ÖLÜM GEÇİDİ [MinSung] -BEKLEMEDE-

0.5

İlahi Bakış Açısı
2 Hafta Sonra;

" Yine senin yüzünden cezaya kaldık lan, yaklaşma oğlum bir daha bana! Cenabet midir nedir!? "

Hyunjin, geçen haftalarda Jisung'un ani bir şekilde kurduğu cümleyi nedeni bilinmez bir şekilde geçiştirmişti.

Şimdi ise söylene söylene parkuru bitirmeye çalışıyordu. Bağırıp çağırdığı kişi ise.. tam arkasından onu takip eden Jisung'tu tabiki.

" Kaç saattir koşuyoruz lan senin itliğin yüzünden! "

" Ulan sen koşuyorsun da ben yatıyor muyum sanki!? "

" Ne bileyim lan, doğru söyle yatıyor musun yoksa Jisung!? "

" He amına koyayım yatıyorum! Gerizekalı mıdır nedir ya.. "

İkili bağıra çağıra, koşturarak engellerle dolu parkurun bitişine gelmişti sonunda.
Ama gelmeleriyle birlikte donup kalmaları da bir olmuştu.

Son atlama engelinden sırayla geçtikten sonra ulaştıkları yer bomboş bir araziydi. Şaka yapmıyorum cidden bomboş.

" Burası neresi şimdi? "

" Belkide bir bok olamayacağımızı anlamışlardır ve bizi göndermeye çalışıyorlardır ha? "

Jisung dalga geçer gibi konuşarak etrafı biraz daha dikkatli incelemeye başlamıştı. Ama etrafta ottan ve çalıdan başka hiçbir şey yoktu gerçekten.

" Siktir lan ordan, benim gibi bir afeti kim gönderebilir- "

" DİKKAT! "

Jisung, enjekte olduğunu boynundaki ısırıktan belli eden ve Hyunjin'e doğru ilerleyen adamı gördüğü gibi bağırmıştı.

Hyunjin, ne olduğunu anlamamışçasına Jisung'a dönünce ondan kısa olan beden avcunu sertçe alnına yapıştırdı.

'Bu çocuğun gerçekten salak olduğundan şüpheliyim!'

Jisung, iç sesini bir kenara bırakıp hızla öne atıldı ve Hyunjin'i kolundan tutup geriye çekti.

Reflekslerini iyi kullanması büyük şanstı gerçekten. Hemen sonra vakit kaybetmeden pantolonuna gizlice koyduğu bıçağı çıkarttı.

" Lan o ne!? "

" Neye benziyor salak!? "

Jisung, iç sesini dışa vurarak rahatlama seansından hemen sonra elindeki bıçağı nişan aldı ve zombi olarak nitelendirilen adama fırlattı.

Tam sol gözüne.

Yüzüne sıçrayan kan Jisung'u tedirgin ederek ufak bir çığlık atmasına sebep olmuştu.

" Bağırmasana be! "

Jisung, tam birşey diyecekken adamın yerinden doğruluğunu fark etmişti.
İkisi geri geri yürürken Hyunjin, Jisung'a hitaben bağırdı.

" Başka bıçak yok mu Ji!? "

Jisung düşünürcesine bir mırıltı çıkardı. O anda aklına gelen şeyle içinden sevinç çığlıkları atmayı ihmal etmedi.

" VAR! "

Durup kendine bakan bedenle Hyunjin'de durmuştu. Jisung siyah saçlıya daha da yaklaşarak kollarını onun beline sardı.

" Ne yapıyorsun oğlum!? "

Hyunjin, arkasında hareket eden elin amacını hala anlamamıştı. Ve bulundukları durum gerçekten açıklanabilir türden değildi..