Okula yeni gelmiştim. Sınıfa giderken kolidorda bizim sınıftan bi kızı gördüm. Neydi adı? Heh Leya! Tam ben yanından geçerken kızın bayılıyordu. Çantamı yere atıp onu hızlıca diğer tarafa çektim ve bir elimi beline sarıp diğer elimle de kafasını tuttum. Ayakları kaymasın diye de bir ayağımı onun ayağının önüne koydum. O gece de böyle yapmıştım... Onu saatlerce kucağımda böyle tutmuştum.
Bir anda o düşünceler, o görüntüler beynimi yine doldurmaya başladı. Ellerim titriyordu. Sanki aynı şeyleri tekrardan yaşıyorum...
''Beni sakın unutma Yağız'ım. Kendine iyi bak. Ha bir de kendini suçlama o günkü hiçbir şey senin suçun değildi.''
''DUR! Sen de beni diğerleri gibi terk etme!''
Daha fazla dayanamayacağımı hissettim ve kızı yavaşca yere bıraktım. Saat çok erken diye kolidorda kimse yoktu köşenin diğer tarafındakiler dışında. Umarım kimse görmemiştir beni. Sweatimin şapkasını kafama geçirip hızlıca sınıfa gittim. Çantamı bırakıp kendimi erkekler tuvalettine attım. Kızlar tuvaletlerinin aksine burası hep boş olurdu çünkü burda kimse arkadaşını beklemez, dedikodu yapmak için gelmezdi. Hele de sabahın bu saatinde.
Bütün kapalı kapılara tıklattım hiçbirinden ses gelmeyince boş olduklarına emin oldum ve hepsini ardına kadar açıp baktım. Tuvaletin kapısını kilitleyip yüzüme biraz su çarptım. İşe yaramıyordu. Musluğu sonuna kadar açıp yüzümü akan suyun altına soktum. Sonra da birkaç tane peçete alıp yüzümü gelişi güzel sildim. Yüzümdeki suyun çoğu sweatime akmış, sweatimin önünü ıslatmışlardı. Çok takmadım. Daha doğrusu onu takacak kadar boş değildi zihnim. Nefesimin daralmasına ve midemdeki o iğrenç ağrıya engel olmaya çalışarak tuvaletten çıktım.
Kapüşonumu tekrar kafama geçirip hızlı adımlarla sınıfa gittim. Sırama oturup uyumak için kollarımı masanın üstüne koydum ve kafamı kollarımın arasına gömdüm.
Aradan yaklaşık 20 dakika geçmiş olmalıydı ama uyuyamıyordum. Kafamda sürekli o son sözü dönüyordu.
O günkü hiçbir şey senin suçun değildi.
Hiçbir şey senin suçun değildi.
Senin suçun değildi.
Benim suçumdu. Her şey benim suçumdu. O gün benim suçumdu. Eğer ben sulugözlülük yapıp ağlamasaydım bunların hiçbiri olmayacaktı.
Bahçeye çıktım. Biraz nefes aldıktan sonra kantine gidip bir tane çikolata aldım. Hani şu çilekli beyaz çikolata var ya ondan. Çikolatayı cüzdanımla beraber cebime attığımda cüzdanımın önündeki demir süs cebimdeki başka bir metale çarpı. Elimi cebime attığımda cebimde bir kolye olduğunu fark ettim.
