benimle evlenir misin?

90 9 0
                                    

Teklifi edecektim etmesine fakat babam gibi olmaktan korkuyordum. Küçüklüğümden beri 'Sende aynısın.' 'Nefret ediyorum senden.' 'Herkes senden kaçacak.' gibi laflar duyduğum için bu düşünceler hep başımın etini yiyordu. Ama artık izin vermeyecektim. Ben hiçbir zaman babam olmadım, olmayacaktım. Ben Buğra olacaktım. Kimseyi incitmeyecektim, kimsenin kalbini kırmayacaktım. Kendime o evden kurtulduğumuzda bir söz vermiştim ve o sözü tutacaktım. Bunalrı düşünürken ablamdan sonra en çok değer verdiğim kadın, Eylem'imin sesini işitmiştim. "Hadi Buğra!" "Tamam tamam geliyorum." dedim ve kolyeyi avucumun içine alarak ayakkabılarımı giydim. 

Lunaparka geldiğimizde etrafı iyice incelemiştim. İlk defa ablamla, 17 yaşındayken gelmiştim. İkincisi ise Eylem'imle beraberdi işte. Teklifi nerede edeceğime bakarken dönme dolap gözüme çarpmıştı. Çok güzeldi. Evlilik teklifi için uygun bir yer miydi bilmiyordum ama orada teklif etmeye karar vermiştim. Biletleri aldıktan sonra Eylem, etrafa bakınmaya başlamıştı. "Ahtapota binelim mi?" dedi heyecanla. "Olur." hemen ahtapota doğru koşuşturmaya başlamıştı. Gişedeki adam Eylem'e doğru bakarken onu kolundan tutup kendime doğru çektim ve gözlerimi adama diktim. Adam Eylem'in yanında bir anda belirdiğimi görünce bir adım geriledi. Biletleri adama fırlatarak içeri girdim. Eylem, bu olaylardan hiç alakası olmayan bir şekilde eğleniyordu. Aletin olduğu yere ilerledik ve bir yer seçip oturduk. Eylem oturduktan sonra ben yerimden kalkarak onun önündeki korumayı kapatma bahanesiyle yanağına bir öpücük kondurdum. Eylem ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışırken yerime oturdum ve kendi korumamı da kapattım ve aletin çalışmasını beklemeye başladık.  Dönmeye başladığımızda Eylem kolumu sıkmıştı. Bu hareketiyle küçük bir kahkaha atmıştım. Havaya doğru yükseldiğimizde Eylem çığlık attı. Elini tuttuğumda, "Buğra bu çok hızlı!" diyerek bağırmaya başladı. Omzundan tutarak kafasını göğsüme yasladım. 

---

Ahtapottan indiğimizde Eylem hemen bir banka oturmuş, nabzını düzeltmeye çalışmıştı. "Hadi be Eylem iyisin bir şeyin yok. Taş gibisin maşallah." Eylem hemen ayağı kalkarak, "Tabii ki taş gibiyim be. Eylem Yücesoy'um ben!" dedi ve güldü. Bu hareketi ile beni güldürürken gözüme gelen telefon flaşı ile durmuştum. "Çok güzel gülüyordun. Rahatsız ettiyse silebilirim." dedi mahcup bir sesle. "Hayır hayır, kalabilir." ne diyeceğimi şaşırmıştım. Bu seferde o gülmeye başlamıştı. Gözlerini diğer aletlerin üstünde gezdirirken dönme dolapta takılı kalmıştı yeşil gözleri. "Dönme dolaba binelim mi? Lütfen lütfen lütfen lütfen." "Tamam, hadi binelim." dediğimde elimi tutup çekiştirerek koşmaya başladı. Dönme dolabın önüne geldiğimizde konuşmaya başladı. "Çok güzel ve çok büyük!" "Emin ol tek büyük şey o değil." Eylem bana dönüp omuzuma vurmuştu. "Buğra!" gülmüştüm. "Tamam tamam, sustum." biletleri gişede duran adama verdikten sonra bizim için kapıları açılan kapsül gibi şeyin içine oturduk. Dönme dolap yavaş yavaş hareket etmeye başladığında Eylem tekrar telefonunu çıkarıp bir fotoğraf çekmişti. Derin bir nefes aldım ve cebimdeki kutuyu çıkardım. "Buğra o elindeki ne?" içinde olduğumuz şeyi sarsmamaya dikkat ederek Eylem'in önünde diz çöktüm. "Benimle evlenir misin?" Eylem'in gözleri benim ve yüzüğün arasında mekik dokuyordu. "Evet evet evet!" sevincini tam anlamıyla gösterememişti çünkü bindiğimiz şey çok sallanıyordu. 

Eylem'in, Buğra'yı gülerken çektiği fotoğraf

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eylem'in, Buğra'yı gülerken çektiği fotoğraf.

MEY(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin