Hepinize merhabaaa
Bu bölüm aylarca kurgulanıp yine aylarca yazımının sürdüğü bir bölüm. Kimi yerde canımı çok yakışından kimi yerde ise kelimeleri nasıl daha hafif yazabilirim diye düşünmemden dolayı oldukça zorlanarak yazdığım bir bölümdü.
Toprak ve Reyhan'a ait bir bölüm.
Umarım beğenirsiniz, sizleri seviyorum.
Engin Nurşani-Adına Bir Çizik Çektim
🌿
Ben aşkı henüz ufacık çocukken tanımıştım. O hissin acısını daha sokakta top peşinde koştururken bile bilirdim. O kahverengi gözlerin parlaklığında daha çocukken bile boğulurdum.
Sokakta yere serdiği küçük kilimin üzerine oyuncaklarını döker sonra da küçük eliyle elimi kavrayıp o kilimin üzerine sürüklerdi.
"Sen baba ben anne olacağız," düşünür gibi beklemişti birkaç saniye. "Bu da kızımız olsun." Demişti kilimin üzerindeki küçük oyuncak bebeği işaret ederek.
O kocaman kahve gözleriyle bakarken hayır demem imkansızdı.
Sonra az daha büyümüştük. Ben lise son o ise lise birdi. Okulda sebebini bile hatırlamadığım bir kavgaya karışmıştım. Küçücük boyuna aldırmadan kavgadan beni çekip almış, öfkesinden bembeyaz teni kızarmıştı.
Kolumdan sürükleyerek okulun arka bahçesine çekmişti beni.
"Salak mısın sen? Ne yaptığını sanıyorsun!" Diyerek diklenmişti. Bilseydi ona nasıl yandığımı, tıpkı şimdi kaçtığı gibi yine kaçardı. "Asıl sen ne yapıyorsun?" Demiştim bende öfkeyle. Dudağımdan akan kanı hatırlıyordum. "O kadar büyük bir kavganın arasına girilir mi?" Dediğimde sinirinden hiçbir şeyi umursamıyordu.
"Bir daha görmeyeceğim böyle bir kavgaya girdiğini. Şu yüzünün haline bak, Toprak!" Demişti. Aramızdaki dört yaşı yok saymış, bana Allahın bir günü bile abi dememişti.
Ben ise sırıtmıştım onun sözleriyle. "Sen bir de onları gör, Reyhan." Kendini tutamayıp güldüğünde kaçırmadan gülüşünü izlemiştim.
Sonra bir gün Yaman, Ahu, Reyhan, Mercan ve ben Yamanların evinde film izlemeye gitmiştik. Ailelerimiz birinin düğününe gitmişti biz ise bir sürü yiyecek alıp bir film açmıştık.
İzlediğimiz film herhangi bir türk filmiydi fakat kız çoğunluğundan ötürü oldukça duygusal bir film seçilmişti.
Yaman, Ahu ve Mercan üçlü koltukta, Reyhan ve ben ise ikili koltukta oturuyorduk. Filmin ortalarına kadar kızlar ağlamış Yamanla ben ise sıkıntıdan patlamamak adına kaçamak bakışlarla kaçma planı yapmaya çalışmıştık. Taa ki televizyondan duyduğum sese kadar.
"Senelerce ben seni sevdim, Duygu. Şimdi çıkıp başkasına sevdalandığını söylüyorsun. Benim gözüm senden başkasını bile görmezken şimdi seni başkasının kolunda görmeye dayanmamı bekliyorsun."
Duyduğum cümlelerin ardından gözlerim yanımda televizyona bakan Reyhan'a kaydı.
Filmdeki adam susmadı.
"Gözlerime bak Duygu. Bak ve beni ne hale getirdiğini aklına kazı." Sesi titreyerek konuşan adama baktım. Ağlıyordu.
"Tamam, bırakıyorum seni. İçimden de zihnimden de sileceğim. Ve Duygu bir daha seninle göz göze bile gelmeyeceğim. Bu da nasuh tövbesi olsun. Yaradandan dileğim bir daha seni benimle denk düşürmesin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİYALE MAHALLESİ
Roman pour Adolescents"Ahu, Ahu'm, Ah'ım..." Sesi fısıltıdan ibaret olsa bile acısını içimde hissettim. "Ellerim sızlasa, teninden derim, gözlerim sızlasa gözlerinden derim, burnum sızlasa kokuna özlemimden derim." Derin bir nefes aldı. "Söylesene Perikızı, şu içimdeki...