Multimedya 'Gece'
Bölüm şarkısı- Sia- California DreamingAltında sorgu yatan yeşil gözlerinin içine bakıyordum. Sanki beni anlamaya çalışır gibiydi. Benliğimin içindeki duyguları görmek ister gibiydi. Ama denese de eline hiçbir şey geçmezdi çünkü kimse beni anlayamazdı. Yaşadıklarımı yaşamayan, tüm çabalarımı gerçekleştirmeyen ve umutlarımın gözümün önünde tek tek eriyişini görürken kahrolduğum kadar üzülmeyen düşüncesiz hiçbir insan beni anlayamazdı. İnsanlar sadece görüldüğü gibi kabul ediyordu herşeyi. Kimse içte neler yaşandığının, nasıl fırtınalar koptuğunu farkında değildi. Ben ise şuanda da olduğu gibi tanımadığım bir insan tarafından dıştan görünüşümle yargılanıyordum. Hiçten var yere inciniyordum. Yapamayacağım şeylerle suçlanıyordum.
"Hayatımda gülmem için tek bir neden söyle güleyim."
Önümde duran Yağız'ın omzuna çarparak yanından geçtim ve barın içinde masamıza doğru ilerledim. Eski yerime oturmayıp bu sefer Anıl'la Noyan'ın arasına yerleştim ve Anıl'ın kolları arasında ısınmaya kendimi zorladım. Barın sıcak, yoğun ve boğucu havasının aksine Yağız'ın sert ve anlamsız sözlerinin kalbime bşr bıçak gibi saplanışı üşümemi sağlıyordu. Bu havanın etkisinden çok rahatsızlığımı ve huzursuzluğumu açığa çıkaran bir üşümeydi. Masadaki yoğun sohbete ve tekrar yerine oturan Yağız'a aldırmadan sessizliğimi koruyarak güveni Anıl'da, kardeşimde bulma umuduyla ona daha çok sarıldım. Bir şekilde beni kendimde hissettiriyordu.
Yağız'ın sert bakışları altında tüm gücümü ve cesaretimi koruyarak soğuk tavır ve yüz ifadelerimle uzun dakikaları atlattım. Bir kez daha sahne almamız gerektiği için grupça ayaklandık ve masadan ayrıldık. Sahneye geçip yerlerimizi aldık ve hazırlanmaya başladık. Mikrofonu ayarlarken Yağız'ın bana fırlattığı soğuk ve cidden bozulmuş bakışları aldırmadan işimi hallettim ve bir kez daha Aras'ı kontrol ettim. Oldukça içmiş olmasına rağmen sakinliğini koruyor ve ellerini sert tavırlarla gitarının üzerinde gezdiriyordu. Herkes hazır olunca masalara döndüm ve sessizliğe bürünen barda gözlerimi gezdirdim. Şarkıya giriş yapınca notaların tüm aletlerle buluşunu içimde hissettim. Baterinin sesi sanki kalbimin atışı gibi güçlü ve oldukça hızlıydı. Gitarlarla buluşunca ortaya çıkan o mükemmel uyum sanki beynimin içinde bir ahenk içinde dans ediyorlardı. Güzel parçanın verdiği mutlulukla ilk olarak sözlere ben giriş yaptım. Tekrar öne çıkan yoğun enstrüman sesiyle parçayı Noyan'a devrettim ve sözleri kaba ama bir o kadar erkeksi sesiyle nasıl bütünleştirdiğini dinledim. Nakarat bölümüne geldiğimizde Noyan'la birlikte şarkının sözlerine daldıkve büyük bir uyum içinde şarkıyı sonlandırdık. Gitardan son ses çıktığında şarkının beni en derinlere sürüklemesine izin verdim. Kısa bir sessizlikte huzuru bulmuşken aniden kopan güçlü alkış sesiyle tüm düşüncelerimi kenara bırakıp bara döndüm. Masalarda resmen bir alkış tufanı kopuyordu. İnsanların yüzlerinde ise şarkının büyülemiş olduğu gerçeği adeta okunuyordu. Yüzlerinden akan mutluluk ve sarhoşluğun etkisiyle daha çok yayılan bedenler şarkıyla daha da benliklerini bulmuş gibiydi.
Noyan'ın uzattığı elini tutup selam verdim. Yağız'ların masasına göz ucuyla bakarken yanımda tanıdık simalı bir garson belirdi. Bu kız burada işe yeni başlamıştı. Bara henüz alışmaya çalışıyordu ve bizde bazı konularda ona yardımcı olduğumuz için onu tanıyordum. Önündeki siyah önlüğün cebinden küçük bir kağıt çıkardı ve bana uzattı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken ifadesiz gözlerle ona bakıyordum. Gözleriyle tam çarprazımızda duran bir masayı ve yanında iki tane kız oturan genç adamı işaret etti. Ben daha bir şey soramadan sahneden hızla indi ve bar bölümüne ilerledi. Gözlerimi ondan ayırıp elimdeki kağıda ve sessizce beni izleyen bardaki insanlara baktım. Herkes sessizce oturmuş yapıcak işleri yokmuş gibi beni izliyorlardı. Elimdeki kağıdı açtım ve içimden okudum ama kağıtta yazan şeylerle resmen kan beynime sıçradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN FISILTISI #Wattys2016
Novela JuvenilKaranlık, herşeyi fısıldar ruhuna insanın. Acıları hatırlatır, hataları yüze vurur, bazense kırgınlıkları yaşatır içinde. Korkar ve kaçmak istersin. İçinden atmak hiç duymamak istersin o fısıltıları. Çünkü insanın canını yakar. Ama insan öyle bir v...