8. Bölüm: Delilikten Doğan Kalp Ağrısı

126 11 1
                                    

Hoşgeldiniz mahalle sakinlerimm 🦋

Bu aralar bölümlerimiz güzel sıklıkta geliyor, umarım hep böyle devam eder ✨

Mahalle sakinleri olarak aidat niteliği taşıyan görevimiz yıldıza basmak ve bol yorum yapmak 🤍

Sizleri seviyorum, bolca öptüm.

Güzel okumalar 🎀

Sertab Erener-Gel barışalım artık

İçtiğim ağrı kesicinin etkisi tekrar geçerken yüzümü buruşturdum. Yatakta vücudumu diğer tarafa çevirdim.

Kafamın içini terk etmeyen düşünce silsilesi bir noktada patlak vermiş ve inanılmaz bir baş ağrısıyla baş başa kalmıştım. Dün gece Yaman'la telefon konuşmamız pek güzel geçmemişti ve bu telefon konuşması yüzündendi baş ağrım. Zira düşünmekten ve stres yapmaktan kafam patlayacaktı. Kafamın içinde dönüp duran konuşmanın filmi bir kez daha oynatıldı.

"Abinle yarın konuşayım."

Telefonun diğer tarafından duyduğum cümle boğazıma bir düğüm bıraktı.

"Yaman," konuşmama müsaade etmeden tekrar konuştu.

"Ahu bak tamam erken diyeceksin ama deme. Ben Toprak'ın arkasından iş çeviremem. Yapamam bunu. Biliyorum erken senin için ama böyle gizli saklı da olmaz. Ben konuşayım, anlatayım."

Boğazımdaki yumru daha da büyüdü.

Her şey çok erkendi. Biz yalnızca öylesine komşu değildik. Her şeyimiz beraberdi ve eğer ki biz bir şeyleri sürdüremezsek buna hemen aileler de dahil olacaktı. Bizim en ufak uzaklığımız onları da uzaklaştıracaktı. Biz daha yapabilir miyiz beraberken, bunu anlamadan onlarla konuşmak yanlıştı. Elim gergince tişörtümün yakasını buldu.

"Yaman biliyorum arkasından iş çevirmek istemiyorsun ama daha çok erken." Dedim ve derin bir nefes aldım. O ise susuyordu.

"Biz daha yapabilir miyiz bundan emin değilken hemen aileler dahil etmek ne kadar doğru?" Sözlerimin ardından nefesi tekledi.

"Yapabilir miyiz derken?" Dediğinde sesinde bariz soğukluk sezdim. Söylediğim her şey yanlış kapıya çıkacak gibi hissediyordum. Gergince dudağımı dişledim.

"Yaman bak biz daha kendimize zaman vermedik, beraber nasıl oluruz anlayamadık. Şuan sence de çok erken değil mi?" Titrek bir nefes aldım. "Tamam haklısın ben sana söylemeyelim demiyorum elbet söyleyeceğiz bir şeyler netleştiğinde ama şuan daha her şey çok yeni. Ben daha bizden bile tam emin değ-" sesim bıçak gibi kesildi.

"Ahu," dedi dişlerinin arasından. "Sen değil miydin ben bekleyelim dediğimde bile bana korkak diyen? Sen değil miydin ben her şeyi göze aldım diyen? Ulan ben sana emin değilsen beni yakma dediğimde bunu dedim diye bile beni kendinle sınarken şimdi ne demek emin olmamak?" Sesi yüksek değildi fakat inanılmaz gergindi. Sinirini en derinimde hissettim.

Haklıydı. Öyle demiştim yine aynıydı düşüncelerim fakat bu kadar erken söylemek de değildi niyetim. Niye anlamıyordu? Bu kadar erken söylersek her şey karışacaktı. Niye anlamak istemiyordu?

"Yaman," öyle bir bağırdı ki hem sözüm kesildi hem gözlerim kapandı. "Bu oyun değil Ahu!" Dedi yükselen sesiyle. "Ben seninle emin olmayacağım hiçbir şey yaşamam. Benden emin olmayan biriyle de hiçbir yola çıkmam, Ahu."

PİYALE MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin