HUZURSUZLUK- Bölüm 55

1.8K 139 0
                                    

Islak çimlerin üzerine diz çökmüşken omzumda bir el hissettim. Dönüp baktım ağabeyimdi, o da uyanmış ve dış kapıyı açık görünce dışarı çıkıp bakma ihtiyacı hissetmiş olmalıydı:

"Arya kızım ne yapıyorsun burada?" diyerek elimden tutup içeri götürdü beni. Merve teyze koridordaydı; "Merve abla sıcak ballı bir süt hazırlar mısın ?"diyerek beni odama götürdü. Sırılsıklam olmuştum, ağabeyim banyoda musluğu açtı.

" Haydi duşun altına gir ben de üstümü değiştirip geliyorum." dedi. Merve teyze bana yardıma geldi. Dolaptan okul kıyafetlerimi çıkarttı. Bir yandan bana yardım ederken "İyi ki baban görmedi!" diyordu.

"Görürse görsün, onun gözü büyük aşkını görüyor sadece."

"Olur mu? Seni öyle buz gibi havada yağmurun altında görseydi çok kızardı."

Ağabeyim üstünü değiştirip geldiğinde ben de üzerimi değiştirmiştim ve saçımı havluya sarmıştım. Merve teyzenin bıraktığı sıcak süte hiç dokunmamıştım, dokunmak da istemiyordum. Ağabeyim gelerek yanıma oturdu, elini omzuma atarak "Anlat bakalım." dedi. "Neyi anlatacağım?" diye sordum.

"Sabahın köründe, buz gibi havada yağmurun altında  neden kendinden intikam almaya çalıştığını anlatacaktın."

"Ben sadece daralmıştım, yağmur çok güzel görünüyordu."

"Neden daraldın söyle bakalım?"

"Suzan hanımın babamla nişanlanmasını istemiyorum."

"Biz bu duruma karışamayız Arya, iki yetişkin insan sonuçta, üstelik babamız da ömür boyu yalnız kalamaz. Onun da hayatını bir insanla paylaşmaya ihtiyacı olabilir. Bu Suzan olsa bile. Anladığım kadarıyla ağabeyimde ondan hoşlanmıyordu. Şimdi sen bu nişan olayını değil de kendini düşün umarım hasta olmazsın Arya."

"Umurumda bile değil." dedim ama yine gözlerimden yaşlar süzülüyordu.

Ağabeyim "Sağlığın umurunda olmalı ufaklık, hasta olduğunda hepimiz çok üzülüyoruz. Sen bizim için çok değerlisin, sen bizim minik kızımızsın."

"Babam için artık öyle değil, ona Suzan'dan hoşlanmadığımı söylediğim için bana tokat attı."

"Bence yanlış düşünüyorsun, her şey düzelecek, haydi bakalım saçlarını kurut."

Ben saçlarımı kurutmaya başladığımda babam geldi, nihayet varlığımı hatırlamıştı demek ki. "Sabah sabah duşa mı girdin?" diye sordu.

"Hayır, yağmurun altında ıslandığım için ağabeyim duşa girmemi istedi."dedim. Babam kaşlarını çattı, "Neden sabahın köründe yağmurun altında ıslandın?"Babamın dikkatini çekebilmiş olmak hoşuma gitmişti, beni ne kadar üzdüğünü anlıyor muydu?

"Ağabeyim sana anlatır baba, konuşmak istemiyorum." diye cevap verdim.

"Senden dinlemek istiyorum, bu aralar çok tuhaf davranıyorsun."

"Tuhaf davranmıyorum baba, ben iyiyim sen sevgili nişanlınla ilgilen, nişandan önce yine yenilenmek için güzellik salonuna veya terziye ya da kuaföre gidebilirsiniz. Bu kadar işin arasında bir de benimle ilgilenmene gerek yok."

Babam sinirleniyordu, bakışlarından anlayabiliyordum. "Anladım Arya bugün yine ukalalığın üzerinde, seninle sonra görüşürüz" diyerek aşağıya indi. Ben de bardağın içindeki sütü banyomdaki lavaboya dökerek aşağıya indiğimde salonda ağabeyimle konuşuyorlardı, Suzan bu gece bizde kalmamıştı sanırım. Bardağı mutfağa bırakarak halamın yanına çıktım, oysa Ahmet amcamla konuşuyordu. Konuşmasından Ahmet amcamın hava alanında olduğunu ve yarım saate kadar evde olacağını öğrenmiştim. Çok mutlu oldum "Yaşasın!" diye çığlık atarak halama sarıldım. Halam "Dur deli kız, ilk kez Ahmet amcan geliyor diye çığlık atıyorsun."

"Onu çok özledim halacığım, belki babamla konuşup bu saçmalıktan vazgeçmesi için babamı uyarır ne dersin?"

"Hiç sanmıyorum Arya, Ahmet nişanda bulunmak için geliyor. Döndüğünde ben de onunla gitmeyi düşünüyorum."

"Peki ya biz ne olacağız halacığım, beni ve Zeynep ablamı bu kadının ellerine mi bırakacaksın? Hem sen gidersen Funda teyzem de gider. Zaten sürekli ev tutup taşınmaktan bahsediyor. Lütfen hepiniz evde kalın."

"Arya saçmalama; Kerem var, Efe var yalnız değilsiniz. Hem Funda bana söz verdi, babanlar evlenene kadar burada kalıp seninle ilgilenecek."

"Sen o kadar çok mu kalacaksın. Evet tatlım, çünkü Suzan'ın tavırları beni sinirlendiriyor, böyle giderse babanla aramız bozulacak bu yüzden bir süre Londra' da kalmayı düşünüyorum."

"Biliyordum!" diyerek ağlamaya başladım. "Bu kadının tüm hayatımızı bozacağını ve bizi darmadağın bir aileye dönüştüreceğini biliyordum."

"Hayır!Arya bence her şey eskisinden daha güzel olacak, ben giderken evin idaresini ve senin sorumluluğunu Funda teyze'ne bıraktığımı açıklayacağım. Zaten baban ve Suzan nişandan sonra biliyorsun Nice' e tatile gidecekler. Funda ile de konuşacağım hem de bugün ve konuşmalarımı yaparken sen de yanımda olacaksın, bence babandan hoşlanıyor, seninle bu durumu çözeceğiz." Halam benim güzel sevgili halam her şeyi önceden planlamıştı. O olmasaydı ne yapardık.

Kahvaltı etmek için aşağıya indiğimizde Funda teyzemin yüzü solgundu, sanki hiç uyuyamamış gibiydi. Belki o da benim gibi babamın nişanlanmasına üzülüyordu. Tam kahvaltıya oturduk ki kapı çaldı, gelen Suzan'dı. "Her şeyi ayarladım hayatım." diyerek girdi içeri ve babamı öptü hemen. Allah'ım bu kadın babama dokunduğunda tüylerim diken diken oluyordu. Sonra ooo tüm kadro herkes buradaymış ne güzel, diyerek oturdu babamın yanına. Kahvaltımızı ederken Funda teyzeme dönerek "Funda'cığım sen ev arıyordun galiba, tam sana göre bir ev buldum. Senin gibi yalnız kadınlara göre güvenli ve küçücük, ne dersin?" Funda teyzem tam cevap verecekti ki, halam devreye girerek "Sen zahmet etmeseydin Suzan; Funda bana söz verdi ben yurt dışındayken kızlarımla alakadar olacak, yani burada kalmak zorunda." dedi. Suzan bozuldu, babam "Neden böyle bir araştırma yaptın ki, ne gerek vardı?" diye sordu. Suzan hemen cevabı verdi, "Bu kadar kalabalığın arasında rahatsız olabileceğini düşünmüştüm." dedi. Funda teyzem ise "Beni düşündüğünüz için çok teşekkür ederim. Yıllardır yalnız yaşıyorum, kalabalık aile özlemimi bu ailede giderme şansı bulduğum için çok mutluyum!" dedi.

İştahım kaçmıştı, kadın Funda teyzemi kıskanıyordu bence ve ilk işi onu evimizden uzaklaştırmak olacaktı. Belki sonra bizi de istemezdi.

Çalan kapı zili ile irkilerek kapıya doğru baktım Ahmet amcam gülümseyerek içeri girdi. Hepimiz onu öperek karşıladık. Kahvaltı masasına oturdu bir yandan sohbet ederken bir yandan da kahvaltı ediyorduk. Bense sabah ki yağmurun etkisi herhalde birden üşümeye başlamıştım. Odama çıkarak üzerime bir hırka aldım. Bugün Funda teyzemin boş günüydü, acil bir hasta olmazsa evde kalacaktı. Babam ve Suzan dışarı çıktılar yine. Nişan yapacakları lüks salonun hazırlıklarını kontrol edeceklerdi. Biz Zeynep ablamla birlikte okul çantalarımızı ve montlarımızı alarak Kerem amcamla birlikte çıktık. Efe ağabeyim direk hastaneye gidecekti, Kerem amcam da bizi okula bıraktıktan sonra hastaneye gidecekti. Günlerdir Burak'ı sadece okulda görebiliyordum. Evde işler çok yoğun olduğundan mı bilmem, Sinan amca ve Burak bize artık o kadar sık gelmiyorlardı.

ARYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin