Yağız'dan
Leya telefonu kapıyıp yanıma geldi ve yemeğine devam etti. Ama yüzü biraz asık gibiydi.
"Noldu? Annen mi bişi dedi? Yüzün asılmış."
"Yoo, yüzüm asılmadı."
"Emin misin? Modun düşük gibi biraz. Annen kızdıysa gidebili-"
"Valla bişi yok."
"Peki sen öyle diyorsan öyledir."
"Öyle zaten"
"Canım az sakin ol sen de."
Leya bana ifadesizce baktı. Bu bakışını genelde takınmazdı. Sadece cidden morali düşükse ve şaka kaldıramıyorsa böyle bakardı.
Hemen olayı toparlamaya çalıştım.
"Yani canım derken lafın gelişi dedim. Öyle demek istemedim."
Bakışlarını daha da sertleştirince susup yavaşça yemeğimi yemeye devam ettim.
Uzun bir süre sessizliğe gömüldük. En sonunda Leya yavaşça konuştu.
"Çok mu sert davrandım az önce?"
Sesindeki mahcubiyet beni öldürcekti. Nasıl bu kadar tatlı olabilir bi insan.
LAN NE DİYOM BEN KENDİNE GEL YAĞIZ.
"Biraz."
Sesimi olabildiğince normal çıkarmaya çalıştım.
"Özür dilerim."
Sadece gülümsemekle yetindim. Ne desem bilemedim. Sanki ne desem onu kırcakmışım gibi hissediyordum.
"Sen o'sun!"
Sesi bir anda neşelenmişti. Sesindeki heyecan beni de heyecanlandırmaya yetti.
"Kimim ben? Ben, benim. Bu nası cümle oldu ya. Beynim yandı."
Leya kıkırdadı.
"Sakin. Ol anlatayım."
"Anlat hadi."
"Bak şimdi ben yıllar önce bir rüya görmüştüm. Tabii o zamanlar senle tanışmıyoduk o yüzden ben sen olduğunu bilmiyodum. Neyse rüyayı anlatıyım ben."
|~Rüya kısmı~
Leya'dan
Ben, Tuana, Çağan ve bir çocuk garip bi mekandan çıkıyoduk. Buraya niye geldiğimiz hakkında bir fikrim yoktu. Bu çocuğun kim olduğunu da bilmiyorsum. Sadece Tuana ve Çağan'ın ortak arkadaşları olduğunu biliyodum.
Eski binadan sokağa doğru sırayla çıktık. Hava kararmıştı. Sokak lambaları da bina kadar eskiydi. Ama ışık oldukça iyiydi.
Binaya dönüp baktığımda gözüme çok korkutucu geldi. Tuana ve Çağan'a baktım. Sonra da sen kimsin der gibisinden o çocuğa baktım.
"Şey biz tam tanışamadık. Ben ..."
İsmi nedense tam duyamamıştım. Ama bozuntuya vermeden devam ettim.
"Ben de Leya."
"Hadi sizi evlerinize bırakalım Çağanla."
Saate bakmak için telefonumu çıkardım. Ama saate bakamadan biri telefonumu elimden aldım. Avel avel sağa sola baktım. Ve bisikletli bir çocuk gördüm.
Telefonum elindeydi!
"YA NAPTIĞINI SANIYOSUN SEN? TELEFONUMU VER HEMEN!"
"Yo ben sevdim bu telefonu tam da yenisine ihtiyacım vardı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prom Queen
FantasiYağız: Allah balo kraliçesini korusun! Çağan: Gençlik hayali! Tuana: Sadece farklı giyinmiş bir kalp kırıklığı.