mutlu aile tablomuz

28 6 0
                                    

Evimize, İstanbul'umuza geri dönmüştük. Hemen bir doktor bulup kontrollere başlamıştık. Karnım büyümeye başladığında Buğra, ben uzanırken gelip karnımı öpüp dokunuyordu. Bir dediğimi iki etmeden ne istersem yapıyordu. Bu süreçte tabii en çok yardım eden Melek ablaydı. Annemler in evi bizim eve uzak olduğu için sürekli gelemiyorlardı. Malum İstanbul trafiği tabii. Annem bazen gelip bir hafta bizde kalıyor ve bana Buğra olmadığı zamanlarda yardım ediyordu. 

Artık doğuma az bir süre kalmış ve karnım iyice büyümüştü. Televizyon başında Buğra ile beraber otururken sancılanmıştım. Kolunu tutup dürttüm ve bana bakmasını sağladım. "Buğra, acil durum!" hemen ayaklanmış ve toparlanıp bizi aşağıya indirmişti. Abimin ne olur ne olmaz diye bize verdiği arabaya bindiğimizde Buğra hızlı bir şekilde arabayı hastaneye doğru sürdü. Hastaneye geldiğimizde beni hemen doğumhaneye alıp müdahale etmeye başladılar.

Gözümü açtığımda herkes buradaydı. Annem, babam, abim ve Melek abla. İlk seslendiğim kişi tabii ki abimdi. "Abi," hemen yanıma geldiğinde ona ilk söylediğim şey Buğra'nın nerede olduğuydu. Bana Buğra'nın heyecandan bayıldığını anlattıklarında kendimi tutamamıştım. Ölene kadar dalga geçecektim! 

---

"Baban, seni ben doğurmama rağmen heyecandan düşüp bayılmış." Eda'nın saçlarını örerken eski anıları anlatıyordum. Eda kim mi? Buğra ve benim kızım. Siyah saçları aynı bana çekmişti. Eda bu anlattıklarıma gülerken Buğra arkadan geldi ve Eda'yı sımsıkı öptü. Sonra eğildiği yerden doğruldu ve bu sefer de benim yanağımdan öptü. "Ne konuyorsunuz bakalım anne kız?" Eda gülerek söze girdi. "Ben doğduğumda düşüp bayılmışsın!" Eda buna katılarak gülerken bende gülmemi gizleyememiştim. Buğra bize doğru bakarak dudaklarını büzdü. "Hadi ama, babayla dalga geçilmez!" "Sen dalganı geç kızım, ben arkandayım." dediğimde daha çok gülmeye başlamıştım. "Hadi hadi, dalga geçeyi bırakın da anneannenlere geç kalacağız Eda." Eda hemen sustu ve uslu bir kız gibi oturmaya başladı. Onu başının üstünden öptüm ve saçını örmeyi bitirdim. Bu sene Melek ablaya gitmeyecektik. Çünkü Eda'nın doğduğu gün birbiriyle yakınlaşmış ve birbirini sevip evlenmişlerdi. Kardeşler birbirlerinin kardeşini almıştı. Annemlere bu durumu söylediklerinde çok mutlu olmuşlardı çünkü hem Buğra'yı hem de Melek ablayı kendi çocukları gibi seviyorlardı. 

Hazırlıklarımızı bitirip Şile'ye annemlere gelmiştik. Buğra arabanın bagajından çantalarımızı indirirken Eda anneanne ve dedesinin kucağına doğru koşuyordu. Buğra'ya yardım etmeye çalıştığımda çantaların geri kalanını arkamızdan gelip abim sırtlamıştı. Bu yaz tatilini hep beraber geçirecektik. Böyle kalabalık geçirdiğimiz zamanları seviyordum. Ben küçükken böyle şeyler yaşayamamıştım bu yüzden de Eda'nın yaşamasını istiyordum. Hiçbir zaman tek büyüdüğünü hissetmesin istiyordum. 

---

Akşam herkes bir araya toplandığında Buğra bir anı fotoğrafı çekmeyi teklif etmişti. Herkes bunu olumlu karşıladığında telefonu bir yere sabitledim ve geri sayacı başlattım. 

3, 2, 1 click

Bu anı ölümsüzleştirmek beni mutlu etmişti. Sonunda tüm aile yan yanaydık. Bizi birleştiren bir kırmızı ışık bizi nerelere getirmişti. Geldiğimiz yer bizim dünyamızdı. Gökyüzünde uçan uçaktan çıkan kırmızı ışığı görünce gülümsemiştim. 

-SON-

MEY(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin