KAVUŞMA -Bölüm 62

2.2K 147 9
                                    

Babam tatilden bugün dönüyordu. Suzan ile yaptığı keyifli tatili nihayet tamamlamıştı. Ben ise, günlerdir okul ve ev dışında cezalıydım. tamamen cezalı; Burak bile bana tavır alıyordu. Asi ruhum yüzünden, sevdiklerimle sık sık aramın bozuluyor olması beni üzse de, üzülmek hatalarımı düzeltmemi sağlamıyordu. Aslında ada dönüşü amcamla konuşmuştum, ona duygularımı anlatmıştım; ama bu kez duygularım amcamın cezasını iptal etmesine yeterli olmamıştı. Hala oda cezam sürüyordu. Yemek saatleri dışında beni aşağıda istemiyordu. Zeynep ablamın odasına gitmem de, abimin odasına gidip oturmam da yasaktı. Amcam, eve geldiğimde telefonumu da elimden alıyordu. Bilgisayarımı zaten ada dönüşünde almıştı. Gerçi hayatım bilgisayar ve telefonla geçmediği için onların yokluğu beni etkilemiyordu. Ben odamda kitap okuyordum.

           Babam geliyordu; artık hiç bir şeyin önemi yoktu. Canım babam, bana geri dönüyordu. Artık Suzan'ın nişanlısı olsa da benim canım babamdı. Saate baktım öğleden sonra dört olmuştu. Babamın uçağı bir saat sonra hava alanına inecekti. Abim ve amcam karşılamaya gideceklerdi.

Ben de gitmek istiyordum; fakat cezalı olduğum için odadan çıkamazdım. Ayağa kalkarak kitaplığımın önüne geldim. Abim kitaplığım için bir sürü kitap almıştı. Birbirinden güzel harika kitaplar... Aralarından bir seçim yaparak okumaya karar verdim. "Haritada Kaybolmak, Şimdiki Çocuklar Bir Harika, Kraliçe'yi Kurtarmak, Ölümsüz Ece, Küçük Kara Balık..." birbirinden güzel bir sürü kitabım vardı. Tercihimi "Haritada Kaybolmak" adlı kitap üzerinde kullanarak raftan aldığım kitabımla birlikte yatağa uzandım.

İçim huzurla doluydu, yüreğimdeki sevinci de kendime rehber alarak, mutlu bir şekilde kitabımı okumaya başladım. Böylece zaman da çabucak geçecekti. Kitap, öyle güzel öyle macera doluydu ki dalmıştım. Ne kadar zaman geçmişti, saat kaç olmuştu hiç haberim yoktu.  Ben kitabın elli sayfasını bitirmiştim bile... Yatakta hareketsiz kalmaktan vücudum uyuşmaya başlamıştı. Yataktan kalkarak odamdaki banyoya gittim. Tuvalet ihtiyacımı giderdikten sonra yüzümü yıkadım. Uzun saçlarımı at kuyruğu yaptım ve aşağıya indim. Eminim amcam çoktan babamı almak için gitmişti. 

Yani beni aşağıda görüp kızması mümkün değildi. Aşağıda kimseler yoktu. Mutfağa gittiğimde Zeynep abla ile Merve teyze kahve içip sohbet ediyorlardı. Merve teyze beni görünce gülümsedi.

Zeynep ablam yanağımdan öptü.

"Eeee Arya, Engin amca dönüyor, neden bu kadar keyifsizsin?"

Düşündüm; babam dönüyordu ama artık başka bir kadına aitti. Ve üstelik odamda cezalıydım. Üstelik döndüğünde adaya kaçışımın hesabını da soracaktı. "İçim sıkılıyor abla!" diyerek sıkıntımı dışa vurdum. Merve Teyze gülümsedi.

"Tatlım, ben senin iç sıkıntının sebebini biliyorum. Babanı kaybettiğini sanıyorsun. Ama öyle değil ki, baban Suzan ile evlense bile senin yerin hep ayrı olacak. Sen onun biricik kızısın. Baban akıllı bir adam, bence boş yere üzülüyorsun."

Başımı öne eğdim. Boş masaya bakarken Suzan teyze'nin önüme bıraktığı fincandaki sıcak çikolata kokusu içimi rahatlatmıştı. Bir yudum içtim. "Ama Merve teyze bir tek o değil ki sıkıntımın sebebi. Biliyorsun cezalıyım, amcamdan sonra babam da adaya gidişimin hesabını soracak. Ben onun için de tedirginim. Babamın yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyorum. Çünkü bu hatayı bir kez yapmadım. Babam beni affetmeyecek!"

Merve teyze, elini omzuma koydu. Gözlerimin içine sımsıcacık bakışlarını gönderdi. "Sen iyi bir kızsın Arya, ama çok ani kararlar veriyorsun. Eskiden kendi başına kararlar vermiş olabilirsin. Ama şimdi büyüklerini dinlemek, onlardan izin almak zorundasın. Baban ve amcan kızmakla haklılar bunu biliyorsun."

ARYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin