11.🎬 GÖRÜCÜ

3.1K 358 206
                                    

~ Bismillahirrahmanirrahim ~

{11.Bölüm}

Ali'nin sorusuyla halam dudağını ısırıp ne diyeceğini düşünürken Fatmanur atılıp "Sümeyra'cığından geliyoruz abi, nereden olacak?" deyip gözlerini devirdi.

Bense Fatmanur'un Ali'ye isnat ettiği tamlamayla midemin kasıldığını hissetmiştim. Azıcık kalan umudum da tamamıyla yerle yeksan olurken gözlerim sevdiğime kaydı. Onun da bakışlarının bende olduğunu görmek tedirgin ettiğinden hızla apartmandan içeri geçmek için adımımı attım.

"Ne diyorsun sen Fatmanur? Nereden Sümeyra'cığım oluyormuş hem o kız? Saçma saçma konuşuyorsunuz hepiniz, sinirlerim tepemde zaten! Anne sen ne demeye elin kızına bakmaya gittin? Ben demedim mi kapat bu konuyu diye?"

Tam gidecekken durmuş öylece Ali'nin Fatmanur ve halamı hizaya getirişini izliyordum fakat sonra gitmem gerektiğini hatırlayıp bu sefer doğruca girdim ve merdivenlere tırmanmaya başladım. Ardımdan İbrahim "Nazenin ben börek yemeye geldim kızım, kaçamazsın." deyip yetişmeye çalışırken onun arkasından da Ali'nin geldiğini görmüştüm.

"Kaçmıyorum, gelin işte." deyip kapıyı açtığımda anneme seslendim girerken.

"Anne! Ali Haydar'la İbrahim geldi."

Onların iksinin de içeri girmesini beklerken halamla Fatmanur da çıkmıştı merdivenlerden.

Halam, "Kızım, anneni çağır da bir yukarı gelsin. İstişare etmem lazım onunla." deyip kaş göz yapıp giderken Fatmanur "Anne ben de buradayım. Abimle geliriz sonra." deyip içeri attı kendini.

Halamın zaten umrunda değildi şu an Fatmanur. Oğluna baktığı gelinin istişaresini annemle yapacaktı! Ne güzel!

Erkekler salona, biz de mutfağa geçerken Enes de odasından çıkmış abilerinin yanında almıştı soluğu.

"Kızım siz hazırlayın madem Fatmanur'la ben bir halana bakıp geleyim." diyen annem de böylece çıkmıştı evden.

"Ee cano, ne yaptınız? Beğendiğiniz mi kızı?"

Sorduğum soruya ben bile şaşırırken Fatmanur hemen konuya girmişti. Kızın iyi olduğundan ama annesinin aşırı para göz oluşundan bahsederken yüzünü buruşturup duruyordu. "Ama annem, olsun durumumuz yerinde şükür hallederiz, deyip duruyor Nazen. Nasıl halledecek onca altını anlamadım doğrusu!" deyip son börek dilimini de tabağa koyup çayın altını kapattı.

Ben de hazırladığım bardaklara çayları doldururken duyduğum rakamla "Yok artık! O kadar altını ne yapacaklar?" diyerek şaşkınlığımı dile getirdim.

"Değil mi ya?! Gel de bunu anneme anlat."

Esas olay benim bu konuları konuşabilecek kadar cesur olmamdı sanırım... Senelerdir uzaktan sevmeye öyle alışmıştım ki, nasıl dile getirilirdi duygular bilmiyordum. Sahi, ben bir gün cesurca sevdamı haykırabilecek miydim? Zannetmiyordum elbet. Ben kim, beni kardeşi gibi gören adama aşkını itiraf etmek kim? Görmese bile diyemezdim ki ben. Bir kere evimizde öyle şeyler hiç olmamıştı bizim. Olduysa da ben çok küçük olduğumdan hatırlamıyor da olabilirdim babamla annemin anılarını...

Nasıl severdi bir adam? Nasıl sevdiği kadını kollardı, hiç hissetmediğim şeylerdi.

Neyselerle salona geçtiğimizdeyse elimizdeki tabaklar için sehpa çıkaran kardeşimi bekledik.

Ben salonun sağında kalan Ali Haydar'a bir elimde çaydanlıkla tabağını uzatırken, Fatmanur da Enes'le İbrahim'inkini vermişti.

"Çayları alıp geleyim." deyip geri mutfağa gittiğimde dolu tepsiyi alıp arkama döndüğüm esnada Ali'yle karşılaşmıştım.

DÖNEMEÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin