1.2

683 60 104
                                    

Hyunjin de inince artık hepimiz hazırdık. Kafamı kaldırıp önümdeki koca binaya baktım. M&J GYM...

"Çok heyecanlıyım! Girelim artık!"

"Bence de girelim artık." deyip, ileri doğru adımlayan Seungmin'i takip ettim.

Kapıda iki tane koruma vardı. İkisi de çok kaslı ve kocamanlardı. Sağ tarafta duran, kafasında yılan dövmesi olan adam elinde duran kağıda bakıp,

"Han Jisung?" diye sordu. Bir an kafam karıştığı için elimi kaldırıp, "Burada!" diye bağırdım. Çocuklar bu hâlime gülerken dövmeli adamın da sırıttığını gördüm.

Onlara sinirli bakışımı atıp kollarımı göğsümde birleştirdim. Bu hâlime daha fazla sırıttıklarını görünce gözlerimi devirdim. Hayır yani ne vardı gülünecek? Alt tarafı 'burada!' diye bağırdım!

"Hadi Jis! Daldın gittin yine. İçeriye giriyoruz." dedi Felix. Sinirli hâlimden hemen kurtulup onları takip ettim.

Salonun duvarları açık maviydi. Hemen sağ tarafta kayıt yeri vardı. Sol çaprazda ise soyunma odaları vardı. Odaların karşısında ise yukarı çıkan merdiven ve aşağı gidilen merdiven vardı.

Duvarlarda ki motive edici sözlere göz gezdirdim. Ben bile okuyunca hırs yapmıştım. Buraya gelenleri düşünemiyordum bile.

Kayıt kısmında duran kızıl saçlı kadın bize bakıp gülümsedi. O tarafa doğru yürüyüp kadına selam verdik. En fazla 23-24 yaşında duruyordu.

"Merhaba gençler. Hoş geldiniz. Beni takip edin lütfen." dedi kızıl saçlı kadın. Beyaz tenine kızıl saç rengi çok yakışmıştı. Çok güzel birine benziyordu.

Kadını takip edip, yukarı çıkan merdivenlere doğru gittik. Belime bol gelen siyah eşofmanıma sıkı, iki tane düğüm atınca hazırdım. Kızıl saçlı kadını takip ederken Seungmin konuşmaya başladı.

"Adınızı öğrenebilir miyim?" diye sordu. Kızıl saçlı kadın Seungmin'e gülümseyip,

"Chaeryeong." dedi. Tam kendimizi tanıtacakken Chaeryeong gülmeye başladı.

"Hepinizi tanıyorum. Kendinizi tanıtmanıza gerek yok. Burada çalışan herkes sizi tanıyor."

"Nasıl yani? Buraya geleceğimizi biliyor muydunuz?" diye sordum merakla. Garipti.

"Evet. Bay Lee buraya geleceğinizi bize söyledi." yahu bu Bay Lee kimdi,canım?

"Bu Bay Lee ile görüşebilecek miyiz?" diye sordum. Açıkçası bu adamı fazlasıyla merak ediyordum.

"Evet. Hatta şu anda tam da kapısının önünde duruyoruz." dedi. Şaşkınlıkla önümdeki kahverengi renkli kapıya baktım. Ne ara gelmiştik buraya?

Chaeryeong, kahverengi kapıyı iki kere tıklattı. İçeriden boğuk ve sert bir, "Gir!" sesi geldi. Heyecanla, içeri giren Chaeryeong'u takip ettim. Çocuklar hemen yanımda durmuş sırıtıyordu.

Dikkatimi masaya yaslanmış, bana bakın afete çevirdim. Mor saçı, kemikli yüzüne çok yakışmıştı. Kollarını göğsünde birleştirmiş bize bakıyordu.

Adamı süzmeyi sonunda bırakıp yutkunarak gözlerimi, bana bakan gözlere çevirdim. Yutkunduğumu görünce sırıtmıştı.

"Sen çıkabilirsin, Chaeryeong. 'Arkadaşlarla birlikte'. " son cümleyi bastırarak söylemişti mor saçlı adam.

Chaeryeong gülümseyerek yanımdaki arkadaşlarıma döndü. Ben de onlara dönünce, kaşlarını çatarak bir bana, bir de Bay Lee'ye baktıklarını gördüm. En sonunda Felix dayanamamış olacak ki sinirle ve şüpheyle konuşmaya başladı.

ηαυgнтү кιттү ᯓᡣ𐭩 мιηsυηg |Düzenlendi| ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin