, yanlışı da. İyi de olabilirsin,kötü de. Samimi de olabilirsin, insanları sevmemeyi de. Hayat illa insanları sev demiyor. Hayat sadece insanlara saygı göstermeni ister. Eğer saygı göstermezsen bu iyi biri olmadığını gösterir...
Sabah'ın 6'sıydı alarm çaldığında uyanmıştım. Nil,selen ve kumsal hala uyuyordu. Yataktan hiç istemsiz bir şekilde kalktım. Bazen
düşünüyorum ki çok yorucu ve maceracı bir hayatımın olmasından bu
işi bıraksam mı?

Ömür polis olmak değil de sadece ömür olmak...
Yüzümü yıkamaya gittim. Aynadan kendime bakınca, yüzümdeki değişikliklere bakmak. Sanki her an, kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum.
Bir gece kötü bir şey olursa, hayatım her şeyin tersine dönerse, içimizden biri yok olursa,buna alışmak çok kötü olmalı...
Hazırlanıp,evden çıktım. Arabaya binip polis merkezine doğru arabayı sürdüm.

Aslında herşey normaldi. Normal bir polis'in sabah kalkıp işine
gitmesi gibi.Ben de o polislerden biriydim.

Ama işim çok zor,neredeyse evin masraflarının yarısını ben
ödüyordum.Kumsal çalışmıyor. Evde sadece ben, selen ve nil çalışıyoruz. Kumsal hayatı boyunca,çalışmayı sevmeyen biriydi ve hala da öyle.

Merkeze varmıştım. Sürekli yaptığım,her sabah oradaki çalışanlara "günaydın" demek bana güzel bir günün,ipucusu oluyor.
Şimdilik ciddi bir operasyon ya da bir şikâyet yok. Zaten müdür bana sürekli görev vermiyordu. Fazla becerikli bir polis değilim. Abartacak ve övecek bir taraf'ım yok. Geçmiş gecelerde hayatın zehir gibi kötü duruşunu,yatağıma yatarken tavana bakıp,geçmişi düşünüyordum. Geceleri gördüğüm rüyaların güzelliğini bırakıp,kalktığım sabahlarda gözümü kapatmaya çalışıyordum. Sadece o güzel rüyalara geri dönebilmek için. Gözümü ne kadar kapatsam da o güzal rüyaya geri dönemiyordum.
Bazen duygusal şarkılar dinlemekten bıkıp, daha çok motivesyon veren şarkılar dinliyordum. Herkesten sıkılıp biraz kötülük yapmak isterdim. Ama yapamazdım. Çünkü ben bazı insanlar gibi, kötülük yapmayı seven bir insan değilim ve olmayacağım. Kendime zarar verebilecek kadar, salak bir insan olmaktan da bıktım. Geleceğe bakıp, geçmişi unutmak kadar, gereksiz bir şey yoktu bu hayatta.
Sürekli sevilen insanlara da, şaşkın bir şekilde bakıyorum. Yolda gördüğün arkadaşlarına sarılıp, öpmek çok saçma. Benim de arkadaşlarım var ama öyle değilim. Herkes hayır demeyi öğrenmeli. Herkes bir kişiyi top gibi, sürükleyemez. En sert darbeyi alınca, yırtılan toplar, hayatının en büyük yarasının izini almış olmalı.
Güneş kadar parlak gece kadar asi olmka ta gerekir bazen. Her zorluğa karşı, dimdik ayakta durmak. Öyle insanlara hayran kalıyorum. Güçlü olduğunu, bakışı ve hareketleri ile belli ediyor. Bazı insanlar var, tek dokunuşta hemen yıkılıyor.

Akşam 18. 00

Eve gelmiştim benden önce nil ve selen gelmişti. Gün çok yorucu geçmişti. Bir kafeye gitmek istemiştim, yemek yedikten sonra. Hazırlanıp dördümüz de bir kafeye gitmiştik. Kumsal, arkadaşı milnav'ı görmüştü kafede. Yanına gitti ve sohbet etmeye başladılar. Sonra yanımıza gelip arkadaşını bizimle tanıştırdı. Kız sürekli nil'e bakıyordu. "Çok garip" diyordum kendi kendime.

Selen de aynı şeyi söylüyordu. Kızın değişik olduğunu sadece ben değil de, selen de fark etmişti. Kız gelmiş "bir vapur'a binelim biraz açılalım " dedi. Herkes "tamam" diyip vapur'a binmek için sahil'e gitmiştik. Selen ile bu kıza gözümüz hiç tutmamıştı. Çok sinsi duruyordu. Sahil'e geldiğimizde vapur'a bindik. Kaptan oturmuş, vapuru biraz denizin derinliklerine doğru sürüyordu. Biraz oturup sohbet ettik. Ben bu sohbetten sıkılıp telefonum ile ilgilenmeye başlamıştım. Milnav mutfağa gitmişti. Kumsal da ona yardıma gitmişti. Ben merak edip yanlarına gitmiştim tam mutfağa girdim ki milnav tedirgin olup elindeki şeyi cebine atmıştı. Kumsal "ömür ne oldu?" Diye sorunca "yok bir şey sadece yardıma gerek var mı diye sormaya gelmiştim" dedim. "Yok ya zaten bitti" diyen milnav'ın sesini duymuştum. "Tamam o zaman gidiyorum" dedim, "Git" dedi.
İçeriye gitmiştim. "Bir şey mi oldu?" Diye soran nil'e "yok bişey"
Diye kısa bir cevap verdim.
Meyve sularını dağıtan kumsal, nil başka bardağı alınca "nil o senin değil o benim ben başkasını koydum kendime sen başkasını al" dedi. Nil de "tamam" diyip başka bardağı aldı. Ve meyve sularını
zamanla bitirmeye başlamıştık. Her bir yudumda, sarhoş
olmuş gibi oluyordum ama konuşmaları duyabiliyordum.
Bardaktaki meyve suyunu daha bitirmeden herkes bir yerlere yayılıp, uykuya dalıyorlardı. Ben gözlerimi kapatmıştım ama uyumak istemiyordum.

İÇİMİZDEN BİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin