12

202 22 13
                                    

"Hayır ben sadece diyorum ki oyuncu olursan komedi dizilerinde veya korkuda oyna."

"Bunu diyorsun çünkü başka biriyle öpüşmemi istemiyorsun."

"Bu kötü bir şey mi?"

"Hayır, tatlı."

Dedi Jisung saçımla oynarken. Koltukta uzanmış beraber öylesine bir şeyler hakkında konuşuyorduk. Ama yalnız değildik. Jisung'un arkadaşları. Pardon. Arkadaşlarımız da buradaydı. (Jisung onları kendi arkadaşlarımdan saymamın en doğrusu olduğunu düşünüyordu.)

Hyunjin ve Seungmin sonunda birlikte olmuşlardı. Chan Changbin'den vazgeçmeyi doğru bulup başka birini bulmuştu. (Bulduğu kişi kız idi.) Diğer her şey aynıydı.

"Siz taşınmayı düşünmüyor musunuz?"

Diye sordu Jeongin. Changbin, Chan ve Jisung'a sormuştu.

"Şirket yurda geçmemiz gerektiğini söylüyor aslında."

Dedi Chan.

"Kimse yurdunda kalmıyor ki... Ama ben ev bakıyorum bu sıralar."

Dedi Changbin. Jisung sessiz kalıyordu bu konuşmalara.

"Ben de bakıyorum. Belki kız arkadaşımla beraber taşınırız."

Dedi Chan. Changbin'e bakıyordu bunu söylerken.

"Belki biz de öyle yaparız. Ne dersin Felix?"

Jisung böyle bir soru sorunca bir şey diyemedim. Bir anda sormuştu. Böyle bir soru sorulunca ne yapmam gerekiyordu ki? Yani tabii ki onunla aynı evde yaşamanın hayali bile güzeldi. Ben mi çok düşünüyordum? Belki de öylesine sormuştu.

"Güzel olur."

Jisung saçımı öptü ve kokladı.

"Çok güzel kokuyorsun."

Gülümsedim ve ona çevirdim kafamı. Dudaklarını dudaklarımla bastırıp geri
çektim ve teker teker herkese baktım.

Bu ortam çok huzurluydu. Bana huzur veriyordu. Ev gibi hissettiriyorlardı. Bu hissi bir daha kaybetmeyecektim.

***

"Ne?"

"Ev buldum diyorum."

Jisung bana bilgisayardan ev gösteriyordu. Bu bahsettiği ev gelir düzeyimi fazlasıyla aşıyordu. Hem onu geçtim bana bir anda ev fotoğrafları göstermeye başlamıştı.

"Gerçekten taşınacak mıyız? Sence de erken değil mi?"

"Felix zaten hep birlikteyiz. Aynı ev çok mu şey fark ettirir?"

"Tabii ki fark ettirir!"

Diye sesimi yükselttim. Bağırdım sayılır mıydı bilmiyorum ama bir anda sinirlenmiştim. Jisung bir süre durdu. Kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu.

"Neden korkuyorsun?"

"Korkmuyorum."

"Bana ilk sorduğumda olur demiştin Felix! Ne oldu da fikrin değişti?"

"Gerçekten taşınmak hakkında konuşmaya başlayınca!"

Kavgamız hararetli veya kızgın değildi. Sadece ikimiz de ne düşündüğümüzü anlatmaya çalışıyorduk.

"Neden istemiyorsun?"

"Jisung.."

"Neden? Bana nedenini söyle."

"Buraya daha yeni alıştım. Yeni bir ortama ayak uydurabilir miyim bilmiyorum."

Jisung iç çekti ve bana baktı. Ellerimi tuttu.

"Yalnız olmayacaksın ki. Beraber uyum sağlamaya çalışacağız. Yalnız değilsin Felix. Ben hep yanındayım... Hem biliyor musun.."

Jisung beni hafifçe kendine çekti ve ellerini belime doladı.

"Beraber yaşarsak her gün yanında uyanırım. Ve seni öperek uyandırırım..."

Ve yüzümdeki her noktayı yavaş yavaş öpmeye başladı. Durduğunda ise konuşmaya devam etti.

"Akşamları ise masaj yaparım çünkü biliyorum ki işte tüm gün oturup bilgisayara bakıyorsun."

Ve ellerini yavaş yavaş omzuma götürdü. Tüm gövdeme değmişti elleri. Omzuma ulaştığında ise masaj yaptı. Sadece on saniye kadar yapmıştı ve sonra bırakmıştı.

"İstemez misin?"

Düşündüm. Neyden korkuyordum ki? Değişimi fazla büyütüyordum. Hem Jisung yanımda olacaktı. Sorun çıkamazdı dimi?

"Tamam... tamam hazırım galiba. Birlikte yaşayalım."

Jisung'un gözlerinin içine baktım. Kalbim böyle bir kararı vermemle beraber hızla atıyordu. Sanki 1 kilometre koşmuş gibiydim.

Jisung beni kendine çekti ve öpmeye başladı. Geri çekildiğinde ise yanağımı okşadı.

"Çok güzel olacak Felix. İnan bana."

Gülümsedim. Bir süre durduktan sonra aklıma gelen şeyle kaşlarımı kaldırdım.

"Hangi dairede kalacağız?"

Jisung gülümsedi. Ve beni bırakıp koltuğun önündeki sehpanın önüne geçip yere oturdu. Ben de aynı şeyi yaptım. Sehpanın üstünde duran bilgisayarı açtı ve emlak sitesinden bana beğendiği tüm daireleri göstermeye başladı.

"Bunlar biraz pahalı değil mi?"

"Güvenliği iyi olan bir yerde oturmalıyız. Her duruma karşı."

"Peki.."

Nasıl ödeyecektim ki? Jisung neden beni düşünmüyordu? Aklında ne vardı da benim bu kira fiyatlarını karşılayabileceğimi düşünüyordu?

Jisung daireleri göstermeyi bir anlığına bıraktı ve bana baktı.

"Umarım yarı yarıya bölüşeceğimizi düşünmüyorsundur."

"Hı?"

Anlamamış bir ifadeyle bakıyordum Jisung.

"Gelir düzeyimize baktığımızda benim kiranın üçte ikisini vermem gerekiyor. Sen ise üçte birini vereceksin."

Doğruyu söylemek gerekirse, içim rahatlamıştı. Eğer o kadarını ödersem daha rahat ederdim maddi açıdan.

"Emin misin? Yarısını da ödeyebilirim."

Sırf kabalık olmasın diyeydi bu sözlerim. Başkası olsa kendimi çok mahcup hissederdim ama Jisung öyle hissetmeme izin vermiyordu resmen.

"Ödemeye çalışma bile! Zaten benim yüzümden taşınıyorsun."

Jisung sert ama tatlı cevabı beni
gülümsetmişti. Jisung'un omuzlarını sıvadım.

"Senin yüzünden değil. Kendi isteğim bu."

Jisung omuzundaki elimi öptü. Birkaç daire daha baktık ve beğendiklerimizi not aldık. Yarın ikimiz de izin alıp daireleri gezecektik. Daireyi alırken eşit miktarda peşin para ödemeye ikna etmiştim onu. Evet mahcup hissetmiyordum ama yine de ona o kadar da yük vermek istemezdim gelir düzeyi ne kadar olursa olsun.

Düzgün gördüğümüz iki daire vardı. Jisung'la bu işi hallettikten sonra kendi kendimize takıldık öyle. Her şey güzeldi. Fazlasıyla.

Bir dahaki bölüm final olacak💗

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir dahaki bölüm final olacak💗

Magazin || JilixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin