Pov'un sahibi=blacjimin
_________________________________________
Sabah erekte olmuş bir şekilde uyanmıştım o kadar çok düşünüyordum ki jungkook'u rüyama bile girmişti bu doğru değildi onunla ilgili ıslak bir rüya görmem doğru değildi ama lanet olsun ki bilinç altıma bunu söyleyemiyordum.
Yataktan kalkıp hemen banyoya gittim kısa bir duş aldıktan sonra hemen odams geçip üstümü giyindim ve kahvaltı için aşağıya indim ve kendime kahvaltı yapmaya başladım hala rüyanın etkisindeydim o kadar gerçekçiydi ki ahh neyse bunu düşünmem lazımdı.
Bugün o itlerin başına çökecektim doğru ya yoongi hyung gelecekti akşam ekipmanlarını ayarlaması için felixi aradım.
"Alo felix garajın deposunda bilgisayar ekipmanları olucak onları çıkar ve kur tozlarınıda al bu akşam misafirimiz var."
"Tamamdır patron."
Telefonu kapattıktan sonra yaptığım omleti ters çevirerek domates ve salatalık doğramaya başladım.
...
Kahvaltımı yaptıktan sonra evden çıktım akşam garaja gelicek olsa bile yoongi hyungun yanına gidicektim merdivenlerden indiğim gibi arabama bindim ve yoongi hyungun evine doğru yol aldım.
...
Şuan yoongi hyungun evinin kapısının önündeydim arabada oturuyordum gidip gitmemek arasında kalmıştım buraya kadar gelmişken geri dönemem diyerek arabadan indim ve kapısının önüne geldim ve zile bastım.
Bir kaç dakika sonra kapıya üstünde tavşanlı pijamasıyla duran jungkook açmıştı beni görünce gözleri aynı far görmüş tavşan gibi açmıştı eh buda onu pijamasıyla aynı yapmıştı.
Aramızda ki sessizliği arkadan yoongi hyungun bağırması oldu.
"Kim geldi kookie?"
"Beni garajından aldığın adam hyung. Kim taehyung yani."
Diye bağırdı ismimi unutmaması güzel hissettirmişti.
Kapıda daha fazla beklememek adına bakışmamızı ve sessizliğimizi bozdum.
"Beni içeri almayacak mısın??"
Dediğimde kapıyı biraz daha aralayarak bana geçmem için yol verdi bende içeri girerek ayakkabımı çıkardım ve mutfağa doğru ilerledim çünkü yoongi hyungun sesi ordan gelmişti.
Mutfağa girdiğimde yoongi hyungun bir tane daha servis açtığını gördüm sofrada 3 tane servis vardı ve bu biraz beni duygulandırmıştı.
"Hoşgeldin tae."
"Hoşbuldum hyung."
Dediğimde yanı başımda bir anda bağıran kişiye baktım.
"NEE!?HYUNG MU?!"
"Evet niye bu kadar şaşırdın ki."
Jungkook'un yüzünde şaşkınlıktan daha çok sinirli bir ifade vardı neye sinirlendi ki şimdi anlamadım.
"Siz birbirinizi tanıyor musunu??"
Bu sefer jungkook'a cevap veren yoongi hyung olmuştu.
"Evet kook."
"Ve sana hyung diyor öyle mi?"
"Yoongi hyunga 'hyung' demem de ne gibi sakınca var ki?"
"Pardonn bi kere o benim hyungum sen kimsin ki de hyunguma hyung diyorsun!."