Duzenleme: BU BOLUM NİYE BOYLE EN ASAGİ İNMİS AEMİNA
☆☆☆
2 Yıl Önce...
Jisung'un doğum günüydü bugün. Heyecanlı olduğu için asla yerinde duramıyordu. En yakın üç arkadaşının ona hazırladığı sürprizden haberi vardı. Hatta yardım bile etmişti!
"Jisung doğum gününü kutlamamıza son 3!" dedi Hyunjin. Felix ve Seungmin de geri sayıma başlamıştı.
"2!"
"1!" çalan zille zaten toparlanmış olan çılgın dörtlü hemen dışarıya çıktılar. Gidecekleri yer için akşam olmasını bekliyorlardı. Bu sırada sıkılmamak için okulun aşağısındaki çocuk parkına gelmişlerdi. Hyunjin ve Jisung hemen salıncağa giderken Felix ve Seungmin ise kaydırağa adeta uçtular.
Jisung 18. yaşına çok sevdiği üç arkadaşı ile gireceği için çok mutlu hissediyordu. Arkadaşları biraz deli olabilirdi ama onları bu deli hâlleri ile sevebiliyordu.
☆☆☆
Sonunda çok bekledikleri o an gelmişti. Hepsi çok şık olmuştu. Seungmin'in ısrarıyla Jisung gözüne eyeliner çekmişti. Bu hâli oldukça sevimli ve ateşliydi.
"Bana hatırlatın Seungmin'in babası bey amcaya teşekkürlerimi ileteceğim. O olmasa hayatta bu lüks mekânda olamazdık." dedi Felix. Sesinden heyecanlı olduğu belliydi.
"İyi ki annemlerden izin aldı yoksa gelemezdim." Hyunjin'in dediğine Seungmin gülümsemekle yetindi.
"Ya hadi girelim içeriye! Dondumm!" dedi Jisung.
Hepsi sanki bu komutu bekliyormuş gibi aynı anda içeriye girdiler. Hemen bir garson gelip onları masalarına götürdü. Restoranttaki en küçük oldukları için biraz gerilmişlerdi. Aslında Seungmin'in babası bu fikri onaylamamıştı. Hatta aile büyükleriyle birlikte gitmeyi teklif etmişti ama Seungmin babasını bu fikrinden vazgeçirtmişti. Hesap işini Seungmin'in babası halledecekti. Çocuklar Jisung'un gerildiğini fark edince heyecanla bir konu açtılar...
☆☆☆
"Bence Hyunjin haklı. Sonuçta filler kocaman hayvan. Onlar osurduğu için deprem oluyor."
Jisung'un Hyunjin'e hak vermesi üzerine hemen beşlik çaktılar. Seungmin ve Felix bu sırada yüksek sesle gülüyordu.
"Iyyy fillerin osuruğu çok kötü kokuyordur şimdi."
"E bir zahmet Seungmin. Dünya kadar şey yiyorlar sonuçta." Felix tam etinden yerken kurmuştu bu cümleyi.
"Kesin bok gibi kokuyordur." Jisung'un dediği şeye dördü de tam anlamıyla sadece uğultu olan mekânda kahkahalara boğuldular.
Bu sırada iki masa ötede Know Holding'in CEO'su aynı zamanda yer altının en büyük mafyalarından biri olan Lee Minho vardı. Yemek yerken aynı zamanda Corm Holding ile yapacakları toplantıyı konuşuyordu arkadaşları ile.
"Bu sefer fazla dikkatli davranmalıyız. Sam'in ne yapacağı belli olmaz." dedi Chan bir abi gibi.
"Bir haftadır yapacağı tüm ihtimalleri düşündüm. Her yerden takip ediyoruz zaten. İçiniz rahat olsun. Hallederiz." dedi Minho. Zeki bir insandı. Zekâsıyla şimdiki gücüne kavuşmuştu.
"Bu arada Minho, Jaywon piçinin bizden kaçırdığı mücevherleri geri almayı başardık." dedi Yeonjun.
"Siktiğimin piçi." Changbin sinirle kurmuştu bu cümleyi. Minho tam konuşacağı zaman gelen gülme sesi ile kafasını çevirdi. Ağzındaki et ağır ağır çiğnerken gözlerini kıstı. Yanakları gülmekten kızarmış çocuğa baktı.
"Minho şu yeni açtığın barda sorun çıkmış." Yeonjun'un dediği şeyle, sinirle önüne döndü Minho. Sinirden dişlerini sıkıyordu. Kendi mekanında huzursuzluk çıkması yüzünden sinirlenmişti.
"Niye çıkmış sorun? Ayrıca benim niye şimdi haberim oluyor?"
"Taehyun sana ulaşamayınca beni aradı. Sarhoş bir piç kadına asılınca sorun çıkmış. Bizimkiler durdurmuş hemen."
"Adamı ne yapmışlar?" dedi Changbin sinirle. Böyle şeylere tahammülü asla yoktu.
"Bu sabaha kadar depodaydı. Dövüp evinin önüne atmışlar."
"Ben orada olacaktım var ya..." Minho konudan tamamen soyutlanmış, önünde durmadan gülen çocuğa bakıyordu. Tahminen 18 yaşında, liseli bir çocuktu. Ellerini durmadan hareket ettiriyor ve önündeki üç erkeğe bir şeyler anlatıyordu. Saçı sarı olan çocuğun yaptığı harekete hepsi gülmeye başladı. Minho alayla kafasını sağa sola salladı. Bir avuç ergenden başka bir şey değildi.
"Kulağımı sikti bunlar. Bu ne durmadan gülüyorlar!"
"Öyle deme Changbin. Herkes sizin gibi somurtacak değil ya." Yeonjun'un gülerek dediği şeye Changbin göz devirdi. Yeonjun mafya olabilirdi ama komik bulduğu şeylere gülerdi. Changbin ve Minho'nun aksine.
Minho masada dönen muhabbete katılacağı sırada mekânın içinden gelen tiz bir sesle kafasını sese doğru çevirdi. Esmer, uzun boylu bir kadın dakikalardır gülen sincap çocuk ve tayfasına bağırıyordu.
"Bu nasıl saygısızlık! Terbiyesizler! Nerede olduğunuza bir bakın! Rahatsız ediyorsunuz bizi!"
"Abla biraz sakin mi olsan?" dedi sincap çocuk.
"Hah! Teyze mi dedin sen bana?"
"Abla bağırma ya. Ses tellerine yazık. Hem bak kaşlarını çatma öyle kırışıklık yapar." dedi turuncu saçlı çocuk. Yeonjun kahkaha atmak istemişti ama durdu.
"Hanımefendi haklısınız biraz fazla ses çıkardık ama siz de biraz sakin mi olsanız?" siyah saçlı çocuğun dediği şeyle esmer kadın biraz sakinleşmişti. Sarı saçlı çocuk tam konuşacakken yanlarına gelen orta yaşlarının sonunda olan adam, hızlıca esmer kadından özür dileyip çılgın dörtlüye dışarı çıkmalarını söyledi.
"YA! Şurada güzelce doğum günümü kutlayacaktık! Ne kadar gerginsiniz amına koyayım."
"Ay tamam bırakın biz çıkarız." dedi turuncu saçlı çocuk.
Minho, kıvırtarak yürüyüp çıkışa giden bedene baktı. Tatlı çocuktu. Ama hâlâ çocuğun ergen olduğunu düşünüyordu.
Bilmiyordu ki 2 yıl boyunca takıntılı olacağını...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ηαυgнтү кιттү ᯓᡣ𐭩 мιηsυηg |Düzenlendi| ✓
Fanfic|Uygulama 1 ve 2. bölümü en aşağı atmış, bilginize!| Arkadaşlarıyla birlikte kutladığı doğum gününde mafya Lee Minho'nun dikkatini çeken Han Jisung, sonrasında başına geleceklerden habersizdi. Mafya Lee Minho 2 yıl boyunca aşık olduğu Han Jisung'u b...