Av ve Avcı -Bölüm Sekiz-

169 25 4
                                    

'Kahretsin Nich.'

Krys kadının çekilmesini endişesini saklamaya çalışan gözlerle izledi. Sonra gülümseyerek içeri girdi. Kendi odasının bir kat daha büyüğüydü. İki kişilik olduğu için muhtemelen böyleydi.

"Hoşgeldin ve gülümsemeye devam et!"

Kadının dış görünüşünün tam zıttı olan incecik sesi kızı ürküttü. Yine de gülümsemeye devam etti.

'Krys sen Hanie'nin odasında değilsin, değil mi?'

Krys yatağa oturdu ve Ses'e cevap verdi.

'Onun odasındayım.'

Kadın kızın yanına geldi ve sertçe omzunu dürttü.

"Hey ben tuvalete gidiyorum. Burada kal tamam mı? Tamam mı?"

Krys hızla kafasını salladı. Bu kadın onu korkutuyordu.

"Tamam."

Hanie çoğu zaman yaptığı gibi sırıttı ve odadaki tuvalete girdi. Kız kadının kapıyı tam anlamıyla kapatmadığını fark etmişti. Bir şey yaparsa diye temkinli olmak istiyordu muhtemelen.

'Krys o hastanede başka boş oda yok. Ya kendi eski odana geri döneceksin, ki bunu aklından bile geçirme, ya da bu kadının yanında kalacaksın.'

Kız dizlerini kendine çekip kafasını arkasındaki beyaz duvara yasladı. Ya kendini Taroxların elinde acılı bir ölüme bırakacaktı ya da burada bu deli kadının gelip kendini öldürmesini bekleyecekti. Her şey ihtimaller üzerine kuruluydu. Ve doğru seçenek onu hayatta tutacaktı.

'Tanrım, Nich bu kadın Taroxlar'ın adamı.'

'Biliyorum ama bu işin başında her kim varsa öbür odada seni kendi elleriyle -yöntemleriyle- öldürmeye çalışacaktır. Buradaysa en azından bu kadını atlatabilirsin. Şans yüzdeleri Krys. Bu odada hayatta kalma şansın yüzde 60.'

Krys nefesini verdi. Nich haklıydı. Hayatta kalmak için ona güvenmek zorundaydı. Ki güveniyordu da. Tam Ses'e cevap vermeye yeltendiğinde Hanie tuvaletin kapısını hızla açtı. Krys her an diken üstünde olduğu için irkilmişti. Kadın kendi yatağına parmak uçlarında yürüdü ve bir genç kız edasıyla içini çekti.

"John ne kadar yakışıklı değil mi?"

Kız önce cevap vermek istemedi. Ama Nich onunla konuştuğunda ne kadar saçma düşündüğünü fark etti.

'Onunla iletişime geçmelisin. Ancak bu şekilde sana zarar vermesini önleyebilirsin, ayrıca gülümsemeyi unutma. Her ne kadar o kadına mükemmel gülüşlerinden birini göstermeni istemesem de bunu yapmak zorundasın.'

Krys kendini Nich'in söylediği şeyi düşünürken buldu. Kalp atışları hızlanmıştı. Ve içinde bulunduğu ortama rağmen, mutluydu.

"John kim?"

Kızıl kadın çatık kaşlarını yay şekline getirdi.

"John'u tanımıyor musun? Bak, şu koltukta oturuyor."

Krys kadının söylediği koltuğa baktı. Boştu. Ama bir an için, sadece bir an için orada birinin oturuyor olabileceğini düşünmüştü.

×TELEPATİ× #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin