Aslında 25 ve 26. bölüm tek seferde okuyacağınız final bölümüydü ancak 15.000 kelimeden fazlaydı, daha rahat okuyabilmeniz için iki parta ayırdım.Final öncesi, yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.
Yazım yanlışları için tekrar tekrar affınıza sığınıyorum, yazarken dikkat ediyorum ama yine de gözden kaçanlar oluyor ve gördükçe düzeltiyorum.
Keyifli okumalar!
25. BÖLÜM 'SARSINTI II'
'Bir çocuk, ruhuna intikamını astı.
Yıllarca adını bildiği tek duygu, yastı.
Acımadan ruhuna bekçilik yapan o cellatları, kendi yuvalarında sarstı."Lana Del Rey- Born to Die
Eurielle- Hate me
Duman- YürekMeva Yaman için gökyüzü yere düştü, bir adam yer altına mahkum edildiğinde.
Meva Yaman'ın kalbi söküldü, aynı adamı son kez gördüğünde.
Meva Yaman iyileşmeye başladı, o adam ona bugün çocukluğunu ve hayallerini geri verdiğinde.
Ve Meva Yaman'ın her yanı yara bere içinde kaldı, saçlarındaki ağıtları susturan, kalbinin aklıyla oynayan ve onun için gerçek anlamda kalbi atmaya başlayan adamı kaybettiğinde.
Halef Argunarz, beni yer altından kurtardığında önce hayatıma beş kişiyi kattı. Dizlerimin üzerine düştüğümü sandığımda beni başka bir dünyaya götürdü ve bu kez GCK topluluğunun tohumlarını ekti kalbime. Öksüz hayaller mezarlığına geldiğimde, bütün acılarıma dokundu ve bana ilk kez bir değil binlerce arkadaşı getirdi usulca. Bütün bunlar olduğunda, sessizce ve hissettirmeden yok oldu, bana son kez baktığında.
Haykırdım, çırpındım, bağırdım, çığlık attım ve belki de ağladım ama onun yer altına götürülmesine engel olamadım. Ardında bana bıraktığı şeyi, Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabını göğsüme bastırdım, sanki o yanımda ve ona sarılıyormuşum gibi. İçimde giderek körüklenen acı sarmaşık gibi bedenime dolanmıştı ve boğazımı sıkan hayali eller bana nefes aldırmıyordu. Ellerim boğazıma dokunduğunda elimdeki kitap yere düştü ve göğsüm parmaklıklarını kırarcasına kabardı.
Görüşüm bulanıklaştı, sesler ve görüntüler birbirine karışmaya başladı. Ruhum bir karanlığa teslim olmadan önce, korkuyla birbirine sarılan iki çocuğu, her zerresi yıkılmış ve sadece iskeleti kalmış bir enkaz gibi ayakta duran Asel Leyan'ı gördüm son kez. Ağlamıyordu ya da ağlayamıyordu. Gece vurulduğunda nasıl ruhsuzlaştıysa yine hareket etmeden duruyordu ve nefes bile almadığını seçiyordum belli belirsiz.
Acı her yerdeydi.
Acı, herkesteydi.
Bilincim tamamen kaybolduğunda gözlerim kapandı, Halef Argunarz gözlerini aynı karanlığa açmak için benden gittiğinde.
Yer altındaki odayı görüyordum, küflü tavanları, soğuk duvarları ve beni kontrole gelen Hissizleri. Soğuk duvarlarda bir kadın sesi yankılanıyordu, sayıklıyordu, bağırıyordu ve yardım çığlıkları atıyordu. E-9 soğuk hava deposu 24 numaralı oda... Meva Yaman'ın Heyet içerisindeki yuvası, acısı ve yarası. Ayak bileklerimde her daim duran zincirli kelepçeler, soğuk duvarlarda yankılandığında ayağa kalktım ve ellerimdeki zincirleri avuçlarımda toparlayıp, Heyet'in sokağına adımladım.
![](https://img.wattpad.com/cover/158974991-288-k17003.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZ CERHİ
Teen Fiction"Kimsesizlik bir kelime olsaydı eğer; kimselere sahip olanlar, cümle dahi kuramazdı." Bir piyanonun acı dolu notalarındayım. Siyah beyaz tuşlara dokunuşlarıyla can veren o parmaklar değil, kanlı bir oyunun hain zaferiyle taçlandırılmış kan göleteyi...