Bu bölümü buraya yazmadan önce yaşadığım şeyler psikolojimi etkilemiş olabilir bu yüzden bir sonraki bölüm daha fazla gecikebilir, hiçbir fikrim yok. Yazım yanlışı varsa kusuruma bakmayın. Her neyse umarım seversiniz yazmaktan oldukça zevk aldığım bir bölümdü. İyi okumalar!
***
Hemşire Krys'i o her tarafı bembeyaz olan odaya getirdiğinde kız nefes nefese kalmıştı. Boynunda kızıl kadının parmak izlerinin çıktığını tahmin edebiliyordu.
"Biraz dinlenmelisin hayatım."
Kız hemşireye baktı ve kafasını salladı. Kadın odadan çıktığındaysa kalkıp banyoya girdi. Aynadaki yansıması korkunçtu. Yüzü kıpkırmızıydı, boynundaki izler de morarmıştı.
'Krys?'
'Nich? Neler olduğuna inanamayacaksın-'
Ses sözünü kesti.
'Sen iyi misin? Sana bir şey oldu mu?'
Kız suyu açtı ve ellerini yavaşça suyun altına soktu. Bileğine değmemesine dikkat ederek parmaklarını boynunda dolaştırdı. Yanma hissi azalmıştı.
'Bir kadın beni boğmaya çalıştı.'
'Bu aniden mi oldu?'
Krys durakladı.
'Nasıl yani?'
Ses devam etti.
'Yani o sana saldırmadan önce herhangi bir şey oldu mu? Garip ya da ilgi çekici bir şey?'
Kız düşündü.
'Hayır. Sadece bir tür tıslama sesi duydum, o kadar.'
Ses inledi.
'Taroxlar. Kahretsin.'
Krys banyodan çıkıp yeniden yatağına oturdu.
'Ta-neyler?'
Nich umutsuz bir sesle açıklamaya girişti.
'Taroxlar. Stainfoold'un en büyük ve tehlikeli katil çetelerinden biri. İçlerinden biri seni öldürmeye çalışıyor olmalı.'
Krys bir an için ürperdi. Sanki o tıslamayı az sonra duyacakmış gibi tedirgindi.
'Beni neden öldürmeye çalışıyorlar? Nich, ben bir şey yapmadım. Lütfen inan bana.'
Ses cıkladı.
'Senin bir şey yapmadığını biliyorum Krys. Ama bu her kimse senin suçsuz olduğunu bilmiyor olmalı.'
Krys derin bir nefes aldı. Peşindeki kişi eninde sonunda onu bulup ykk edecekti. O anda aklında bir düşünce belirdi.
'Ailemi öldüren katil Taroxlar'dan biri olabilir mi?'
Nich bir süre durdu.
'Bu kanıya nereden vardın?'
Kız cevap vermeden önce bilinç altında o sahneyi tekrar yaşadı.
-Krys masanın altına saklanıyor. Dışarıdan silah sesleri geliyor. Ve bir çığlık duyuluyor. Bu bir kadına ait. Krys'in annesine. Kanın keskin kokusu ciğerlerine doluyor kızın. Bi onu iğrendireceğine cesaret veriyor. Kafasını masanın altından uzatıp kaçtığı dünyaya bakıyor. İşte babası. Yerde kanlar içinde yatıyor. Krys'in gözleri doluyor. Ve...ve annesi. Kadının gözleri açık. Eli şişkin karnında yerde uzanıyor. Krys saklandığı yerden çıkacakken bir ses duyuyor. Kulak tırmalayıcı bir tıslama sesi. Bu frekans kızı ürkütüyor. Ve Krys iç güdülerine uyarak yeniden masanın altına girdiğinde bir adamın koşarak odaya daldığını duyuyor. Odaya giren kişinin erkek olduğunu anlıyor çünkü adımlarının sert olduğunu hissediyor. Adam deli gibi bir şeyleri -belki de birilerini- arıyor. Bulamayınca ise cebinden bir papatya çıkarıyor. Boynu bükük çiçeği yere bırakıp geldiği gibi koşarak odadan çıkıyor. Krys bir süre daha gözlerinde yaşlarla kucağındaki ayısı Bob'la birlikte masanın altında oturmaya devam ediyor. Sonunda odaya tekrar birisi giriyor. Kız bu sefer korkmuyor çünkü yoğun Calvin Klein parfümünden içeri girenin yan komşuları Bayan Pressila olduğunu anlıyor. Genç kadın Krys'in birkaç adım ötesinde durup yere bakıyor ve tiz bir çığlık atıyor. Kız bu sesi sevmese de en azından daha önce duyduğu tıslama kadar rahatsız edici olmadığı için şükrediyor. Kadın kendini toparlayınca Krys'e sesleniyor. Kız adını duyunca yavaşça masanın altından çıkıyor. Komşusu Krys'i aceleyle kontrol ediyor. Sonunda kızın kanayan bir yerini bulamıyor. Ama yanılıyor. Krys'in kalbinin kanadığını hissedemiyor. Kadın kızın elinden tutup evden çıkarırken Krys dönüp arkasına bakıyor. Annesi. Babası. Bolca kirli fayans ve kanlı bir papatya. Çiçek, o evde gördüğü son şey oluyor.-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
×TELEPATİ× #Wattys2015
Misterio / SuspensoVe dünyanın en masum katili, bir Ses'e aşık olur. ×Katil "Be Free."