Bölüm 6 - İş

207 49 16
                                    

Kelime sayımız: 656

Minho başını kaldırıp uzaklara dalıp gitmiş olan Jisung'a baktı.

Bunu asla kabul etmezdi, ama aslında gencin varlığından memnundu.

Bu durum Şeytan için oldukça şaşırtıcıydı. Çünkü normalde başkalarından uzak durup yalnız kalmayı tercih ederdi, ama Jisung bir şekilde farklıydı.

Bu Melek oldukça hoş biriydi, ve Minho diğer herkese nazaran ondan daha az nefret etmeye başlamıştı.

Gerçi bunun iyi bir şey olup olmadığından emin değildi.

Onu daha fazla süzerken bütün detaylarını da inceledi, bu sırada gencin saçlarının kalanından ayrılıp gitmek istiyor gibi görünen 1-2 saç teli gördü.

Karşısındaki herhangi bir başkası olsa bunu hiç umursamaz ve yorum yapmazdı, ama bir eli istemsizce kalktı ve gencin başının üstünü gösterdi.

Jisung afallamış şekilde büyüğün ne kastettiğini anlamaya çalıştı, kısa süre sonra da saçlarının dağılmış olabileceğini düşünüp parmaklarını aralarından geçirdi.

Bu sırada yüzü de hafif pembemsi bir renge bürünmüştü.

Minho bunun üstüne bakışlarını yeniden önündeki bardağa çevirdi, bugün normale oranla daha az alkol tüketmişti.

Jisung sonunda boğazını temizleyip konuşmaya başladı ''Demek meşhur Lee Minho sensin... Şey olan..''

Minho gencin ne diyeceğini çoktan anlamıştı ''İlk Şeytanlardan biri mi? Evet, ta kendisiyim''

''Anladım'' dedi Jisung başını olumlu anlamda sallayarak ''Ben Melek olarak doğmadım, sonradan oldu. Eskiden bir insandım ve on yedinci yaş günümde çok istediğim bir arabayı almıştım, mutluluğum kısa sürdü çünkü sarhoş bir sürücü bana çarptı'' derken üzüntüden sesi çatlamıştı ''Sonra da bir Melek olarak uyandım''

Şeytan gencin ağlamamak için derin bir nefes alıp bakışlarını yere çevirişini izledi.

Bu sırada içini de anlam veremediği bir üzüntü kapladı. Normalde kimsenin ölümüne üzülmezdi ve bu konuda oldukça soğukkanlıydı.

Sonuçta ölüm onun alışkın olduğu bir şeydi, hayatta olmasının tek sebebi öldürmek ve ölen ruhları toplamaktı.

Peki öyleyse Jisung'un ölümü onu neden etkilemişti?

Onun yerine bir başkası da olabilirdi. Hatta ruhunu toplamak Minho'ya bile düşebilirdi.

O halde Şeytan neden kendini üzgün hissediyordu?

Jisung yeniden büyüğüne baktığında ufak bir üzüntü görür gibi oldu, ama Minho anında duygularını bir kenara atıp yeniden soğukkanlı suratını takınmıştı.

Aslında karşısındaki adamın yaratılan ilk Şeytanlardan ve aralarında en tehlikeli olanı olması genci korkutuyordu, ama o bütün korkularını yenmeye karar vermişti bile.

Bu Şeytan bir şekilde farklı gibiydi ve Jisung onunla daha fazla konuşup arkadaşı olmak istiyordu.

Şimdiye kadar çoktan yanından ayrılmış olması gerekirdi, ama bunu yapmaya dayanamazdı. Şu anda bir diyalog içindelerdi ve bunu bozmak istememişti.

Bu konuşmaları her ne kadar hoşuna gidiyor olsa bile aklını kurcalayan bir soru vardı ve her saniye beynini kemirip duruyordu, bu yüzden dayanamayıp konuşmaya başladı.

''Öldürmeyi neden bu kadar seviyorsun?''

Minho aniden bunu duyunca donup kalmış gibiydi, ama her zamanki gibi sakince ifadesiz yüzünü takınıp tamamen gence doğru döndü.

Jisung o anda bunu bir anda sormanın kötü bir fikir olabileceğini düşündü. Elbette kötü bir fikirdi. Oldukça kabaydı.

Ama Jisung bir Melekti ve bu sorunun cevabını öğrenmek istiyordu -daha doğrusu bunu öğrenmeye ihtiyacı vardı-. Bir Şeytan olmanın nasıl işlediğini öğrenmek istiyordu.

Minho gence dönünce gözleri birbirilerine kilitlendi ''Ben bir Şeytanım. Ve benden önce yaratılan çok güçlü bir grup Şeytan tarafından büyütüldüm. Bana öldürmek öğretildi. Bazı Şeytanlar hiç öldürmez, sadece bazı vücutları esir alır veya anlaşmalar yaparlar. Ama ben her daim öldürdüm, hem kendim hem de başkaları için. Eğer bir insanın bize borcu varsa onu ödemek için belli bir süresi de vardır, süresini geçirirse de cezası ölümdür. Eğer ceza uygulanacaksa da gidip işimi yaparım. Ben sadece iş için öldürürüm, hiçbir zaman keyfimden değil.''

Jisung istemsizce kaşlarını çattı, bütün bunlar hem çok mantıklı hem de çok akıl almazdı. Gerçekten buna karşı diyecek hiçbir şeyi yok gibiydi.

''Bunların yanlış olduğunu düşünüyorsun çünkü o şekilde büyütüldün, öldükten sonra da sana bir Melek olarak bu söylendi 'Asla öldürmemelisin'. Bu senin için bir günah, benim için ise bir yaşama biçimi. Dediğim gibi ben sadece borcu olup bu konuda uyarılmış olanları öldürürüm, asla yaralı veya hasta olanlara da dokunmam. Yaptığım her şeyin bir sebebi vardır. Yani beni kendi inanışların ve kuralların çerçevesinde yargılayamazsın. Ben senin hiçbir hareketini yargılamam, ikimiz de ne için yetiştirildiysek onu yaparak yaşıyoruz. İkimiz de sadece işimizi yapıyoruz o kadar.''

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Bu sizin işiniz olsaydı, uyarılanları öldürür müydünüz?

Meleksi Lanet -MinSung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin