HAYALLERİN PEŞİNDEN DOLU DİZGİN KOŞMAK- Bölüm 64

2.4K 147 2
                                    

Sabah neşe içinde uyanmıştım. Hayatımın en büyük kabusu olan kadın Suzan artık hayatımızda olmayacaktı. Oh! Zaten babamın evlenmesini hiç istemiyordum. Ama Funda Teyze'm ile evlenmesi beni mutlu ederdi tabi ki. Bir anne nasıl olur bilmesem de, halamdan biraz olsun bunu öğrenmiştim. Anne şefkati onda hissedebildiğim bir duyguydu çünkü. Ve Funda teyzem de bana göre harika bir anne olurdu. Yumuşak ve kaprissiz tavırları, içtenliği, sıcaklığı anne olabilmesi için yeterliydi. Aslında hemen bu konudaki çalışmalarıma başlamak istesem de, artık büyüyüp olgunlaşma zamanımdı. Tamam, kabul ediyorum bu kesinlikle bana uygun bir tavır değildi.. Çünkü ben uzunca bir süre büyümek olgunlaşmak da istemiyordum. Evimin küçük kızı, babamın prensesi olmak benim için yeterliydi. Ama yine de uslu durmalıydım, bu planlarımı bir süre ertelemem de demekti. Çünkü bir hata daha yaparsam uzunca bir süre otururken acı çekeceğim gibi ömür boyu oda hapsine razı olmamı gerekli kılardı. Çünkü babamın kuralları netti. Sevgi dolu babam aynı zamanda otoriter bir babaydı. Ve sanırım bende, babamın kurallarını biraz fazlaca çiğnemiştim. Babamı en çok kızdıran şeyin başıma buyruk hareket etmem, ara ara evden kaçmalarım olduğunu artık net bir şekilde öğrenmiştim. Ha bir de tabi ki asiliğim de vardı. Bu kadar yanlışı bir günde düzeltmem mümkün değildi. Ama denemeye değerdi. Çünkü babamın benimle gurur duymasımı istiyordum. Evimizde her zamankinden başka bir huzur vardı. Ve ben hemen Zeynep ablamın yanına gidip onunla yeni haberimi, yeni sevincimi paylaşmak istiyordum.

Yetimhane hayatımızdan sonra, bu evde yaşamak ikimizde de değişime sebep olmuştu. Zeynep ablam da sevilmeyi tatmış küçük bir anne olmayı bırakmıştı artık. Çünkü onun da sevilmeye korunmaya muhtaç yönleri vardı. Nihayetinde o da kimsesizdi benim gibi. Artık birbirimize yapışık yaşamıyorduk. Çünkü o da benim gibi çocuk olmayı, yeni yeni tattığı için uyum sağlamaya çalışıyordu. Zeynep ablam benim gibi de değildi, ne asiliği vardı, ne de benim gibi sivri köşeleri.

Benim oldukça sivri köşelerim vardı ve hayatımdaki üç adamın dikkatini çekip onları bir anda delirtmeyi çok iyi başarıyordum. Üstümü giyinir giyinmez odamdan çıktım, aslında Zeynep ablamın yanına gidecektim ama abimin odasının önünden geçerken, bir anda onu görme isteğim depreşti ve kapıyı bile çalmadan odasına girivermiştim bile. Abim üzerinde sadece kot pantolonu ile duruyordu. Beni görünce elindeki beyaz spor tişörtü hızlıca üzerine geçirmeye çalışırken homurdandı.

"Arya kapı çalmayı bilmiyor musun kızım sen? Çıplak da olabilirdim." Utanmıştım! Ben gerçekten bunu düşünememiştim.

"Özür dilerim ağabeyciğim hayatımın biricik yakışıklısı, güne seni görerek başlamak istedim ama kapıyı çalmayı unuttum gerçekten." Abim bir anda sert yüzünü gülümseyerek yumuşatmıştı.

"Buraya gel, küçük cadı, ben de güne seni gıdıklayarak başlayayım da gör sen gününü..."diyerek bir anda beni kucağına aldığı gibi yatağın üzerine fırlattığında kendimden geçmiştim. Gülmekten karnıma kramplar girmişti. "Abi, abi dur. Gerçkten çok fenayım." Dediğimde abim beni gıdıklamayı hemen bıraktı. "Tamam tamam ağlama hemen! Küçük mızmız cadı seni."

Abime naz yapmaya kararlıydım."Abi ya, sen de mi bu evde ki bütün adamlar neden bana cadı diyor ki, benim gibi uslu akıllı bir kıza haksızlık etmeye utanmıyor musunuz siz?" Bir kere abimin eline geçmişim, kurtuluşum yoktu tabi.Kocaman eli ile yüzümü kapatıp konuştu."Söyle bakalım ufaklık yine beyninde neler dolaşıyor? Bugünkü planın ne? Bak şimdiden söyleyeyim, artık aksiyon istemiyorum. Yoksa babamla amcamdan önce ben seni pataklarım bilmiş ol."

Bozulmuştum. "Abi tamam ya, aksiyon falan yok. Kabul ediyorum, bana verdikleri tüm cezaları hak ettim. Yaptığım şeyler gerçekten hataydı. Ama ben uslu bir kız olmaya karar verdim. Yani en azından deneyeceğim."

ARYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin