Bölüm 4 - Bağ

313 71 40
                                    

Kelime sayımız: 539

Bar her zamanki gibi tıklım tıklımdı ve içeride Şeytanlar kadar Melekler de vardı. Herkes ya yemek yiyor, ya dans ediyor ya da köşelerde öpüşüyordu.

Hoparlörler müziğin sesinden dolayı patlamak üzereyken içerideki herkes gülüp eğleniyordu.

Hepsinin de ağzı bir şekilde doluydu. Ya gülmekten, ya yemekten... ya da yiyişmekten.

Girişe en yakın köşede 2 genç iblis görünüyordu ve sanki hayatları buna bağlıymış gibi birbirilerinin yüzlerini yiyorlardı.

Öte yandan meleklerin çoğu masalara oturmuş sakince el ele tutuşuyordu.

Minho başını hafifçe iki yana sallarken barmenin tam önündeki uzun bar taburelerinden birine oturdu.

Meleklerin buraya neden geldiğini bir türlü anlayamıyordu, onlar Şeytanlar kadar aksiyonlu şeylere kalkışamıyordu.

Şeytanın gözünde barlar sadece içmek için olan mekanlardı, ve Meleklerin alkol alması yasaktı.

Benzer şekilde iblisler ve Şeytanlar gün doğumuna kadar içtikten sonra barda kavga da edebiliyordu, Melekler ise sadece bunlara şahit olup dans edip yemek yiyebilirdi.

Bir anda Şeytanın yanına bir kadın oturdu, saçları uzun ve sarıydı, yüzü de çok güzeldi.

Minho dönüp ona baktığında kadının da bir gülümsemeyle ona baktığını gördü, ama ikisinin de umudu göz göze gelir gelmez yitip gitmişti.

Kadın bir Melekti.

Somurtarak ayağa kalktı ve bardan uzaklaşıp dans edenlerin arasında kayboldu.

Minho ise buna hafifçe güldükten sonra ona doğru gelen barmene döndü ve her zaman içtiği içkinin siparişini verdi.

Melekler ve Şeytanlar göz göze geldiğinde özel bir bağ gerçekleşirdi, diğerine ne oldukları anında belli edilirdi.

Bu durum iki Şeytan ya da iki Melek karşılaştığında olmazdı, onlar genelde birbirilerini tanırdı zaten.

Sadece yenice Melek ya da Şeytan olup daha kendi cinsinden kimseyle tanışmayan kişilere olurdu.

Ve biriyle bu bağı kurarlarsa onları bir daha unutamazlardı da.

Minho içkisini beklerken bu kez yanına bir erkeğin oturduğunu fark etti, kahverengi saçları vardı.

Barmenin tekrar ona doğru geldiğini görünce yanındaki kişiyi tamamen görmezden geldi ve tezgaha bırakılan içkiyi eline aldı.

Yanına oturan kişi bir bardak su istedikten sonra barmen tekrar işine dönmüştü.

Şeytan normalde kimseyi umursamazdı, ama bu sefer nedense kendini bu kişiye bakmak zorunda hissetti.

*-*-*

Bu mekan kesinlikle Jisung'un rahat edeceği bir yer değildi, ama şu anda Cennete de dönemezdi çünkü Chan onu anında yeryüzüne geri gönderirdi.

Böylece bu bara bir şans vermeye karar verdi ve derin bir nefes alıp içeri girdi.

İçeride Melekten daha çok Şeytan olduğu gerçeğini görmezden gelmeye çalışsa bile yine de tüyleri ürpermişti.

Ortamdaki Şeytan sayısını ve mide bulandırıcı alkol kokusunu mümkün olduğunca düşünmemeye çalışarak dans edenlerin arasından sıyrılıp bara ulaşmayı başardı.

Şu anda en çok ihtiyacı olan şey kesinlikle soğuk bir bardak suydu.

Gördüğü ilk bar sandalyesine oturduğunda yanında kırmızı saçlı bir adam olduğunu gördü. Simsiyah bir takım elbisesi vardı ve vücudunu güzel şekilde sarmalamıştı.

Jisung adamın yüzüne baktığında bütün iç organlarının yer değiştirdiğini hissetti.

Adam çok güzeldi.

Saçlarından çenesine kadar keskin bir profili ve heykellerinkine benzer bir burnu vardı. Kirpikleri gür ve uzunken havada resmen süzülüyordu.

Jisung ona 7 gün 24 saat bakabileceğinden emindi, şu anda da onu izlerken resmen dalıp gitmişti.

O anda gerçek anlamda aynı cinsiyetten olan ilişkilerin günah olmamasına şükretti, çünkü bu adamla olan düğününü daha şimdiden hayal etmeye hazırdı.

İşin sonunda Jisung ona uzunca bir süre baktığı için adam da ona doğru döndü.

Ama bir şeyler tuhaftı.

Çoktan göz göze gelmişlerdi, ama ne olduklarını belli edecek olan bağ kurulmamıştı.

Bu adam... neydi?

Melek mi? Yoksa Şeytan mı?

*-*-*-*-*-*-*-*-*
。・:*:・゚★,。・:*:・゚☆。・:*:・゚★,。・:*:・゚☆

Meleksi Lanet -MinSung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin